Denizli Devlet Hastanesi'nde horlamayla ilgili son 2 aydır yapılan çalışmaların başarılı geçtiğini ifade eden KBB Mütehassısı Dr. Özer Özerdem, horlamanın, yumuşak damağın nefes alırken yüksek frekanslı titreşimiyle meydana geldiğini ve üst nefes yolunun aralıklarla tıkanmasıyla sonuçlandığını söyledi. Dr. Özerdem, orta yaş erkeklerinin yüzde 20'sinde horlamanın problem olduğunu ve horlamanın kişilerde kilo alınması ve alkol kullanılmasıyla arttığını belirterek, "Horlama uykuda belli aralıklarla nefes alamama gibi tarif edilen uyku apnesine dönüşebilir, sıklıkla da uyku apnesiyle birlikte görülür" dedi.
Burundan nefes almayı engelleyen burun içi eğriliğinin, konka büyümesinin, geniz etinin, büyük bademciğin, gevşek damağın, büyümüş ve uzamış küçük dilin, küçük çenenin horlama sebepleri arasında olduğunu kaydeden Dr. Özerdem, "Horlamayla oluşan aşırı şiddetli gürültü, aile bireyleri için dayanılmaz olabiliyor. Hatta işitme kaybına bile neden olabiliyor" diye konuştu.
Horlama teşhisinin tam bir KBB muayenesiyle ortaya konulduğunu, kişinin yaşına ve horlamanın nedenine göre tedavinin değişiklik gösterebildiğini belirten Dr. Özerdem, çocuklarda geniz eti ve bademcik ameliyatlarıyla horlamanın ortadan kaldırılabildiğini, erişkinlerde bulunan nedene göre tedavi yapıldığını, burun içi eğriliklerin düzeltilip, polip varsa alındığını söyledi. Alerjik hastalarda ise antialerjik tedaviyle hava yolunun açılması gerektiğini ifade eden Dr. Özerdem, "Burunda Konka Hipertrofilerinde ve yumuşak damağın gevşek olduğu durumlarda ise Radyofrekans ile bu dokuların hacimleri küçültülerek hava yolu açılıp, radyofrekans burun içi yumuşak damak ve dilkökü için ayrı ayrı uygulanmaktadır. Denizli Devlet Hastanesi'nde bu cerrahi girişimler 2 aydır başarılı bir şekilde uygulanmakta ve radyofrekansla horlama tedavisi yapılmaktadır" şeklinde konuştu.
DENİZLİ (İHA)