Sırtında çantası ile yola çıkanlar için en büyük masraflardan birisi konaklama giderleridir. Giderleri azaltıp biraz daha uzun yolculuk yapmak için hosteller harika seçenekler sunuyor. Ekonomik olmasının yanısıra sıcak ve samimi atmosferi, ilginç hostel tasarımları, Dünya’nın dört bir yanından yolculuğa çıkmış insanlarla karşılaşmak, birlikte vakit geçirmek ve hatta bir süreliğine yol arkadaşı bulmak için de hostelde konaklamak harika bir seçim olabilir.
Uzun süredir yolculuk eden birisi olarak benim de ilk seçeneğim her zaman hostelde konaklamak oluyor. Ekonomik olması açısından her kaldığım hostelin en kalabalık - dolayısı ile en ucuz - odasını tercih ediyorum. Şimdiye kadar konakladığım hostellerde ciddi bir sıkıntı yaşamamış olsam da gözlemlediğim kadarıyla yolculuğa yeni çıkanlar hostel adabından biraz uzaktalar. Bu konuda bana güvenin, bir hostele adım attığım zaman şöyle bir çevreme bakıp kimin yeni kimin eski yolcu olduğunu anlamak oldukça kolaydır. Bu konuyu zaman zaman hostellerde karşılaştığım diğer gezginlerle de konuştuğumuz oldu. Genelde şikayet edilen ortak sıkıntılar mevcut.
Hostel odasında veya ortak kullanım alanında vakit geçirirken yeni gelen birisinin sert yüz ifadesi, odaya girip hiç bir şey demeden öylece vakit geçirmesi, ortak kullanım alanında ruh gibi dolaşması kadar itici bir tavır yoktur.
Bir hostele ilk defa adımını atanlar genelde çekingen bakışlarından, ürkek tavırlarından hemen belli olur. Korkmayın, hostelde konaklayan bir seri katil veya piskopata denk gelme şansınız Ilıca plajında katil kefaller tarafından parça parça edilme şansınızdan daha düşüktür. Derin bir nefes alın ve gülümseyin. Resepsiyonda canla başla bizler için çalışan şirin insanlara selam vermeyi unutmayın. Bu selamı yerel dilde verirseniz gezgin karnenize on puan eklersiniz.
Resepsiyonda işinizi hallettiniz, odanıza gidip çantanızı bırakmak, belki biraz uzanıp yorgunluk atmak istiyorsunuz. Odaya girdiğinizde sizin gibi diğer yolcularla karşılaşmanız kuvvetle muhtemel. Hazırlıklı olun çünkü tüm gözler sizin üzerinize çevrilecek. Sınıfa yeni katılmış bir öğrenci gibi hissetmeniz son derece normal. Bu durumda resepsiyondaki tavrınızı yineleyin, gülümseyin ve selam verin. Basitçe “Merhaba, benim adım ..., hostele ….’dan katılıyorum” gibi bir cümle sıcak bir bağ kurmak için, harika sohbetler ve arkadaşlıklar için atacağınız en güzel adım olacaktır.
Hostellerin hemen hemen hepsinde ortak kullanım alanları mevcuttur. Genelde ya mutfağı barındırır ya da mutfağa yakın yerde bulunur. Resepsiyon ve odaya ilk adım attığınızda sergilediğiniz tavrı bu ortak alanda da sürdürmeyi unutmayın. Sıcak bir gülümseme ve içten bir merhaba.
Hostellerin ekonomik olmasının bir sebebi de karma odalara sahip olmalarıdır. Bunlar 4-6-8 veya daha fazla kişinin birlikte konakladığı, ranzaları, dolapları bulunan, öğrenci yurtlarını andıran odalardır. Hostelleri otellerden ayıran yegane özellik de budur: Odada yalnız değilsiniz! Şehre gece geç vakit varmış veya kaldığınız hostelden dışarı çıkıp eğlenceden geç vakit dönmüş olabilirsiniz. Hostele girdiğinizde, odanıza giderken diğer misafirlerin uyuyor olacağını sakın unutmayın. Aralarında sabah çok erken vakit uyanıp uçağına yetişecek olanlar olabilir. Son 48 saatini uykusuz yolda geçirip binbir olayla hostele varmış ve tüm yorgunluğunu atmaya çalışan yolcular olabilir. Hostelde konaklayan bir çok kişi düşündüğünüzden daha sabırlı ve anlayışlıdır. Siz yine de insanların sabrını ve anlayışlarını kötüye kullanmayın. Sessiz olun!
Odaya girerken azami dikkat gösterin. Gereksiz yere konuşmaktan, ışığı açmaktan kaçının. Hele ki alkollü geldiğiniz odanın içinde kahkahalarla sohbet etmeye başlamayın. Böyle davranışlar sonucu kimse ses çıkarmasa da yiyeceğiniz beddualar yolculuğunuzu kabusa çevirebilir. Işığı açmak yerine cep telefonunun veya yanınızda taşıyacağınız ufak bir fenerin ışığı ile idare edin. Yalnız değilseniz odaya girmeden önce tüm konuşmanızı yapın, iyi uykular dileyin ve odaya girince sadece üstünüzü değiştirip sessizce yatağınıza girin. Sabah uyandığınız zaman oda arkadaşlarınız “hey geceniz nasıl geçti? geldiğinizi hiç farketmedim” dediyse görev tamamlanmıştır. Harika anılarla hatırlanacak bir gezgin oluyorsunuz demektir.
Kaba da olsa hep kullandığım bir tabir vardır: “Nerde çokluk orda bokluk!” Bu lafın anlamını yurtta kalmış her öğrenci veya askerlik yapmış her erkek kesinlikle bilir. Hostel odaları da teknik olarak askerde uyumaya çalıştığımız yatakhanelerden, öğrenci yurtlarından pek farklı sayılmaz. Kelle başına iki ayağın varlığı tüm tehlikelere açık bir ortam yaratır. Sırtınızda çanta ile şehir şehir geziyorsunuz. Sabahtan akşama kadar ayağınızdan ayakkabınız çıkmıyor. Çorabınızı en son ne zaman yıkadığınızı unutmuş bile olabilirsiniz. Bütün bunlar hostel odasını kokutmak için geçerli bahaneler değildir. Uzun ve yorucu bir yolculuktan veya şehir keşfinden geri geldiğinizde odanızda ayakkabınızı çıkarmadan önce lütfen iki dakikanızı ayırıp banyoyu ziyaret edin. Ayaklara soğuk su ile masaj yapmak hem kan dolaşımınıza iyi gelir, hem yorgunluğunuzu alır hem de sizi empati yeteneği yüksek, bencil davranmayan harika bir gezgin yapar. Ayakları yıkarken çorapları da kabinin içine atıp en azından bir sudan geçirebilirsiniz. Eğer ayakkabınız hava almayan, çok terleten ve dolayısı ile koku yapan bir model ise lütfen odanın dışında bırakın. Bu durumlar için yanınızda ufak tüplerde satılan ayakkabılar için koku giderici deodorant taşıyabilirsiniz.
Bu durum genel bir kural olmasa da konakladığınız hostelin atmosferini kesinlikle değiştirecek güce sahiptir. Yeni bir yolculuğa çıkarken yanıma mutlaka ufak bir kaç paket lokum, türk kahvesi, kekik, kimyon gibi bir kaç baharat alıyorum. Emin olun lokumlar her zaman kapış kapış gidiyor. Yeni adım attığım hostelin ortak kullanım alanında o an kim varsa önce bir selam veriyorum ardından hediyemi sunuyorum. Önlerinde anavatanından gelmiş bir kutu lokumu görünce hostelde bir bayram sevinci yaşanıyor. Sonrası malum, tatlı yiyelim - tatlı konuşalım önermesi sonucu harika sohbetlerle keyifli anlar yaşanıyor.
Kahve ve baharatları aslında kendim için taşımaya başlamıştım. Yurtdışında güzel çekilmiş kahve bulmak zor ve pahalı olabiliyor. Aynı şekilde baharatlar - özellikle kekik, kimyon son derece pahalı oluyor. Zaman içinde gördüm ki kendime Türk kahvesi pişirirken hostelde konaklayan diğer gezginler de ilgi gösteriyor. Kendi keyfime taşıdığım kahve 40 yıllık dostluklar kurmak için harika bir bahaneye dönüşüyor. Özellikle batılılara kahvenin köpüğü, kız isteme merasiminde kahvenin önemi, damadın tuzlu kahvesi gibi hikayeleri anlatmayı deneyin. Kesinlikle eğlenceli bir atmosfer yakalayacaksınız.
Bulunduğunuz hostelde bir kaç günden fazla kalacaksanız dışarda yemek yerine market alışverişi yapıp hostelde pişirmeyi tercih edebilirsiniz. Bir akşamlığına hosteldeki oda arkadaşlarınızla masrafları bölüşüp yerel bir yemek yapmayı deneyin. Bu konuda Türkiye’den yola çıkan gezginler kesinlikle avantajlı konumdalar. Bizlere son derece basit gelen herhangi bir yemeği emin olun herkes bayılarak yiyecektir. Hiç bir tarif bilmiyorsanız kabaca tencereye patlıcan, patates, havuç gibi sebzeleri küp küp doğrayın. Üstüne 100 gram kıyma ve en üstüne de baharatlarla bezenmiş domates sosunu koyup birazcık sıvı yağ ile kısık ateşte pişirin. Ortamlarda Anadolu usulü türlü derseniz herkes bayılarak yiyecektir :)
Minik bir lokum, bir fincan kahve sohbeti veya bildiğiniz basit fakat yerel bir lezzet ile hosteldeki arkadaşlığınızı pekiştirebilir, belki de gönülleri fethedebilirsiniz. Unutmayın buradaki yemek içmek faslı aslında sohbet olsun, güzel vakit geçsin bahanesinin kılıfıdır.
Drummer Lizard'a ait daha fazla içerik için sizi şöyle alalım.