2007’de Samast’ı işyerinde görmediğini, ama şimdi gördüğünü söylüyorsun. Hangi ifaden geçerli?” diye sordu.
[
](https://www.mynet.com/suikastten-once-kimlerle-yazisti-110100521703)
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesi davasında, tanık olarak dinlenen cinayetten tutuklu polis memuru Cavit Kılıç, çelişkili ifadeler verdi. “Olay günü Ogün Samast, bizim işlettiğimiz internet kafeye geldi. Yaklaşık 2.5 saat birileriyle yazıştı. Yazışırken heyecanlı olduğunu gördüm. Olaydan sonra ilk eşkal veren benim” diyen Kılıç’a, Hakim Resul Çakır olayın ardından Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nde verdiği ifadeyi okuyarak, “İfadelerde çelişki var. Şimdi daha çok ayrıntı verdin. Ogün Samast’ı 2007 yılındaki ifadende iş yerinde görmediğini, ama şimdi gördüğünü söylüyorsun. Hangi ifaden geçerli ve doğru?” diye sordu.
Kılıç ise, “Televizyonda, beyaz beresinden anımsadım, tanıdım” yanıtını verdi.
Dink’in öldürülmesiyle ilgili İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuklu sanık Erhan Tuncel, Yasin Hayal ve Ogün Samast ile bazı tutuksuz sanıklar ile Dink ailesi katıldı.
Duruşmaya 14. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Erkan Canak’ın yerine Hakim Resul Çakır başkanlık yaptı.
Duruşmada Cavit Kılıç tanık olarak dinlendi. Uşak Emniyet Müdürlüğü’nde polis memuru olarak kadrosunun bulunduğunu ve “adam öldürmek” suçundan tutuklu olduğunu söyleyen Kılıç, Şişli’de internet kafe, temizlik ve güvenlik sistemleri üzerine babasının ve bir arkadaşının adına dükkan açtığını belirterek şunları söyledi: “Olay günü Ogün Samast, bizim işlettiğimiz internet kafeye geldi. Dükkan, gazeteye 50 metre mesafedeydi. Üzerinde, beyaz şapka ve mont vardı. Yaklaşık 2.5 saat birileriyle yazıştı. Yazışırken heyecanlı olduğunu gördüm. Çok hızlı yazıyordu. Ogün Samast’ın yazışmalarına bir ara gözüm takıldı. İstanbul’u fazla bilmediğini yazışmalarında okudum. Olaydan sonra ilk eşkal veren benim. Vurduktan sonra, Samast sokakta yürüdü. Bir ya da iki el silah sesi duydum. ‘Birini öldürdüm‘ diye birkaç defa bağırdığını duydum. Yanında onunla beraber kimseyi görmedim.”
‘Hepimiz Türküz’
Dink ailesinin avukatlarından Bahri Belen’in, “Ogün Samast, ne kadar ücret ödedi?” sorusuna Kılıç, “Hatırlamıyorum ama bir lira da parası çıkışmamıştı” dedi. Avukat Fethiye Çetin’in “Agos’a gittiğinde Hrant ile konuştun mu?” sorusu üzerine Kılıç, “Mezar temizliği için ilan vermek üzere gittim. Hrant Dink içeride masada oturuyordu. İlan vermek için geldiğimi söyledim. İlan çıktı gazetede” yanıtını verdi.
Çelişkili yanıtlar
Kılıç’a olay yerine gelen polislere, Samast’la ilgili bilgiyi ne zaman verdiği soruldu. Kılıç’ın bu soruya çelişkili yanıtlar vermesi müdahil avukatlarının tepkisine neden oldu. Kılıç da tepkiler üzerine, “Polisler, kafeye de geldiler. Samast’ın eşgalini o zaman verdim” karşılığını verdi.
Kılıç, “Olay yerine gitmedim. Sokağın başına gittim. Birisi yerde yatıyordu. Etrafı çevrilmişti” dedi.
Avukat Becerik’in, “Olaydan sonra kapıya neden ‘Hepimiz Türküz yeniden’ yazısı yazdınız?” sorusu üzerine Kılıç, “‘Hepimiz Ermeniyiz’ diye sokağı taşladılar. Dükkanımız da taşlandı. Ben de ‘Hepimiz Türküz’ yazdım. ‘Yeniden’ diye yazmadım. Ölen kişinin kim olduğu beni ilgilendirmiyor” diye yanıt verdi.
Fethiye Çetin de Kılıç’a, “Emniyet ifadenizde Samast’ın kaçarken söylediği söz yok. Neden söylemediniz?” diye sordu. Kılıç, “Ne söyleyip söylemediğimi hatırlamıyorum” yanıtını verdi.
Samast’ın bilgisayarı
Samast’ın chat yaptığı bilgisayarda polislerin gelerek inceleme yaptıklarını anlatan Kılıç, “Bilgisayara baktılar. Bir cihaz bağladılar. Bilgisayarda oturum kapatıldığında herşeyi silen bir program vardı. Bu program yapılan tüm yazışmaları ortadan kaldırıyordu. Ellerinde ne olduğunu bilmiyorum” diye konuştu.
Söz alan Bahri Belen ise, bir polis memuru olan Kılıç’ın, her şeyi inkar ederek, eksik, çelişkili ifadeler verdiğini kaydederek, Kılıç’la ilgili gereken girişimleri yapacaklarını söyledi.
‘Hangisi doğru?’
Hakim Çakır’ın, “İfadelerde çelişki var. 2007’de verilen ifadeye göre, şimdi daha ayrıntılı bilgi verdin” demesi üzerine Kılıç, “Bana orada ne sorulduysa, onun cevabını verdim” diye konuştu.
Cumhuriyet Savcısı Mustafa Çavuşoğlu, müdahil avukatlarının talepleri doğrultusunda Sabri Uzun’un tanık olarak dinlenmesinin istenmesini ve sanıkların tutukluluk hallerinin devamını talep etti. Sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar veren mahkeme heyeti, eski Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanı Sabri Uzun’un tanık olarak dinlenilmesi konusundaki Cumhuriyet Savcısı’nın talebinin, bir önceki duruşmada reddedildiği için, bu talebin yeniden reddini karara bağlayarak, duruşmayı 25 Ekim’e erteledi.
BÖYLE HABER ELEMANI YOK Geçtiğimiz duruşmada tanık olarak dinlenen ve başka suçtan cezaevinde hükümlü bulunan Erhan Özen’in “İstanbul Jandarma Merkez Komutanlığı’ndan para alıyorum ve JİTEM’e çalışıyorum. Agos gazetesi çevresinde misyoner faaliyetlerini takip edip fotoğraflar çekiyordum. Hrant Dink misyoner olduğu için böyle bir görev verildi” iddiasında bulunmuştu. Bu yazıya Jandarma Genel Komutanlığı’ndan (JGK) cevap geldiğini ifade eden Başkan Çakır, “Cevapta bu kişinin haber elemanı olarak çalışmadığı, bu kişiye herhangi bir ödeme yapılmadığı ve herhangi bir kod numarası verilmediği’ belirtildi” dedi.