Hrant Dink Vakfı’nı elektronik posta yolu ile tehdit ettikleri iddia edilen sanıklar Ersin Başkan ve Hüseyin Ateş’in yargılandığı dava karara bağlandı. İstanbul 56. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tarafların avukatları hazır bulundu.
Duruşmada müşteki avukatları, mütalaaya genel olarak katıldıklarını ancak söz konusu suçun var olan veya varsayılan örgütlerin korkutucu gücünden faydalanmak suretiyle işlendiğini ve Hrant Dink’in öldürülmesine atıfta bulunulduğunu belirterek sanıkların ‘nitelikli tehdit’ suçundan cezalandırılmasını talep etti.
Sanık avukatı ise savunmasında, müvekkillerinin örgütle herhangi bir bağı olmadığını ve söz konusu nitelikli halin oluşmadığını belirterek beraatlarını talep etti.
Alınan savunmaların ve beyanların ardından kararını açıklayan mahkeme, sanık Hüseyin Ateş’i, ‘zincirleme şekilde tehdit’ suçundan 2,5 yıl hapis cezasına, sanık Ersin Başkan’ı ise aynı suçtan 2 yıl hapis cezasına çarptırdı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan 18 sayfalık iddianamede, Hrant Dink Vakfı yöneticileri, avukat Fethiye Çetin arasında bulunduğu 9 müşteki yer aldı. İddianamede, ilk tehdit olayıyla ilgili Konya’da yakalanarak İstanbul’da tutuklanan Hüseyin Ateş hakkında 27-28 Mayıs’ta e-posta göndererek ve 23 Mayıs’ta Hrant Dink Foundation’ın Instagram hesabına yorum yaparak üç ayrı tehdit eylemini gerçekleştirdiğini kaydedilirken, "Zincirleme şekilde imzasız mektupla veya özel işaretlerle tehdit" suçundan 7,5 yıldan 26 yıl 3 aya kadar hapsi talep edildi. İkinci tehdit olayını gerçekleştiren şüpheli Ersin Başkan’ın Hrant Dink Vakfı’nın e-posta adresine 30 Mayıs tarihinde e-posta adresinden tehdit mesajı yolladığının anlatıldığı iddianamede, "İmzasız mektupla veya özel işaretlerle tehdit" suçundan 2,5 yıldan 8 yıl 9 aya kadar hapsi talep edildi. (İHA)
Hüseyin Ateş Emniyet Müdürlüğündeki ifadesinde, Azerbaycan uyruklu kız arkadaşının Dağlık Karabağ'da Ermenilerin yaptıklarıyla ilgili anlattıklarından etkilendiğini iddia ederek, bu nedenle vakfa tehdit içerikli mesaj attığını söylemişti. Ateş ayrıca "Bu kapsamda bir de Ermeni Kilisesi'ni aradım, ancak telefonuma bakan olmadı" açıklamasını yapmıştı.