Namibya, büyük ve berrak gökyüzü altındaki sihirli doğal manzaralara sahip olağanüstü bir ülke. Görülmesi gereken ikonik destinasyonlar arasında, büyüleyici güzelliği ve yıldızlarla dolu gece gökyüzü, Skeleton kıyıları ile birlikte kayalık ve engebeli manzaraları olan Spitzkoppe kampı sayılabilir. Cape Cross'tan Walvis Körfezi'ne fok ve flamingo kolonileriyle karşılaşabileceğiniz doğal yol ise size başka bir dünya gelmişsiniz hissini yaşatacak.
Güzel, canlı renkli manzara görüntüleri yakalamak için daha fotojenik yerler hayal etmek zor. Spitzkoppe Dağı genellikle “Afrika'nın Matterhorn'u” olarak adlandırılır çünkü Alpler'in en güzel zirvesine benzemektedir. Şimdi hem günbatımında hem de gün doğumunda renk ve dokuyu dönüştüren parlak turuncu kayalarını hayal edin.
Görmeye değer yerler arasında muhteşem kumsallar ve Alman mimarisi ile ünlü Swakopmund da Namibyalıların tatil mekanı niteliğine sahip. Şehir, 1892 yılında Atlantik Kıyısı ile Namib Çölü arasında olağanüstü bir konumda kuruldu.
Vahşi yaşam
Çöller cansız görünse de gerçekte tam tersi: Neredeyse 650 kuş türü ve 80 büyük memeli türü ülkeye tamamen endemik olmak üzere doğal hayatı oluşturuyorlar.
Dünyadaki en büyük özel doğa koruma alanı olan Erindi Özel Koruma Alanı, merkezi bir platoda yer alan 71 bin hektarlık bir alanı kaplıyor. Aslanlar, çitalar, gergedanlar, zürafalar ile filler dahil olmak üzere yaklaşık 20.000 yaban hayvanına yaşam alanı sağlıyor burası. Rezerv birçok koruma projesine ev sahipliği yapıyor. Bir safariye çıkarken, cep telefonu zumunda ustalaşmak için mükemmel bir fırsat sunuyor. Çünkü hayvanları kısa mesafeden ve detaylarda yüksek hassasiyetle gözlemlemenizi sağlıyor.
Kültürel çeşitlilik
Namibya nispeten küçük bir ülke, ancak neredeyse iki milyondan fazla insan ve kilometrekare başına üç kişi ile inanılmaz derecede çeşitlilik sunan bir kültüre sahip. Aralarında çok çeşitli yerli kabileler dahil olmak üzere 12 farklı etnik grup var ve ülke genelinde yaklaşık 30 dil konuşuluyor.
Saan halkı olarak da bilinen San, genellikle Bushmen olarak adlandırılan ve Khoesān dili konuşan çeşitli gruplardan oluşuyor. Güney Afrika halkına özgü olan bu insanlar, avcı-toplayıcı yaşam tarzları, aşiretlerde yaşamaları ve eski geleneklere bağlı kalmalarıyla ünlüler. Köylerinden biri Erongo Dağı'nın eteklerinde yer alıyor. Köye giden yol, resimlerle süslenmiş granit kaya oluşumları arasında.
Diğer ilginç bir yerli grup ise, Namba'da kuzeyde yaşayan yaklaşık 50.000 kişiden oluşan bir nüfusa sahip olan Himba. Özellikle Himba kadınları ve erkekleri cildi temizlemek, sivrisinek ısırıklarından ve zorlu çöl ikliminden korumak için “otjize” hamuruyla kaplanmakla tanınırlar.
Köyleri keşfetmek ve yerel halkla konuşmalar Namibya'nın güzelliğini ortaya çıkartır. Gelenekler ve çağdaşlık arasında kalan güçlü ve gururlu insanların portrelerini çekmek için de mükemmel bir fırsat yaratır. P30 Pro’nun portre veya diyafram modu gibi özelliklerinin kullanımıyla, insan duygularından ilham alan, bulanık arka plana ve fotoğraflanan konulara odaklanan canlı görüntüler çekmeyi hedefleyebilirsiniz.
Sessiz, sakin, barışçıl
1990'da Güney Afrika'dan bağımsızlık kazandığından beri Namibya, onlarca yıllık siyasi istikrar ve iyi bir yönetim süreci gördü. Ayrıca, küçük nüfus ve düşük suç oranı, Namibya’yı Afrika’nın en güvenli ülkelerinden biri haline getiriyor. Namibya halkı inanılmaz derecede arkadaş canlısı, ülkenin altyapısı iyi ve yolsuzluk seviyesi düşük, bu yüzden ülkenin barışçıl ve misafirperver olduğunu söylenebilir.
Kameraya kaydedilmiş yerler
Çoğu kişi, güzel, ıssız ama aynı zamanda romantik olabilen Namibya çöllerini bildiğinin farkında değildir. Samsara, Mad Max: Fury Road, 10 000 BC, 2001: A Space Odyssey, Beyond Borders, A Far Off Place, The Hunters, The Young Black Stallion, Flight of the Phoenix ve The Cell filmlerinin hepsi Namibya çöllerinde çekilmiştir. Muhteşem arka planlarıyla öne çıkan tüm bu filmler, Namibya’nın fotojenik özelliklerinin profesyoneller tarafından da tescillenmesidir.
Kaydedilecek yerler
Huawei, fotoğraf tutkunlarına beklenmedik yerlerde gizli güzellik arayışında ilham vermek istiyor: Uzak konumlarından veya daha iyi bilinen turistik mekanlar kadar güzel olarak kabul edilmediğinden daha önce fotoğraflanmamış yerler. Bu daha az bilinen yerlerin şaşırtıcılığı, fotoğrafçılığın ve videografinin gücü ve Huawei P30 kameranın olanakları sayesinde dünyaya açılıyor.