Ankara -AA- Yargılamanın doğru, hızlı ve etkin yürütülmesini sağlamak için hazırlanan Hukuk Muhakemeleri Kanunu Tasarısı, 14 Mayıs Çarşamba günü TBMM Adalet Komisyonunda görüşülecek. Mahkeme, tarafları, sulh veya arabuluculuğa teşvik etmek için ön inceleme yapacak. Tarafların, internet veya telekonferans gibi ses ve görüntü aktarımı yoluyla duruşmalara katılımı sağlanacak.
Hukuk mahkemelerin görev ve yetkilerinde bazı değişiklikler yapan tasarıya göre, iflasa, konkordatoya ve sermaye şirketleri ile kooperatiflerin uzlaşma yoluyla yeniden yapılandırılmasına ve vakıflara ilişkin davalar ayrık olmak üzere, malvarlığı haklarından doğan değer veya tutarı 5 bin Türk Lirasını geçmeyen davalara, sulh hukuk
mahkemeleri bakacak. Bu tutarın üzerindeki davaları, asliye hukuk mahkemeleri ele alacak.
Tasarı, kira uyuşmazlıkları bakımından sulh hukuk mahkemelerinin görev alanını genişletecek. Birden fazla davalı olması halinde, bunlardan birinin yerleşim yerindeki
mahkemede dava açılabilecek.Memur, işçi, öğrenci, asker gibi bir yerde geçici oturanlara karşı açılacak alacak veya taşınır mal davalarında, bu kişilerin bulundukları
yerin mahkemesi görev yapacak.
Türkiye'de yerleşim yeri bulunmayanlar hakkında genel yetkili mahkeme, davalının Türkiye'deki mutad meskenin bulunduğu yer mahkemesi olacak.İrtifak haklarına ilişkin davalar üzerinde irtifak hakkı kurulan taşınmazın bulunduğu yerin mahkemesinde açılacak. Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği, zararın meydana
geldiği veya gelme ihtimalinin bulunduğu yer mahkemesi yetkili olacak.Yetki sözleşmeleri, sadece tacirler ve kamu tüzel kişileri arasında yapılabilecek.
Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip bulunacak.Hakimin, davaya bakmaktan yasaklı olduğu hallerin kapsamını genişleten tasarıya göre, hakim, üçüncü derece de dahil olmak üzere kan veya evlilik bağı kalksa dahi kayın hısımlığı bulunanların davasına bakamayacak.
Hakimin reddi talebinin, kötü niyetle yapıldığının anlaşılması ve esas yönünden kabul edilmemesi halinde, talepte bulunanların her biri hakkında 500 YTL'den 5 bin YTL'ye kadar disiplin para cezasına hükmolunacak.
Hakimlerin yargılama faaliyetinden dolayı devlet aleyhine tazminat davası açılabilecek. Devlet ödediği tazminatı, sorumlu hakime ödeme tarihinden itibaren bir
yıl içinde rücu edecek.Davalı tarafın muhtemel yargılama giderlerini karşılayacak uygun bir teminat göstereceği halleri de düzenleyen tasarıya göre, Türkiye'de
mutad meskeni olmayan Türk vatandaşları teminat gösterecek.
Mahkemeler, dava dilekçelerini elektronik ortamda da kabul ve kayıt edebilecek. Dava, dilekçenin mahkemeye kaydedildiği tarihte açılmış sayılacak.
Davacı, yargılama harçları ile her türlü tebligat ücreti, keşif gideri, bilirkişi ve tanık ücretleri gibi yargılama giderlerini karşılayacak tutarı, dava açarken "avans" olarak atıracak.Mahkeme dışı çözüm yolları ile uzlaşmayı mümkün kılacak ve teşvik edecek bir alt yapının oluşturulmasını öngören tasarıyla, buna ilişkin yeni bir
yargılama aşaması olarak ön inceleme getiriliyor. Ön inceleme, esasa girilmeden mahkemece yapılacak ilk inceleme aşaması olacak. Mahkeme, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği davalarda, onları sulh veya arabuluculuğa teşvik edecek ve bu hususlar tutanağa geçirilecek.
Ön inceleme tamamlanmadan ve gerekli kararlar alınmadan, tahkikata geçilemeyecek ve tahkikat için duruşma günü verilemeyecek.CMK'daki hükme paralel düzenlemeye yer verilen tasarıya göre, duruşma sırasında fotoğraf çekilemeyecek ve hiçbir şekilde ses ve görüntü kaydı yapılamayacak. Ancak, dava dosyasında saklı kalmak kaydıyla yargılamanın zorunlu kıldığı hallerde, mahkemece çekim yapılabilecek ve kayıt alınabilecek.
Mahkemelerde, "Allahım ve namusum üzerine yemin ediyorum" diye yapılan yemin, "Kutsal saydığım bütün inanç ve değerlerim üzerine yemin ediyorum" şeklinde değiştirilecek.Hukuka aykırı olarak elde edilmiş deliller, mahkeme tarafından olayın ispatında dikkate alınmayacak.Mazeret bildirmeksizin gelmeyen tanık, zorla getirtilecek ve gelmemesinin neden olduğu giderlere ve 500 YTL'ye kadar disiplin para cezasına hükmolunacak.
"Bilirkişi" uygulamasını yeniden düzenleyen tasarıya göre, mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde, taraflardan birinin talebi üzerine veya kendiliğinden, bilirkişi görüşüne başvurulmasına karar verebilecek.Hakimler, soybağının tespiti için zorla test yapılmasına karar verebilecek. Tasarıyla, görülen bir davada tarafların kısmen veya tamamen anlaşarak, "sulh" olmalarına olanak sağlanıyor. Sulh, "görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşme" şeklinde tanımlanıyor.
Tasarıyla, tahkim, nafaka, konkordato, haciz, tedbir ve benzeri davalar, "basit yargılama" usulüne tabi olacak.Mahkeme, basit yargılama usulüne tabi davalarda, ümkün olan hallerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar verebilecek.Kötü niyetli davalı veya hiçbir hakkı olmadığı halde dava açan taraf, yargılama iderlerinden başka, diğer tarafın avukatıyla aralarında kararlaştırılan vekalet ücretinin tamamı veya bir kısmını ödemeye mahkum edilebilecek. Bu kişilere bundan başka 500 YTL'den 5 bin YTL'ye kadar disiplin para cezası verilebilecek.
İlk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilecek.Miktar veya değeri 1000 YTL'yi geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesin sayılacak.Alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü 1000 YTL'yi geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramayacak.
Tasarı Kanunun, yayımlandığı tarihten itibaren bir yıl sonra yürürlüğe girmesini öngörüyor.