İSTANBUL (İHA) - Üniversitelerarası Kurul Başkanı Prof. Dr. Ayhan Alkış, hükümetin, YÖK Yasa Tasarısı konusunu saptırdığını ve gizlediğini belirterek, "Üniversitelerin başına torba geçirmek istiyorlar" dedi.
Yıldız Teknik Üniversitesi'nde basın mensuplarının sorularını cevaplayan Prof.Dr. Ayhan Alkış, hükümeti eleştirdi. Başbakan Erdoğan'la, YÖK Yasa Tasarısı konusunda yaklaşık 20 dakika görüştüklerini belirten Alkış, "Sayın Başbakan'ın söylediği sözler doğrudur. Bu görüşmelere katılan iki arkadaşımızın, kendilerini kandırılmış hissettiklerini ifade etmişimdir. Umardım ki sadece kandırılan bu iki arkadaşımız olsun ama bugün için görüyoruz ki ülkemizin gençleri, üniversitelerimiz, kısaca Türk milleti kandırılmıştır. Hükümet konuyu saptırdı, gizledi. Üzüntümüz budur. Toplumsal mutabakat ve uzlaşma arayışı, asla bir hükümetin çoğunluğuna dayanan bir dayatma ile gerçekleşemez" diye konuştu.
Taslak metninin, hiçbir şekilde kamuoyunda tartışılmadığını belirten Alkış, "Bu yapılan; gerilim yaratan, üniversite giriş sistemini allak bullak eden, hiçbir şekilde adil, adaletli olmayan, akademik, bilimsel hiçbir temele dayanmayan, sadece 'ben yaparım' mantığına dayalı bir siyasi amacın gerçekleştirilmesinden başka bir şey değildir. Bizim misyonumuz çok iyi anlaşılamadı. Üniversitelerarası Kurul, üniversitelerin rektörleri ve seçilmiş temsilcilerinden oluşan bir akademik kuruldur. Bu kurul, böyle kritik günlerde görev yapmıştır ve yapmaya devam edecekti" ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Ayhan Alkış, Haziran ve Temmuz aylarında ortaya çıkan benzer krizlerin, Üniversitelerarası Kurul'un hükümetle yaptığı görüşmelerin ardından aşıldığını söyledi. Alkış, "Böyle benzer bir dayatmacı mantıkla Milli Eğitim Bakanlığı'nca hazırlanıp, Bakanlar Kurulu'na sunulan bir yasaya, kurulumuz tepki göstermiş ve bu süreçte bizzat hükümet yetkilileri ve sayın Başbakan'la da görüşerek, bu gerilimin aşağı çekilmesine büyük katkı sağlamıştır. Geçtiğimiz yıl içinde benzer şekilde 3 ya da tek maddelik bir yasa taslağı da TBMM'ye sunulmuştur. Biz tekrar devreye girerek, üniversitelerimizin özerkliğini koruyan bir misyonla devreye girerek, sayın Başbakan'la görüştük. O zaman acaba biz gerilim mi yarattık, yoksa hükümetin yarattığı gerilime mi çözüm aradık. Biz, hükümetin yarattığı gerilime çözüm aradık. Biz kendisini aldatmadık" ifadelerini kullandı.
"GÖRÜŞMEDEN UMUTLA AYRILMIŞTIK" Kurulun, tasarıya yönelik çalışmaları kurumsal ve hiyerarşik yapıyı sarsmadan sürdürdüğünün altını çizen Alkış, şunları söyledi:
"Sayın YÖK Başkanımız da Başbakanımızla görüşerek, bir süreye ihtiyaç olduğunu ifade ettiler. Bu süre verildikten sonra da taslak üzerinde çalışıp hükümete bunu sundular. Sayın Başbakan'la yaptığımız görüşmeden büyük bir umutla ayrılmıştık. Çünkü ülkede kendisi gerilim istemediğini, konuların toplumsal uzlaşma ile çözülmesinden yana olduğunu, üniversite sorunlarının özünde üniversitelerinin özerkliğinin batı standartlarında olmadığını ifade ettiğimizde, umuyorum şaşırmıştı. Bizim misyonumuz, üniversiteleri özerkleştirmektir. İmam Hatipleri ayrı bir kategori olarak görmüyorum. Bize, 'meslek liseleriyle ilgili sorunu görüşün ve siz çözünüz' denmiştir. Bunun çözülebileceği ancak, bu yıl gündeme alınmasının hem mevcut sınav sistemi yürürken hakkaniyetli olmayacağı yönünde görüş ortaya çıkmıştır. Bunun üzerine hükümet düğmeye basmış, bu yasayı yasama sürecine sokmuştur. Açıklamalarla, gerçek gizlenmek istenmektedir."
Sekiz kişi arasından seçilmiş iki kişinin görüşmelerin daha önceden formüle edilmiş olmasının imkansız olduğunu savunan Alkış, "Önceden hazırlanmış metinde bir aldatmaca olmuştur. Bu yanılsama nedir? Bizim bu konuda 45. maddeyi düzenleyen bir çalışmamız olmuştur. Meslek liseleri ve özel programlı eğitim yapan liseler, sadece kendi meslek alanlarındaki programlara girebileceklerdir. Bu düzenlemeyi de YÖK, Milli Eğitim Bakanlığı ve Üniversitelerarası Kurul'un görüşüyle yapacaklardır" dedi.
Prof.Dr. Ayhan Alkış, meslek liselerinin 'kendi meslek alanları' ifadesinin çok açık olduğunu söyledi. Varılan uzlaşmanın, Üniversitelerarası Kurul'un çalışmaları doğrultusunda, meslek liselerinin haklı taleplerini yaşama geçirmek olduğunu belirten Alkış, "Amaç, asla İmam Hatip Liseleri'ni özel bir yapıya kavuşturmak olmamıştır. O da bir meslek lisesi olarak algılamıştır. Bugünkü yapıda eşleştirme dediğimiz konuya karar veren YÖK'tür. Puan türleri de benzer bir biçimde Milli Eğitim Bakanlığı'nca belirlenir fakat, bu meslek liseleri puan türleriyle ilişkilendirildiğinde puanları belirleyecek olan Milli Eğitim Bakanlığı'dır. Hangi ülkede, öğrencilerin puanlamalarına hükümet karar verir?" diye konuştu.
"ORTAYA ATILAN İDDİALAR ASILSIZ" Bir takım suçlamalarla karşı karşıya kaldıklarını belirten Alkış, ortaya atılan iddiaların asılsız olduğunu söyledi. Alkış, "Bu onurlu arkadaşlarımıza ve başta bana, 'bir takım vaatler aldılar' şeklinde yöneltilen her türlü çirkin, yakışıksız iddiaları kınıyorum, yalanlıyorum. Eğer böyle bir şey varsa, bunu yapanlar çıksınlar ve açıklasınlar. Yaptığımız açıklamaları çirkin bulmak, bir değerlendirme konusudur. Kamuoyunda tartışılmamış bir taslağın Meclis'e alelacele gönderilmesinin, gümrükten mal kaçırmaktan başka amacı ne olabilir. Gizli amacın dayandığı tek şey, iki arkadaşımıza fatura edilmiştir. Hükümet neden çıkıp da 'bu taslak bizim taslağımızdır, bunu biz hazırladık' diyemiyor da, bizleri referans vererek bir meşruiyet arayışına giriyor? Bunların cevabını merak ediyoruz" şeklinde konuştu.
Alkış, basın mensuplarının 'hükümet geri adım atmazsa tutumunuz ne olacak?' sorusuna, "Tasarının toplumsal mutabakatla hazırlandığı söyleniyor ama toplumsal mutabakatın ne kadar sağlandığını bu tepkilerden anlaşılıyor. Toplumda tepki göstermeyen, sadece söz verdikleri kesim dışında bunu tasvip eden bir mutabakat var mıdır? Bunun yanıtını almak gerekiyor. Ben, her zaman olduğu gibi iyimserliğimi koruyorum. TBMM'nin, kamuoyunun hassasiyeti, aklı, bilimi mantığı dikkate alarak bu üniversite giriş sisteminde bir düzenleme yapacağı umudumu kaybetmiş değilim. Bu tepkiler de bunun içindir" cevabını verdi.
Prof.Dr. Alkış, İmam Hatip Liseleri konusunda herhangi bir farklılık gözetmediklerini, "Üç çocuğunuz var. Biri İmam Hatip Lisesi'ne, diğeri meslek lisesi, diğeri de liseye gidiyor. Bu çocuklarınızdan birini diğerinden ayırt edebilir misiniz? Olay tamamen budur. Burada genel liselerimize sunulmuş olan kontenjanın paylaşımı, pazarlığı siyasi bir ranta dönüştürülmek istenmektedir. Bu yanlış yoldan parlamentomuzun döneceğini umuyorum" sözleriyle açıkladı.
"MÜCADELEMİZ SÜRECEK"
Bu konuda mücadeleye sonuna kadar devam edeceklerinin altını çizen Alkış, "Eğer bu ülke kalkınacaksa, kalkınması için bir takım planlar gerekiyorsa, bunun motoru üniversite olacaktır. 'Bu motoru ben istediğim gibi çalıştırırım' diyen siyasi anlayışla, insanlarımızın kaliteli yaşamasını sağlayacak gelişmelerin önünü açmak mümkün değildir. Akıllı bir iktidar, üniversitelerin gücünü kullanır. Hükümet, bizim misyonumuzu değerlendirmiş olsaydı, gerçekten böyle bir sorun yaşanmayacaktı. Bu gerilimi yaşatanlar, umuyorum bunun farkına varacaklar ve geri adım atacaklardır" şeklinde konuştu.
Alkış, hükümetin geri adım atmaması halinde de mücadelenin yasal zemin içinde süreceğini söyledi. Üniversitelerin mücadelesinin yüzyıllar boyu sürdüğünün altını çizen Ayhan Alkış, "İktidarlar gelmiş gitmiştir ama üniversiteler hep var olmuştur. Üniversiteler toplum adına hizmet verirler. Bu hükümet bizim AB'ye girmemizi nasıl sağlayacak. Bizim tepkimiz sürekli olacaktır. Bunu tamamen yasal zemin içinde yapacağız. Aklımızla, bilgimizle, becerimizle bu tepkilerimizi dile getirmeye devam edeceğiz. Gelecek günlerde, istifalar dahil her şey gündeme gelebilir. Böyle olursa, üniversiteler kuşatma altına alınmış demektir. Üniversitelerin başına torba geçirmek istiyorlar. Diyalogun zemini karşılıklı güvendir. Biz bugüne kadar bu zemini, karşılıklı diyalogun oluşabileceği bir güven ortamı yaratmaya çalıştık. İlk iki krizin aşılmasında önemli katkılar sağladık. Kelime oyununun nelere yol açtığını, yetkinin YÖK'ten alınıp Milli Eğitim Bakanlığı'na verilmesinin ardında nasıl siyasi bir şey gizli olduğunu kamuoyumuz anlamış durumdadır. Bundan sonra ilk adımı hükümet atmalıdır" diye konuştu.