ANKARA (İHA) – Ankara’da fotoğraf sergisinde büyükelçilerin eşleri ile bir araya gelen Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun eşi Hülya Çavuşoğlu, “Geleceğimizi FETÖ’ye teslim edemeyiz” dedi.Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun eşi Hülya Çavuşoğlu, “Özgürlük Yolculuğunda Kadın ve Çocuk” teması ile hazırlanan fotoğraf sergisinde Ankara’daki büyükelçilerin eşleri ile bir araya geldi. Ankara Palas’ta düzenlenen programda konuşan Çavuşoğlu, “Sizleri buraya, Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanının eşi olarak davet ettim. Sizler de yabancı büyükelçilerin eşleri olarak bu daveti kabul ettiniz. Ancak bugün resmi sıfatlarımızı bir kenara bırakmak istiyorum. Bir anlığına, hangi ülkenin vatandaşı olduğumuzu, etnik kimliklerimizi ve dini inançlarımızı unutmamızı istiyorum. Sizlere bir kadın ve bir anne olarak içimden geldiği gibi hitap edeceğim. Sizlerin de beni aynı samimi hislerle dinleyeceğinizi umuyorum” ifadelerini kullandı.15 Temmuz gecesi Türk demokrasisinin tarihinin en vahşi, en gözü dönmüş saldırısıyla karşı karşıya kaldığını dile getiren Çavuşoğlu, “Fetullahçı Terör Örgütü üyeleri, anayasal düzenimizi hedef aldılar. Seçilmiş Cumhurbaşkanımızı ve hükümetimizi devirmeye kalktılar. Savaş jetleri Meclisimizi bombaladı. Tanklar vatandaşlarımızı ezdi. Ama Türk halkı, bu darbe girişimine ‘dur’ demek için sokaklara çıktı. Bütün görüş farklılıklarımızı bir kenara bıraktılar. Ellerinde sadece bayrakları vardı. Yüz binlerce kişi, ölümü göze alıp ülkemize ve demokrasimize sahip çıktı” şeklinde konuştu.“O geceyi tekrar yaşamamak için hukuk devletinin sınırları içinde tüm terör örgütleriyle mücadelemizi sürdüreceğiz”Çavuşoğlu, 15 Temmuz darbe gecesinde 246 kişinin şehit olduğunu hatırlatarak, şehitlerden 11’inin ise kadın olduğuna dikkat çekti. Çavuşoğlu, aralarında üniversite öğrencileri, polisler ve ev kadınlarının da bulunduğu şehitlere ilişkin, “Her biri, Kurtuluş Savaşımızın kadın kahramanları gibi mücadele ettiler. Acımız hala taze. Onları unutmadık, unutmayacağız. Biz bugün de 15 Temmuz gecesi hissettiğimiz kararlılığı taşıyoruz. O geceyi tekrar yaşamamak için hukuk devletinin sınırları içinde tüm terör örgütleriyle mücadelemizi sürdüreceğiz. İşte bu mücadelede dostlarımızı yanımızda görmek istiyoruz. Karşı karşıya kaldığımız tehdidin iyi anlaşılmasını, bizimle empati kurulmasını bekliyoruz. Lütfen düşünün. Sizin ülkenizdeki parlamento binası bombalansaydı ne hissederdiniz? Yollarınız, köprüleriniz kesilseydi, helikopterler ve uçaklar masum sivilleri hedef alsaydı ne düşünürdünüz?” değerlendirmesinde bulundu.“Çocuklarımızı FETÖ tehdidine karşı korumalıyız”“FETÖ terör örgütü sadece Türkiye’ye tehdit oluşturmuyor” diyen Çavuşoğlu, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:“Bu örgütün 160’tan fazla ülkede kurduğu bir terör ağı var. FETÖ, okullarını kullanarak genç nesilleri ağına düşürüyor. Şirketleri ve dernekleri aracılığıyla terör faaliyetlerini finanse ediyor. FETÖ’nün faaliyet gösterdiği ülkelerde tek bir amacı var; gençleri zehirlemek ve bu sayede devlet kurumlarına sızmak. Çocuklarımızı FETÖ tehdidine karşı korumalıyız. FETÖ’nün evlatlarımızı birer teröriste çevirmesine engel olmalıyız. Geleceğimizi FETÖ’ye teslim edemeyiz. Bazı çevrelerin, ‘iyi terörist - kötü terörist’ ayrımından artık vazgeçmesi gerekiyor. ‘Bana dokunmayan terörist beni ilgilendirmez’ deme lüksümüz yok. Küreselleşmenin hayatın her alanını etkilediği bir ortamda, artık terör de sınır tanımıyor. Uluslararası terörün acı örneklerine sadece Ortadoğu’da değil, maalesef dünyanın pek çok köşesinde tanık oluyoruz. DEAŞ’ın Paris’te, Ankara’da, Trablus’ta Brüksel’de, Sana’da ve daha birçok şehirde masum insanlara yönelik katliamları, teröre karşı ortak bir mücadele yürütülmesi gerektiğini apaçık ortaya koyuyor. Türk halkı, FETÖ’nün ülkemizi ele geçirmesine izin vermedi. Bu, bizim için büyük bir kazançtır. FETÖ başarılı olsaydı, Türkiye bugün bambaşka bir ülke olacaktı. Seçimle işbaşına gelmiş Hükümet, gözü dönmüş teröristler tarafından darbe ile indirilmiş ve baskıcı, zalim, dinimizi istismar ederek milletimizi zapturat altına almış karanlık bir dikta rejimiyle yönetiliyor olacaktık. FETÖ başarılı olsaydı, Türkiye bugün, gizli emellerini din kisvesine büründürmüş bir örgüt tarafından yönetiliyor olacaktı.”“Suriye’de yaşanan katliama sessiz kalmak bir duyarsızlıktır”Dünyada en fazla mülteciye Türkiye’nin ev sahipliği yaptığını belirten Çavuşoğlu, “2,7 milyon Suriyeliye ilave olarak 300 bin civarında Iraklıyı ve Afganistanlıyı ağırlıyoruz. Bugün, Kilis’in nüfusunun yarısından fazlasını Suriyeli kardeşlerimiz oluşturuyor. 178 bin Suriyeli bebek Türkiye’de doğdu. Geçici koruma merkezlerinde, yaklaşık 260 bin Suriyelinin her türlü ihtiyacını karşılıyoruz. Suriyelilerin tamamına ücretsiz sağlık hizmeti sunuyoruz. Eğitim sağladığımız Suriyeli çocukların sayısı 500 bini geçti. Suriyelilerin hayat koşullarını iyileştirebilmek için onlara çalışma izni de tanıdık. Özellikle kadınların meslek edinmesine yönelik eğitim faaliyetleri düzenliyoruz. DMEDD olarak biz de böyle çalışma başlattık. Suriyeli kadınların, kendi ürünlerini satarak aile ekonomisine katkıda bulunmasını hedefliyoruz. Kuaförlük, el sanatları, dil kursları, yemek kursları düzenleniyoruz. Bunları ev ortamında, hatta okul çağında olmayan çocuklarını da beraberlerinde getirebilecekleri şekilde organize ediyoruz. Bu çalışma, devletimizin Suriyelilere yönelik diğer faaliyetleri yanında, küçük ve sembolik bir çabadır. Ancak bu projemizi, sizlerin de katkılarıyla daha da geliştirebileceğimize inanıyorum. Burada özetle aktardığım çalışmalar için, devletimiz ve milletimiz 25 milyar dolara yakın harcama yaptı. Suriyelilerin ihtiyaçları için ülkemize sağlanan doğrudan yardım miktarı ise 512 milyon dolar düzeyinde kaldı. Biz, Suriyeli kardeşlerimize destek olmaktan gurur duyuyoruz. Bu yardımı etnik köken, dil, din veya mezhep ayrımı yapmadan gerçekleştiriyoruz. Herkese kapımızı açıyoruz. Bütün imkânlarımızla, ihtiyacı olanların yanında durmaya devam edeceğiz. Türk halkı misafirperverdir, fedakârdır. Türkiye, bunu yapacak güçtedir. Ama, bir kadın ve bir anne olarak şunu sormadan edemiyorum. Bizim tanık olduğumuz acıları başka kimse görmüyor mu? Bizim duyduğumuz yardım çığlıklarını başka kimse işitmiyor mu? Açık bir şekilde söylemek istiyorum; Suriye’de yaşanan katliama sessiz kalmak bir duyarsızlıktır. Evlerini yitirmiş Suriyelilere yardım eli uzatmamak bir vicdansızlıktır. Bu duruma bir son vermemiz gerekiyor. Hepimizin ‘ben ne yapabilirim?’ sorusunu sorması gerekiyor. İşte bu sergiyi bu amaçla açtık. Bu fotoğraflar, özgürlük uğruna, vatan uğruna sokaklara dökülen Türk kadınlarını anlatıyor. Bu fotoğraflar, özgürlük uğruna vatanlarını terk etmek zorunda kalan Suriyeli kadınları ve çocukları anlatıyor. Bu fotoğraflar, dayanışmanın ve empatinin önemini gösteriyor. Bizlere sorumluluklarımızı hatırlatıyor. İnsani sorumluluklarımızı yerine getirdiğimiz takdirde, daha adil, daha yaşanılası bir dünya kurabileceğimize inanıyorum” diye konuştu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz