Mısır darbesinin ardından neredeyse 3 sene geçti… Siyasi tartışmalara girmeyeceğim ama süreçle birlikte Mısır için önemli bir gelir kaynağı olan turizmin de büyük bir darbe yediği aşikar. The Economist dergisine göre 2010 yılında 14 milyon turist ağırlayan, boş otel bulmanın neredeyse mümkün olmadığı Mısır'da otel doluluk oranları yüzde %5´e kadar düştü. Mısır şimdi hızlıca toparlanma çabasında ve tabii eskiden olduğu gibi, tarihi ve doğal güzellikleri ile yeniden dünyanın turizm merkezi olma iddiasında.
Mısır ve turizm deyince hepinizin aklında piramitlerin şekillendiğini hisseder gibiyim. Ben ise Mısır'ı Firavunların ya da Kleopatra'nın dahi bilmediği bir yönü ile aktaracağım. Birçok medeniyet gibi Mısır medeniyetleri de genellikle tatlı su çevresine, yani Nil nehri etrafında konumlandılar. Dolayısıyla Kızıldeniz'in sunduğu muhteşem güzelliklerden pek istifade edemediler. Hatta modern dünya insanı da tarihi kalıntılara dalıp Mısır'ın doğal güzelliklerini biraz geç fark etti. Şimdi ise trend hem tarihi yerinde okumak hem de doğanın tadını çıkarmak. Bunun için ise en güzel başlangıç noktası hiç şüphesiz kızıl-mavi rüya; Hurgada.
Hurgada 36 kilometrelik sahil şeridi ile hemen Kızıl Deniz boyunca uzanan bir kıyı şehri. Şehir adeta dünyadan soyutlanmış kocaman bir tatil köyü edasında. Alabildiğine oteller, resortlar, kamp alanları, turistik köyler var.
Sürekli değişen nufüsünün yüzde 85'i turist, diğerlerinin neredeyse tamamı turizm çalışanları. Bir taraftan Kızıl Deniz sularında mavi dünyanın güzelliklerini keşfederken, diğer taraftan kızıl çöllerde safari yapabileceğiniz bir doğa harikası.
Üstelik kış mevsimi olmadığından 4 mevsim turistik. Şöyle güneye gidip güneşe ve denize doyalım dediğinizde ilk tercih edebileceğiniz yerlerden.
Her şeye rağmen deniz, kum, güneş nereye kadar… Gönül ister ki denize açılınca 20 cm'de bile mercanları, türlü türlü balıkları izleyebileceniz bir yer olsun. İşte Hurgada öyle bir yer! Sadece "su"dan sebepler bile orayı görmek için fazlası ile yeter. Hurghada'da yapılabilecek birkaç aktivite;
Endonezya, Bulgaristan ve daha birçok yerde dalış veya Snorkel yaptım ama bu kadar renkli mercan ve çeşitli balıklara başka hiçbir yerde rastlamadım. Hayrette bırakacak bir güzellik…
Hatta daha profesyonel dalışlar için birkaç günlük eğitimin ardından teknelerde kamp kurup su safarilerine çıkabileceğiniz tek yer Hurgada. Dalış korkunuz varsa deniz altı ile derinlere dalın veya Kızıldeniz'deki binlerce canlı çeşidini görebileceğiniz akvaryumları ziyaret edin. Su altı bir yana diyorsanız, kuvvetli rüzgarları ile uçurtma sörfü deneyimini yaşamak için Hurgada yine muhteşem.
Tabii bu kadar su ile haşir neşir olup da açıkmamak mümkün değil… Şehir merkezinde adeta lezzet rekabetindeki büyük balık restoranlarından birine gidip taze taze, türlü türlü Kızıldeniz ve Nil Nehri balıklarından yiyebilirsiniz.
Tabii kumun da tadını çıkarmak lazım. Çölde jeep, atv veya deve safarilerisine çıkabilir; hayal gibi görünen yeşil vahadarda soluklanabilir veya kamp yapabilirsiniz. Karanlık çökünce ise geleneksel oryantal gecelere katılabilirsiniz. Arap müziği ve oryantal dansı eşliğinde kumda pişmiş muhteşem kebap ve balıkların tadını çıkarırken, kusursuz şekilde oryantal yapan Rusları da hayret ve hayranlıkla izleyeceksiniz. "İyi de nasıl?" sorusunu sormadan duramıyor insan. Ben sorumun cevabını birkaç gün sonra kaldığımız resortta buluyorum…Çok sayıda Rus turist hanımefendi bütün güzelliği ile havuzbaşında etrafında çiçek gibi dizildikleri Mısır'lı beyefendiden oryantal ders alıyorlar. O kıvrak hareketler güzellikle buluşunca tahmin edersiniz ki, boynuz kulağı geçiyor…
Yine Kleopatra'ya döneceğim. İnanın kıskançlıktan uydurmuyorum. Derler ki Kleopatra aslında sanıldığı kadar güzel bir kadın değildi, fakat hem çok zeki hem de büyü konusunda oldukça başarılı idi. 9 dil konuşabilen Kleopatra'nın yaptırdığı büyüler ile etrafındaki bütün erkekleri kendine aşık ettiği ile ilgili söylentiler var. Sezar' da bu büyüden nasiplenenler arasında. Haliyle bugün bile Mısır'da nereye gitseniz Kleopatra kokusu, Kleopatra takıları, Kleopatra kumaşları cazibe düşkünü kadınların ilgi odağı. Mısır'da büyüyü tek kullanan Kleoptara değildi şüphesiz… Mısır tahihi boyunca büyünün rastlanmadığı az tarih sayfası var desek yeridir. Hatta Kuran-ı Kerim'in Araf Suresi'nde de Hz Musa'nın, Firavun ve o dönemdeki büyücülük ile mücadelesi yaşanmış örneklerle uzun uzun anlatılır…
Antik Mısır çok geride kaldı ama aradan asırlar geçmesine rağmen Mısır'ın efsununun devam ettiği söylenir… O büyüler midir beni bu kadar etkileyen bilemem ama Hurgada'nın doğal güzellikleri doğal bir büyü etkisinde zaten. Ne düşünüyorum biliyor musunuz? Eminim o zamanlar şnorkel ya da dalış imkanı olsa Kleopatra'da Firavunlar'da piramitlerle büyülerle uğraşmayı bırakıp suyun tadını çıkarırlardı. Neyse onların devri kapandı. Şimdi sualtı, su üstü, bütün tarihi güzellikleri tarihi ile Mısır'ı yaşama sıra bizde. Tadını çıkaralım!
bayhan.esra@gmail.com
Twitter: @esrabayhan