Hürriyet gazetesinde 23 Eylül 2013'ten beri haftada 3 gün köşe yazan Akif Beki'nin yazılarına son verildiği öğrenildi.
Cem Küçük Akif Beki'nin Karar'da devam edeceğini iddia etti.
Akif Beki son günlerde Hüseyin Gülerce’yi eleştiren yazılarıyla gündeme gelmişti. Hüseyin Gülerce bir dönem Fetullah Gülen’in sağ kolu olarak biliniyordu.
AKİF BEKİ - MELİH GÖKÇEK KAPIŞMASI
Akif Beki son dönemlerdeki bir yazısında Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'i eleştirmişti. Beki, köşesinde şu ifadeleri kullanmıştı;
“Melih Gökçek için mesele basit, hem de aktif Twitter mesaisiyle her telden komplo teorisyenliği yapacak kadar basit. Mücadele arkadaşı, dava ortağı Hüseyin Gülerce’ye sahip çıkarken meselenin basitliğini şöyle ortaya koyuyor:
‘Gülerce’ye saldırıyı organize eden N.M.’dir. Bütün gücünü arkadaşları üzerinde kullanarak bu yazıları yazdırmıştır. Bilesiniz…'
‘Bu yazılar’ dediği yazılardan biri, benim şu ‘Gülerce’yi savunmak istiyorum ama’ başlıklı yazım.
Fakat üstümdeki etki gücünü kullanarak beni Gülerce’ye saldırtan arkadaşımı, kaç gündür adının baş harflerinden çıkaramadım.
Gökçek Başkan diyorsa, vardır mutlaka beni diğerleriyle birlikte Gülerce’nin üstüne kışkırtan bir çete lideri.
Ama kim bu elebaşımız N.M.? Gökçek’le Gülerce kadar yakın ve bağlı mıyız birbirimize?
Adının tam açılımını bahşederse, ‘Gülerce’ye Saldıranlar Örgütü’nün biz üyeleri de liderimizin kimliğini öğrenmiş oluruz.”
“PİŞKİNLER ÇETESİ ELEMANI…”
Köşesinde “Kimi ‘mesele basit’çiler şöyle bir özellik de taşır. Kendileri baş Fetullahçılıktan FETÖ’yle mücadele baş kahramanlığına geçer. Dün Fetullahçıyken FETÖ düşmanı diye suçladıklarını, döner bugün de FETÖ’cülükle suçlarlar. Onların yerine sizin yüzünüz kızarır. O halde bile üste çıkıp bir de iftira attığınızı, kara çaldığınızı söylerler.” diyen Beki şöyle devam etti:
“Onlardaki bu ‘teflon fırdöndü’ mantığına vurursanız, tam bir ‘Pişkinler Çetesi’ elemanı, katıksız bir ‘Yüzsüzler Şebekesi’ mensubudurlar.
Fakat en üst üyelikleri başka. Daima ‘İndirgemeciler Teşkilatı’nın sadık bendesidirler. Meseleyi anında çarpıtır, moleküllerine ayırıyormuş gibi saptırır, güya en basit haline indirgerler.
Artık yenemezsiniz onları. Taşa geçer ama akıllarına giydirdikleri savunma zırhına laf geçmez, söz geçirmez olurlar karşınızda.
Gökçek’in ‘hücum’lardan korumaya çalıştığı ahbabı Gülerce’ye göre de ‘mesele bu kadar basit’:
“Dördü birden üzerime geliyor. Çok şükür ya bunlar övseydi. Karaktersizlerin yalan ve iftiralarla saldırmalarına üzülmeyin. Doğru istikamette olduğumuzu gösterir. Millet düşmanları ile 48 yıldır mücadele ediyorum, vazgeçmem. Batı taşeronları bizi sevmez, çekemez.”
Benim de katıldığım bu toplu saldırıyı örgütleyen N.M. bir dış güç mü yoksa, söylese Gökçek de bilsek.”
Gökçek ise Twitter’dan yanıt vermişti. Gökçek'in Beki'yi eleştiren tweetleri şöyleydi ;
“FOYALARINIZI ORTAYA DÖKTÜRMEYİN”
“27-31 Temmuz tarihlerinde bazı yazarlar, ağız birliği yapıp Hüseyin Gülerce'ye saldırmaya başladı, ama ne saldırma. Ben bunların bir üst akıl tarafından yönlendirildiğini söyleyince suçüstü yakalananların telaşıyla saldırıya geçtiler. Hepinizin (Ya dededen ulusalcı, ya sonradan dönme ulusalcı) aynı anda saldırmasının tesadüf olma ihtimali milyonda bir var mı? Neymiş, Hüseyin Gülerce dün FETÖ’cüymüş. Ya, bir kişi ihaneti anlamış ve onlara karşı mücadeleye başlamışsa alkışlamak gerekmez mi? Allah muhafaza darbe başarılı olsaydı bugün Gülerce'yi hangi mezarlıkta ziyaret ederdiniz. Utanın. Üst akıl, direkt Cumhurbaşkanımıza saldırma yanında, özellikle onu yalnızlaştırmak için onun etrafına da güdümlü yazarlarını saldırtıyor. Erdoğan düşmanlıkları (kimi açık düşman, kimi kapalı düşman), ortak olan bu kalemler, akıllarınca yukarının destekçilerini yok etmek istiyorlar. Türkiye, eski Türkiye değil kalemşorlar. Oturun oturduğunuz yerde. Bize foyalarınızı ortaya döktürmeyin.
“BU ADAMIN SERİ KATİL OLDUĞUNU DUYUYOR”
Akif, sana da tavsiyem haddini bilmen. Açtırmayın kutuyu, söyletmeyin kötüyü. Bu ikazım da eski arkadaşlığımız yüzü suyu hürmetine. FETÖ ve adamlarına karşı hayatlarını ortaya koyarak mücadele edenleri suçlamak vicdani bir davranış değil, ideolojik saplantı. Bir de şöyle düşün; herkes tarafından ‘yardım meleği’ diye tanıdığın bir insanla berabersin. Herkes bu insana hürmet gösteriyor. Bir anda bu adamın gizli işler çevirdiğini ve seri katil olduğunu duyuyor, araştırıyor ve gerçekten öyle olduğunu anlıyorsun ve ona karşı hemen çevreni yoğun bir şekilde uyarmaya ve onunla en şiddetli mücadeleye başlıyorsun. Bu davranış alkışlanmaz mı?”
“ANKARA’DA SİVİL KANADI YÖNETEN KİŞİYİM”
“Ben de ilk anda infaz edilecek 4 kişiden biriydim (işte belgesi)” diyen Gökçek, “FETÖ ve adamlarına karşı hayatlarını ortaya koyarak mücadele edenleri suçlamak, vicdani bir davranış değil, ideolojik saplantıdır. O gece Ankara’da olayın sivil kanadını yöneten kişiydim. 15-16 Temmuz’da kalkışma anında 18 TV kanalına çıktım. Türkiye’de, 15 Temmuz gecesi TV’ye bağlanan ilk kişi Melih Gökçek’tir. Türkiye’de ilk tweet’i atıp milleti sokağa davet eden ilk kişi Melih Gökçek’tir” ifadelerini kullandı.
AKİF BEKİ KİMDİR?
1990 yılında gazeteciliğe başlayan Beki, Zaman Gazetesi, Flash Tv, Haftalık İzlenim, Yeni Şafak, Yeni Yüzyıl ve Turkish Daily News'te çalıştı.
1998 yılında Kanal 7'nin Washington Temsilciliği'ne atandı. Yeni Yüzyıl Gazetesi'nde dizi yazıları yayınladı. 2001'de aynı kanalın Ankara temsilcisi olarak görevine devam etti.
Ahmet Hakan'ın Kanal7'den ayrılmasından sonra haberlerin sunumuyla görevlendirilen Akif Beki, kısa bir süre sonra burdaki görevinden istifa ederek, dönemin Başbakan'ı Recep Tayyip Erdoğan'ın sözcülüğü görevine getirildi.
Yıllarca Radikal gatesinde köşe yazarlığı da yapan beki, 2013'te Başbakanlık Sözlcüğü görevinden ayrıldı.