''Neden korkmalıyız ki?" sorusunu yönelten Hürriyet, "Demokratik bir ülkenin Cumhurbaşkanı, vatandaşlarına neden korku ile yaşamalarından söz etsin ki? Korku ve demokrasi yan yana gelebilecek kavramlar mıdır? Sürgün mü edeceksiniz bizi? Zorunlu ikamete mi mecbur edeceksiniz? Ne yapacaksınız?'' diye sordu.
Yazının tam metni şöyle:
"Dünya şokta! Yüzde 52 oy alan Cumhurbaşkanı'na idam" diyerek Mısır'ın bir önceki seçilmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi için verilen idam kararını, dünyayı şoke edecek bir karar olarak ifade ettik.
Bizim bu başlığı atmamızdan iki saat sonra siz İstanbul'da kürsüye çıktınız ve bizim attığımız başlığın birebir aynısını söylediniz, "Mısır'da halkının yüzde 52 oyuyla seçilen Mursi ile ilgili idam kararı verildi" dediniz.
Ancak ertesi gün Kayseri Meydanı'nda şöyle dediniz: "Türkiye'de bu haberi Doğan Medya Grubu nasıl verdi? Yüzde 52 ile idam."
"SEÇİLMİŞ BİR CUMHURBAŞKANI'NIN İDAM EDİLECEĞİNİ İMA ETMEK BİR ŞEREFSİZLİKTİR"
Sayın Cumhurbaşkanı...
"Yüzde 52 ile idam" diyerek, sizi kastettiğimizi ima ediyorsunuz. Yüzde 52 ya da yüzde bilmem kaç; hiç fark etmez... Seçilmiş bir Cumhurbaşkanı'nın idam edileceğini ima etmek bir şerefsizliktir.
Bu çerçevede bize yönelik sözleriniz çok haksız ve mesnetsiz bir ithamdır.
Kanıtınız nedir Sayın Cumhurbaşkanı? Kendi ifadeniz olan bir cümleyi, bizim başlık yapmamız mıdır kanıtınız? Böyle bir kanıt olabilir mi? Bu kadar da çarpıtma olabilir mi?
Başbakan Ahmet Davutoğlu, bize "Neyi kastettiniz, ne demek istiyorsunuz" dedi. Hiçbir şeyi kastetmediğimizi mertçe açıkladık. Buna rağmen neden ancak şerefsizlik olarak nitelendirebileceğimiz bir ima ile bizi suçluyorsunuz? Amacınız nedir?
"BİZİM PARALEL'LE NE İŞİMİZ OLUR?"
Sayın Cumhurbaşkanı...
Bizi "Paralel'le işbirliği yapmakla" da suçluyorsunuz.
"Paralel" dediğiniz yapı, sizinle işbirliği içinde olduğu dönemde, dünyanın en haksız, en hukuksuz, en zalim vergi kumpasının üzerimize salınmasında büyük rol oynamış bir yapıdır. Bizim Paralel'le ne işimiz olur?
"NE İSTİYORSUNUZ BİZDEN?"
Sayın Cumhurbaşkanı...
Bizden ne istiyorsunuz? Apaçık haksızlıklarla, apaçık çarpıtmalarla, apaçık zorlamalarla, niyet okumalarla neden bize saldırıyorsunuz? Bizi neden hedef gösteriyorsunuz?
Ne istiyorsunuz bizden?
Sürgün mü edeceksiniz bizi? Zorunlu ikamete mi mecbur edeceksiniz? Ne yapacaksınız? Üstat Necip Fazıl'ın dediği gibi bizi "Öz yurdumuzda garip, öz vatanımızda parya" mı yapmak istiyorsunuz?
"KORKU VE DEMOKRASİ YAN YANA GELEBİLECEK KAVRAMLAR MIDIR?"
Sayın Cumhurbaşkanı...
Bize "Hayatınızı korku ile geçiriyorsunuz" diyorsunuz.
Neden korkmalıyız ki? Demokratik bir ülkenin Cumhurbaşkanı, vatandaşlarına neden korku ile yaşamalarından söz etsin ki?
Korku ve demokrasi yan yana gelebilecek kavramlar mıdır?
Sayın Cumhurbaşkanı...
Eğer kastınız, Anayasa'nın güvencesi altında olan basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü, eleştiri özgürlüğü gibi haklarımızı kullanmaktan korkmak ise...
Bu özgürlükleri hiç korkmadan savunacağımızı bilmelisiniz."
(ANKA)