Hüseyin Aygün'den sert açıklamalar

Serbest kalır kalmaz yaptığı açıklamalar nedeniyle partili arkadaşlarının tepkisini çeken CHP’li Aygün, 'CHP’nin her şeyine sahip çıkmıyorum' dedi ve şöyle devam etti;

''Tek ulus, tek din, tek millet, bunları tartışmalıyız; tekçi anlayışı sahiplenmiyorum'' dedi. PKK’lılar tarafından kaçırılıp serbest bırakıldıktan sonra yaptığı açıklamalarla CHP içerisinde rahatsızlığa neden olan CHP Tunceli milletvekili Hüseyin Aygün, “CHP’nin her şeyine sahip çıkmıyorum. Tek ulus, tek din, tek millet bunları tartışmalıyız” dedi.

Aygün, Habertürk Televizyonu’nun sorularını yanıtlarken, serbest bırakılmasının ardından yaptığı açıklamaların CHP içinde çatlağa neden olduğu yolundaki haberler ve diğer tartışmalar konusunda şunları söyledi:
**PARTİDE ÇATLAK YOK**
Ben bir tepki görmedim. Birinin kendi sayfasına yazdığı bir cümle partide rahatsızlık olarak yorumlanmaz. Şamil Tayyar’a sayısız tepki geldi. Hiç kimse AKP’de çatlak olduğunu yazmadı. Konu CHP olunca, bir tane parti yöneticisinin kendi kişisel sayfasındaki eleştiri parti içi çatlak olarak yansıdı. Bunları maksatlı buluyorum. Genel Başkan’ın açıklamasından mutlu oldum. CHP’de çatlak olduğu, bunalım olduğu yönündeki tezlere genel başkan ret yanıtı verdi.
**TEKÇİ ANLAYIŞI SAHİPLENMİYORUM**
CHP’nin herşeyine sahip çıkmıyorum. Tek ulus, tek din, tek millet bunları tartışmalıyız. Türkiye çok uluslu, çok dinli, çok kültürlü, çok etnisiteli, çok inançlı bir ülke. Aleviler 1923’te Cumhuriyet kurulduğundan beri legal anlamda yoklar. Türkiye Cumhuriyeti, Aleviliği yasal olarak tanımadı. Osmanlı’nın dinsel baskısına son verdi ve Aleviler bir nebze nefes aldı. Cumhuriyet olsun, CHP olsun onun öne sürdüğü tekçi anlayışın artık günümüzde geçerliliğini yitirdiğini düşünüyorum. Sahip çıktığımız, gurur duyduğumuz şeyler de var. Cumhuriyetin kazanımları, Mustafa Kemal’ın büyük devrimine, 21. yüzyılın başında bütün dünya uluslarına ilham veren yönleri var. Bunları sahipleniyorum ama tekçi ve monolitik anlayışı sahiplenmiyorum.
**BAĞIMSIZ SİYASET YAPMAM**
Bağımsız devam etmeyi düşünmüyorum. Siyaset dışı kalırsam, hiç siyaset yapmam. CHP olmazsa parlamentoda yer almam. Milletvekilliğinin fazla önemi yok. Milletvekilliğine ihtiyacım yok.
**İKİ GÜNÜ HELAL EDERİM**
Düzeni sarsan bir eylem bu. Oradaki iki tane genç çocuk değil. Kandil, Öcalan, uluslararası güçler, belli amaçlara ulaşmayı hedeflediler. Neyse ki iç ve dış kamuoyu müthiş bir tepki gösterdi ve canavarın dişleri arasından resmen kurtardı. İki çocuğu bu olaydan dolayı günah keçisi ilan etmek, o iki kişiden hesap sorulmasını istemek kanımca çok yetersiz olur. Bunun arkasındaki güçlerin soruşturulmasını talep ederim. Onlardan şikayetçiyim. Yoksa o çocuklara iki günü helal ederim. Çok saygılıydılar. Ayrılırken hüzünlü sözler ettiler. Bana kötü davranmadılar.
**Kafatasçılarla yürünmeyecek**
Açıklamalarım insani ve makul. Kürt sorununu çözülmesi gerekir, bu savaş 50 veya 100 yıl süremez. Genel Başkan’ın, ‘Açıklamalarının arkasındayım’ demesi son derece iyi oldu. CHP’nin nasıl bir yolda yürüyeceğini, ulusalcı, kafatasçı kişilerle, onların yaptığı eleştirilerle bir yol yürünmeyeceği görülmüş oldu. Genel Başkan, CHP’nin Kürt sorununun çözümü için kabul edilmesi gereken talepleri içeren bir liste açıklanacağını söylemişti iki hafta önce. CHP, yol haritasını somutlaştıracak.
**‘İnsan müsveddelerini dehşetle izliyorum’**
Hüseyin Aygün, kaçırılmasının ardından AK Parti Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar’ın da aralarında bulunduğu bazı isimlerin sosyal paylaşım sitelerinda yazdıklarına da cevap verdi. Aygün, şöyle konuştu:
“Çocuğum iki gün gömleğimle yatmış. Geri gelmeyeceğimi düşünmüş; kokumu hissetmek, acısını hafifletmek adına yatağa gömleğimi sermiş. Bunlar zor şeyler. Birtakım faşistler utanmazcasına bunun danışıklı dövüş olduğunu söylüyorlar. Bunu yapan insan müsveddelerinin içinde milletvekilleri var. Dehşetle izliyorum. Onları da Ulu Divan’a havale ediyorum.
Sırça köşklerinden ırkçılık zehrini damlatanları Ulu Divan’a havale ediyorum. Ulu Divan, Alevi inancında yüksek mahkemedir. Ben de karşımdaki kişi son derece düzeyi düşürdüğünde onu Ulu Divan’a havale ettiğimi söyledim. Polemik bile değil, cevap vermeye değer de değil. Kışkırtıcı, provakatif, istihbarat örgütlerinden yıllardır aldıklarını gazetecilik adı altında yayınlayan, yazdığı şeylerin hiçbir değeri olmayan tırnak içinde milletvekili.”
Anahtar Kelimeler: