Hüseyin Çelik, CHP'yi Dikilitaş'a, Bahçeli'yi Kurt Adam'a Benzetti

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, TBMM'deki grup toplantılarında hükümeti eleştiren CHP ve MHP'ye, ilginç benzetmelerle cevap verdi. Çelik, CHP'yi Çemberlitaş'taki Dikiltaş'a, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yi ise 'Kurt Adam'a benzetti. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'CHP dimdik ayakta' sözlerine cevaben 'Çemberlitaş'taki Dikilitaş da dimdik ayakta; ama ayakta' diyen Çelik, Kurt Adam'a benzettiği Bahçeli'nin de kürsüye çıkınca kurtlu bilim kurgu filmlerindeki gibi değişerek 'başka şekil aldığını' ifade etti.

Hüseyin Çelik, AK Parti Genel Merkezi'nde bugün basın toplantısı düzenledi. Çelik, dün TBMM'deki grup toplantılarında AK Parti'ye yüklenen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP Genel Başkanı Bahçeli'ye cevap verdi.

CHP'NİN KÖKENİNDE ANALARIN GÖZYAŞI VAR

İlk olarak CHP Genel Başkanı'na seslenen Çelik, "Kılıçdaroğlu diyor ki; herkes geldi gitti ama CHP dimdik ayakta. Ama Çemberlitaş'taki Dikilitaş da asırlardır orada dimdik ayakta. İşte öyle ayakta. Ben daha önce söyledim. Biz Türkiye'nin en eski partisiyiz' diyorlar. Kusura bakmayın CHP'de de değerli insanlar var ama CHP Türkiye'nin en eskimiş partisidir. Azeri kardeşlerimizin bir sözü var, eskiye kadim eskimiş olana köhne derler. Sadece Kılıçdaroğlu'nun CHP ile ilgili bir fikrine katılıyorum, gerçekten doğru tespitte bulunuyor. 'Bizim köklerimizde anaların gözyaşı vardır' diyor. Vallahi doğrudur, CHP anaların gözyaşını bol bol akıtmıştır. Tek parti döneminde yapılanlara bakın. CHP’nin köklerinde gerçekten anaların gözyaşı var." dedi.

Kılıçdaroğlu'nun dünkü konuşmasında çok yadırgadığı ve ayıpladığı bir ifade olduğunu aktaran Hüseyin Çelik, "Türkiye’de yüzde 75’i itham eden bir ifade daha var. CHP yüzde 25 oy alıyor, 100 insandan 25’i CHP’ye oy veriyor 75'i oy vermiyor. Bu ülkede 'yurtseverlerin namuslu insanların birleştiği partidir' diyor. Türkiye'de namuslu insanlar CHP'de bir araya gelmiş. Nedir bunun mefhumu muhalifi. CHP'de toplananların dışındakilerin namustan falan hiç haberi yok. Namustan payları yok. Böyle bir ifadeyi bir genel başkan kullanamaz. 'Bizim partidekiler dürüst namuslu insanlardır' dersiniz ama 'yalnız namuslu insanlar, namusluların toplandığı partidir burası' derseniz çok yadırgarım. Böyle bir ifadeyi bir genel başkanın hele hele ana muhalefet liderinin kullanmasını kesinlikle hazmetmek kabullenmek mümkün değildir." ifadelerini kullandı.

ASABİYET KELİMESİNİ YANLIŞ ANLAYIP MANŞET ATAN GAZETEYE: CAHİLSİNİZ

Çelik konuşmasında gazetecilik mesleği açısından yüz karası kabul ettiği bir şeyi de paylaşmak istediğini söyleyerek, gazeteciliğin en önemli kabul ettikleri şeyin dil olduğunun altını çizdi. Hüseyin Çelik, "Gazeteciler dil konusunda ciddi bir bilince sahip olurlar, gazetecilik dille olur. İster sözlü televizyonda yayın yapın ister haber yazın ister makale yazın. Gazetecilik eşittir dil demektir." dedi.

Başbakan Erdoğan'ın dün grup toplantısındaki konuşmasında asabiyetle şeytanlık mesleği arasında bir bağ kurduğunu hatırlatan Çelik, "Bugün bir gazetemiz manşet atmış, asabiyeti öfke olarak sinirlilik olarak değerlendiriyor. Asabiyeti hiç duymadı mı bu cahil adamlar. Asabiyet Arapça bir kelimedir. Baba tarafından akrabalara düşkünlük, kabileye düşkünlük, aşiretinize düşkünlük, milliyetinize düşkünlük ve onlar dışındakileri ötekileştirmedir. Başbakanın kullandığı asabiyet kelimesi ırkçılıktır. Bunu ayıramayan bir insan gazeteci olabilir hele bir gazete manşet yapabilir mi? Ben o manşeti gazetecilik adına talihsizlik olarak değerlendiriyorum. Gazetecilik adına cehalet örneğidir." dedi.

"KURT ADAM" BAHÇELİ

Ardından MHP Genel Başkanı Bahçeli'ye değinen Çelik, "Sayın Bahçeli malumunuz o sakin beyaz elbiseli Bahçeli, kürsüye çıktığı zaman hani kurtlu bilim kurgu filmlerinde var ya; akşam ay çıktığında başka şekil alırsınız. Bahçeli kürsüye çıkınca bu şekil alıyor. Küfrün, hakaretin, tahkirin, tezyifin, iftiranın yalanın dolanın haddi hesabı yok." değerlendirmesinde bulundu.

O SÖZLERİ AYNEN İADE EDİYORUM

Çelik, "Biz bu iktidarız çok şeyi sineye çekeriz. Sayın Başbakan dün hiçbir şey söylemedi. Ben camiam adına parti sözcüsü olarak ama ben ben bu kadar geniş olamam. Bizi Haçlılarla, kafir planlarıyla aynı niyete sahip olmakla suçluyor, Damat Ferit'in bayrağını taşımak, soytarılık, Türklüğün tasfiye edicileri olarak suçluyor. Aydınları köksüz ve kimliksiz aydınlar olarak nitelendiriyor. Yazarları ipotek altındaki kalemşörler olarak niteliyor. Daha neler neler…O kelimeleri kim yazdıysa, ben bütün bu kötü yakıştırmaları hakaretleri tahkir ifadelerinin size aynen iade ediyorum. İktidarım adına camiamız adına başbakanım adına size bunu aynen iade ediyorum." diye ekledi.

MHP VE BDP BİRBİRİNE MUHTAÇ İKİ PARTİDİR

AK Parti Sözcüsü Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bahçeli neden hırçın biliyor musunuz? MHP ve BDP birbirine muhtaç iki partidir. Birbirlerinin teşvikçisi tahrikçisi konumundadırlar. Türkiye'de demokratikleşme olsa, terör olmasa, her tarafa huzur hakim olsa, çoğulcu toplum içerisinde herkes farklılıklarını koruyarak bir arada yaşasa, etnisite üzerinde siyaset yapan partiler marjinal partiler olur dibe vururlar. BDP marjinal parti olur MHP aynı oranda güç kaybeder. Kan, gözyaşı, şehit cenazeleri ölme ve öldürme faaliyetleri olduğu müddetçe etnisiteye dayalı siyaset yapan partiler varlıklarını sürdürürler. BDP'liler ve MHP'lilerin hiç polemiğe girdiğini gördünüz mü? Girmez. BDP, MHP'yle ilgili hiç birşey söylemiyor. Çünkü MHP onlara lazım. Bahçeli'ye sesleniyorum; siz çok iktidar olmadınız. Halk kolay kolay da bu anlayışla sizi iktidar yapmaz. Ancak Güneydoğu'da halka dışkı yediren zihniyet sizin zihniyetinizdir, sizinle aynı zihniyettir. OHAL'i sürdüren zihniyet sizinle aynı zihniyettir. Faili meçhulleri yapan sizinkiyle aynı, köy yakan köy boşaltan zihniyet sizinkiyle aynıdır. PKK'nın eline koz veriyor. PKK için malzeme bahane oluşturuyor. Bahane üreten zihniyetle sizin zihniyetiniz aynı. 'Türkiye bölündü, bölünüyor, bölünecek' Bu Türkiye'yi bölen kafa. Aksine kimsenin insanların aklına gelmeyen şeyi getiriyorsunuz. Biz Türkiye'nin bütünlüğünden kan dökülmesinin önlenmesinden yanayız. Bu ateşi söndürmüyorsanız su taşımıyorsanız, hiç olmazsa yangına körükle gitmeyin benzin püskürtmeyin. Yaptığınız budur Sayın Bahçeli.