AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, İmralı ile gerçekleşen görüşme için, "BDP'lilerin yaptığı görüşme devletin bilgisi dahilinde olmuştur, devletin izni dahilinde olmuştur. Bundan, böyle çok büyük anlamlar çıkarmak çok da anlamlı değil" dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. MYK toplantısının halen devam ettiğini söyleyen Çelik, toplantının gündeminin ise kabarık olduğunu söyledi. Başbakan Erdoğan'ın Afrika gezisine değinen Çelik, "Türkiye'nin ekseni kaydı" eleştirilerini hatırlatarak, "Türkiye'nin ekseni falan kaymadı. Türkiye'nin dış politika ekseni 360 dereceye çıktı. 2002 yılında bizim Afrika'da 12 büyükelçiliğimiz vardı, şimdi 34 büyükelçiliğimiz var. Ve bu artıyor" diye konuştu. Çelik, Başbakan Erdoğan'ın Afrika ziyareti için yapılan "Buralarda ne var?" eleştirine, "Buralarda çok şey var. Ve bakın AB ile olan ihracatımız yüzde 40'ın altına düştü. Yüzde 60'a yakından yüzde 40'ın altına. Niye, orada ekonomik bir daralma var. Eğer biz Ortadoğu'ya açılmasaydık, eğer biz Uzakdoğu'ya açılmasaydık, eğer biz Pasifiklere, Karayiplere açılmasaydık, eğer biz Afrika'ya açılmasaydık, yeni ekonomik destinasyonlar, ihracat hedefleri koymasaydık ve bu ülkelerden bu açığı kapatmasaydık biz 2012'nin sonunda 152 milyar dolarlık gibi bir ihracata ulaşamazdık" diye yanıt verdi.
Bu sonucun alımasında Başbakan Erdoğan'ı kutlayan Çelik, "Ama leyleği havada gören ihracattan da sorumlu Ekonomi Bakanımız Zafer Çağlayan'ı da burada kutlamak istiyorum. Gerçekten ben Zafer Beyi ne zaman arasam, dünyanın diğer ucundadır. Bunlar kendiliğinden olmuyor. Sayın Başbakanımız da Afrika'ya 300 iş adamıyla gidiyor arkadaşlar. Dolayısıyla kendilerini çok büyük ufka sahip, bizi de dış politikada ufuksuzlukla suçlayanlar bu sonuçları görüp aslında söylemlerini gözden geçirmelidirler" şeklinde konuştu.
"AK PARTİ'NİN OYU YÜZDE 50"
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, ANAR'ın Aralık ayına ilişkin yaptığı anket sonuçlarını da paylaştı. Anketin Türkiye çapında yapıldığını ifade eden Çelik, "Burada sorulan sorularda 'hükümetin performansını nasıl buluyorsunuz?'. 'Başarılı' diyenler yüzde 55'tir. AK Parti'ye oy vermeyen bir kısım insanlar da hükümetin performansını başarılı buluyorlar. 'Sayın Başbakanın lider olarak, başbakan olarak performansını nasıl buluyorsunuz?' sorusuna karşı vatandaşın yüzde 56,6'sı Başbakanı çok başarılı buluyor. AK Parti'nin oyu da 12 Haziran 2011 seçimlerindeki oy oranıdır; yüzde 50. Yüzde 50 oyumuz duruyor arkadaşlar. Bu yüzde 51 oluyor, yüzde 52 oluyor ama çok şükür bugüne kadar yüzde 50'nin altına düşmedik" diye konuştu.
"BAŞBAKAN BİLE YAZILANLARA HAYRET ETTİ"
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin, "İmralı'daki görüşmelerin ardından bugün bazı gazetelerde kesin mutabakata varıldığından söz ediliyor. Üzerinde uzlaşılan kesin, nihai bir mutabakat var mı?" sorusu üzerine, Çelik şunları söyledi:
"Bugün gerek köşe yazarlarının yazdığı yorumlar var, gerekse de haber alarak yer alan çok sayıda yazı var. Bunları Sayın Başbakana da sorduk, Sayın Başbakan bile bu yazılanlara hayret etti. Herhalde bu konuda en çok bilgiye sahip olan Sayın Başbakandır. Ne oldu, ne bitti, ne konuşuldu, kim geldi, kim gitti? Dolayısıyla gazeteler oturuyor, bazı şeyleri hayal ediyorlar, bazı temennilerini yazıyorlar, istediklerini yazıyorlar, istemediklerini yazıyorlar. Dolayısıyla buradaki yazılanların büyük bir kısmının gerçekle bağdaşmadığını sadece ifade etmekle yetineyim. Böyle bir mutabakat...Daha dün gitti, kiminle neyin mutabakatını yapacaklar. Netice itibariyle orada mutabakatı yapacak olan BDP'li milletvekilleri değil. Devlet adına orada görüşenler eğer bir sonuç alırlarsa, netice itibariyle PKK'nın silah bırakması, dağdaki PKK'lıların ne olacağı vesaire meseleleri ile ilgili bir gelişme olursa bu kamuoyu ile paylaşılır. Ama şu anda İmralı'daki ile devlet görüşüyor, devletin yetkili şahısları görüşüyorlar. BDP'lilerin yaptığı görüşme de devletin bilgisi dahilinde olmuştur, devletin izni dahilinde olmuştur. Bundan, böyle çok büyük anlamlar çıkarmak çok da anlamlı değil."
"MHP VE CHP 20 ÖZERK BÖLGE TEKLİFİNE KARŞI ÇIKMIYOR"
Hüseyin Çelik, başka bir gazetecinin "Daha önce de görüşmeler bağlamında benzer süreçler yaşanmıştı. Bunun daha ileri adım olduğu söylenebilir mi? Bir sonraki görüşmede ne beklemeliyiz? Bu görüşmelerin devamı hükümet adına, devlet adına neye bağlı, nasıl devam edebilir?" sorusu üzerine şunları kaydetti:
"Arkadaşlar, bu işin özü şudur. Abdullah Öcalan'a 'Sen Kürt halkı adına ne istiyorsun?' diye bir soru Falan sorulmuyor. Veya BDP'lilere 'Ne yaparsak siz bu işten vazgeçersiniz?' diye bir soru sorulmuyor. Biz, diyoruz ki 'Niçin silah alıp elinize dağa çıktınız?'. 'Kürt halkının varlığı inkar ediliyor, Kürtçe yok sayılıyor. Benim kendi ana dilimi kullanmama müsaade etmiyorsunuz. Annem benimle cezaevinde istediğim anadilimde konuşamıyor. Anadil öğretimi yoktu, kendimden sonraki nesillere aktaramıyorum, kültürümü yaşatamıyorum'. Neticede Kürt kelimesi bile bir tabu muydu? Dolayısıyla 'demokratik yollarla benim bazı düşüncelerimi ve görüşlerimi ifade etmeme müsaade edilmiyor, dolayısıyla silahtan başka benim yolum yok' diyorlardı. Peki bugün böyle bir ortam var mı? Bugün Türkiye'de demokratik bütün yollar açıktır. TBMM çatısı altında terörü kutsamadan, terörü meşru görmeden, terörü bir çözüm aracı olarak teklif etmeden herkes istediği her şeyi görüşebilir."
Hüseyin Çelik; MHP ve CHP'nin Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nda samimiyetsiz davrandığını, BDP'nin Türkiye'yi 20 özerk bölgeye bölme teklifine karşı çıkmadıklarını söyledi. Çelik şunları ifade etti:
"Bakın size, ilginç bir şey söyleyeyim. Anayasa Uzlaşma Komisyonu çalışıyor. Burada MHP'nin ve CHP'nin samimiyetsizliği ile ilgili bir konuda size bilgi vereyim. AK Parti, başkanlık sistemi ile ilgili bir teklif getiriyor, 'derhal AK Parti bunu çeksin' diyorlar. BDP'nin getirdiği teklif nedir biliyor musunuz? Türkiye'yi 20 özerk, bölgesel yönetime ayırmak. Bunun adı eyalet sistemidir. Ha konuşabilir mi? Bana göre konuşabilir. Şiddet içermeden bunu teklif edebilir mi, eder. O söyler, sen kabul eder misin, o ayrı bir olay. Bakın BDP bu teklifi getiriyor, CHP ve MHP 'bunu geri çekin, biz bunu bir anayasa konusu yapmayız' demiyorlar. 'Bunu çekin' demiyorlar. Ama AK Parti Başkanlık sistemini getirdiği zaman 'bunu çekin' diyorlar. Dolayısıyla arkadaşlar bunun adı küçük siyasettir. Biraz önce söyledim, dağarcığında ihanet ve hıyanet kelimelerinden başka kelime bulunmayanlar, bu memlekette anaların gözyaşının ne anlama geldiğini de bilmiyorlar. Kan olacak, şiddet olacak, şehit cenazeleri olacak, terörist cenazeleri olacak, etki olacak, tepki olacak, tez olacak, anti-tez olacak birileri de buradan nemalanacak. Yıllar yılı siyasi varlık sebebini bu çatışmaya bağlayan siyasi hareketler var. Bu onların ekmeğini keser arkadaşlar. Bakın ben size içten bir şey söyleyeyim; Türkiye'de PKK terörü bitsin, terör diye bir şey olmasın, BDP marjinal bir parti olur. BDP güç kaybetsin, MHP marjinal bir parti olur. Dolayısıyla bize her fırsatta, bizi ihanetle, vatanı satmakla, teröristlerle kucaklaşmakla, teröristlere prim vermekle, onlara taviz vermekle suçlayanlar, aslında tekrar söylüyorum, bu tezgahtan, bu oyundan, bu olup bitenden nemalananlardır. Türkiye'nin bunu bitirmesi lazım. Ya biz bunu bitiririz, ya da bu terör meselesi bizim canımıza okumaya, yavrularımızın ölmesine, canlarımızın kaybolmasına, mali kaynaklarımızın heba olmasına devam eder."
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz