İSTANBUL (İHA) - Semiha Şakir Huzurevi Müdürü Enver Şahin, huzurevlerine karşı toplumda olumsuz bir bakış açısı olduğunu kaydederek, "Oysa burada yaşlılara yeniden yaşama sarılma ve kendilerini önemli hissetme gücü aşılıyoruz" dedi.
Huzurevlerinin yaşlıları dünyadan soyutlayan ve onları tek başına bir hayata mahkum eden yerler olmadığını belirten Şahin, "60 yaşında olan ve ruhsal ve fiziksel hiç bir özrü bulunmayan yaşlıları huzurevine kabul ediyoruz. Burası yaşlı insanların yaşıtlarıyla bir arada yaşadığı ve ismi üzerinde huzur bulduğu bir yer. Yaşlılarımız burada günlük yaşantılarını sürdürüyor. Alışverişe, bankaya ve çarşıya çıkıp gezebiliyorlar. İstedikleri saatte de buraya gelip odalarına çekiliyorlar. Hiçbir şekilde onların özgürlüklerini kısıtlayan ve onları mutsuz eden kurallarımız yok burada" şeklinde konuştu.
80 kişilik kapasitesi olan Semiha Şakir Huzurevi'nde iki kişilik odalarda kalındığını anlatan Şahin, "Yaşlılarımızın kendilerini evlerinde hissetmeleri ve aile ortamındaymış gibi rahat ve huzurlu olmaları için elimizden gelen yapıyoruz. Her birinin ilgi ve şefkate ihtiyacı olan yaşlılarımızı ziyaret ederek onlarla sohbet etmenin yaşlılara büyük moral olduğunu söylemek istiyorum. O nedenle yaşlılarımızı en azından özel günlerde ziyaret ederek, tatlı sözlerle gönüllerini almak gerektiğini düşünüyorum" dedi.
HUZUREVİNİN MEŞHURLARI 'Kent Reklamları'nda rol alan ve tiyatrocu Sema Yunak'ın babası olan Semiha Şakir Huzurevi'nin sakinlerinden Tulu Yunak, huzurevinde bulunmaktan son derece mutlu olduğunu söyledi. Burada kendisini aile ortamındaymış gibi hissettiğini belirten Yunak, "Üretiyorum, bir işe yarıyorum ve bundan da mutluluk duyuyorum. O reklam filminde rol almak beni inanılmaz sevindirdi. Çünkü kendimi çalışan ve üreten bir insan olarak değerlendirdim. Burada son derece özgür bur ortamda yaşamımızı sürdürüyoruz. Biz yaşlılar da işe yarıyor ve kendimizce önemli çalışmalara imza atıyoruz. Buradaki arkadaşlarımızla tiyatro ve sinemaya gidiyoruz" şeklinde konuştu.
Huzurevi sakileri arasında Türkiye'nin ilk kadın arkeologu da kalıyor. Türkiye'nin ilk kadın arkeologu olma özelliğini taşıyan ve İngilizce, Almanca, Fransızca, Latince ve Yunanca'yı anadili gibi konuşan Cevriye Artuk (84) Atatürk'ü dört defa gördüğünü söyledi. Huzurevinde güzel bir diyalog içerisinde olduklarına değinen Artuk, "Sevinçlerimizi, hüzünlerimizi ve düşüncelerimizi paylaşıyoruz. Arada bir kendi aramazda düzenlediğimiz eğlencelerle de hoş vakit geçiriyoruz. Huzurevinde olmaktan mutluyum. Buraya gelmek tamamen benim seçimimdi. Hürriyetimi kimseye satmadım. Sadece çocuklarımın kendine ait bir hayatları olduğunu ve benimde kendi hayatımı yaşamam gerektiğini düşünerek buraya geldim. Bu yaşıma rağmen hala üretiyor ve bir işe yaramanın mutluluğunu yaşıyorum. Çocuklarım beni burada ziyaret ediyor. Ben onların yanına gidiyorum ve bundan da çok mutluyum" dedi.
İLGİ BEKLEYEN YAŞLILAR
Huzurevinde kalan Manken ve oyuncu İlknur Soydaş'ın büyükannesi İffet Ağrangil torunu Soydaş'ı çok özlediğini söyledi. Torunu ile en son bir kaç hafta önce konuştuğunu kaydeden yaşlı kadın, "İlknur beni yanına alacaktı. Bir süre önce konuşmuştuk. Ancak birkaç haftadır kedisinden haber alamadım. Burada her şey çok güzel. Arkadaşlarımızla bir arada iyi vakit geçiriyoruz, ama yine de insan çocuklarının, torunlarının ilgisini bekliyor ve istiyor" diye konuştu.
Yaklaşık 3 aydır Semiha Şakir Huzurevi'nde kalan Naide Kirman isimli huzurevi sakini gelini ile arasındaki sorunlar nedeniyle huzur evine geldiği belirterek oğlunun kendisini haftada bir kere ziyarete gelmesinden dolayı duyduğu üzüntüyü dile getirdi. Kirman, daha önce İzzet Baysal Huzurevi'nde kaldığını ifade ederek, "Oğluma uzak geldiği ve beni pek sık göremediği için onun yakınında bir huzurevine yerleştim. Şimdi haftada bir gelip beni görüyor ama ben yine de onu çok özlüyorum. Onun, evinin huzurunun bozulmaması için ben buraya geldim. Ne yapıyım anne olarak buna mecburdum" ifadelerini kullandı. Giysilerinin çok eskidiğinden yakınan Naide Kirman yeni giysi talebinde bulundu.