Hyalüronik asit bazlı dolgular yüzü yeniden biçimlendirmek, zaman içerisinde ortaya çıkan çizgileri ortadan kaldırmak için kullanılmaktadır. Cilt altındaki yağ dokusunun kaybedilmesi, kolajen ve elastinin zayıflaması ile beraber ciltte derin çizgiler, sarkmalar ve kırışıklıklar meydana getirmektedir. Zaman içerisinde kaybedilen hacim, yüzün normalden daha yaşlı gözükmesine neden olmaktadır. Hyalüronik asit bazlı dolgular ile kırışıklıkların içi doldurularak yüze hacim verilmektedir. Bu şekilde kırışıklıklar ve sarkmalar ortadan kalkar ve genç bir görünüm elde etmek mümkün olmaktadır. Dolgu sadece yaşlanma etkilerini ortadan kaldırmaz aynı zamanda yüzün daha orantılı ve cildin daha nemli olmasını sağlar. Hyalüronik asit bazlı dolgular uygulanacak bölgeye göre farklılık gösterebilmektedir. Bu aynı zamanda kalıcılığının daha değişken olmasını sağlamaktadır.
Hyalüronik Asit Bazlı Dolgular Nerelere Uygulanır?
Hyalüronik asit bazlı dolgular yüzün birçok bölgesine uygulanabilmektedir. Özellikle burun kenarlarında yer alan yanak kıvrımları en çok tercih edilen bölgeler arasında yer almaktadır. Bu bölgede mimik hareketliliğin yoğun olması da 30 yaşından itibaren çizgilerin meydana gelmesine neden olmaktadır. Hyalüronik asit dudak yapısını değiştirmek için de tercih edilmektedir. Dudak asimetrisinin ortadan kaldırılması için 1 - 2ml’lik dolgular yeterli olmaktadır. Alın ve kaş bölgesinde meydana gelen ve sık kaş çatmaya bağlı ortaya çıkan derin çizgiler, hyalüronik asit bazlı dolguların sık kullanıldığı durumlar arasında yer almaktadır. Bu derin çizgilerin ortadan kaldırılması dolgu ile son derece kolay bir şekilde gerçekleştirilmektedir.
Uygulama ve Sonrası
Dolgu uygulamasının yapılacağı bölgeye krem ile lokal anestezi yapılmaktadır. Bölge tamamen uyuştuktan sonra son derece ince enjektörler ile hyalüronik asit bazlı dolgu kolay bir şekilde uygulanabilir. İşlem öncesinde kullanılan krem sayesinde dolgu yapılırken herhangi bir acı hissedilmemektedir ve hasta uygulama esnasında son derece rahat olmaktadır. Dolgu işleminden 10-15 dakika sonrasında ilk etkileri görmek mümkündür. Ancak ilk 1 hafta içerisinde, dolgu maddesinin su tutma özelliğinden dolayı ödem görülebilmektedir. Bölgede meydana gelecek olan morluk ya da ödem 1 hafta içerisinde kendiliğinden ortadan kaybolmaktadır. Elde edilen etkinin kalıcılığı ise bölgeye ve hastaya göre değişiklik göstermektedir.
Op. Dr. Burak Türkyılmaz
Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif
Cerrahi Uzmanı
www.drburakturkyilmaz.com
https://www.instagram.com/drturkyilmaz