İbrahim Güçlü: Dershaneler Bölgede Üniversiteye Giriş Sayısını Artırdı

Kürt siyasetçi ve yazar İbrahim Güçlü, dershanelerin olmadığı dönemde bölgede üniversite kazanma oranının çok düşük olduğunu belirterek dershanelerin tümden eşitsizliği kaldırmasa bile önemli ölçüde giderir durumda olduğunu söyledi. Terör örgütlerinin daha çok karanlığı sevdiğine dikkat çeken Güçlü, eğitim kurumlarının bilgilenmeyi, aydınlanmayı sağladığını vurguladı.Cihan Haber Ajansı (Cihan) muhabirine konuşan Güçlü, dershanelerin kapatılması halinde bölgeye yansıyacağı olumsuzlukları değerlendirdi. Özellikle bölgede hem donanım hem de eğitimciler açısından eskiden beri ciddi bir problem bulunduğuna dikkat çeken Güçlü, sınıf kontenjanlarının fazla olduğunu ve çoğu dersin boş geçtiğini vurguladı. Bu durumda hala ciddi bir değişim olmadığını belirten Güçlü, dershanelerin olmadığı dönemde üniversitelere giriş oranının olabildiğince düşük olduğunun altını çizdi. Bu eşitsizliğin dershanelerle giderilmeye çalışıldığını dile getiren Güçlü, tümden eşitsizliği kaldırmasa bile önemli ölçüde giderir durumda olduğunu ifade etti. "ÖRGÜTLERE KARŞI BİLİNÇLENMEYİ DE SAĞLIYOR"Dershane parasının 8 aya yayılarak ödenmesi, yoksul aile çocuklarına indirim yapılması, başarılı çocuklara ücretsiz imkan sağlanmasının büyük bir avantaj olduğunu anlatan Güçlü, dershanelerin bölgede üniversiteye giriş sayısını yükselten eğitim kurumu konumunda olduğunu söyledi. Vatandaşların eğitimin kalitesinin yükselmesi, bölgeler arası eşitsizliğin kalkması halinde dershanelerin kapatılmasını kabul edeceğini dile getiren Güçlü, şuan maalesef böyle bir durumun olmadığını vurguladı. Dershanelerin ve okuma salonlarının kapatılmasıyla terör örgütlerinin kazancının ne olacağına ilişkin bir soruya ise Güçlü, "Sadece örgüt açısından değil bütün iktidar güç odakları, kolaylıkla yöneticiği insan ister. İllegal örgütler PKK için, DHKP-C için, TİKKO için, Hizbullah için de geçerli olan kuraldır. Kolaylıkla yöneteceğiniz kesim, olayları sorgulamayan, soru sormayan, bilgi geriliğine sahip olan, aydınlanmayan kesimlerdir. Dolayısıyla eğitim kurumları dediğimiz bu sakıncayı ortadan kaldırıyor. Son birkaç yılda en azından PKK, DHKP-C, Hizbullah, Kemalistler, Stalin solcular hakkında bilgilenmenin artmış olması insanların tercihlerini değiştiriyor. İnsanlar kolaylıkla mahalli arkadaşlığıyla, herhangi bir güç odağının emir komutasıyla hareket etmiyorlar. Daha özgür, daha serbest hareket ediyorlar. Bu tür örgütler daha çok karanlığı severler. Emir-komuta edecekleri insanları tercih ederler. Bu tür insanlarda aydınlanmayan insanlardır." karşılığını verdi. "SİYASİ VE İDEOLOJİK BİR KAYGIYLA GÜNDEME GELİYOR""Başbakan ve hükümetin, hiçbir ciddi araştırma yapmadan; genel anlamda eğitim sisteminde halen kalitenin yükselmiş olduğu, ortaya konulmuş eğitim modellerinin benimsenmiş ve başarılmış modeller olduğu konusunda ölçülerin ortaya çıkmadığı bir dönemde, sanki sadece ideolojik bir tutum ve reaksiyon sonucu böyle bir tutum gelişiyor. AK Parti içinde de bu konuda görüş birliği yok." diyen Güçlü, bir ihtiyaç sonucu dershanelerin ortaya çıktığını, bu sebep ve nedenleri kaldırmadın dershanelerin kapatılmasının bir anlamı olmadığını ifade etti. Güçlü, "Sadece bir tepki sonucu, sadece sorunu siyasallaştırarak, uzmanların ötesinde, hayata dair tespitlerin ötesinde, sorunları ele almadan, sadece siyasi ve ideolojik bir kaygıyla bunu gündeme getirmiş olması, daha çok endişe verici gibi görülüyor. Sadece bu sorun için değil hangi sorun olursa olsun bu tarzda gündeme geldiğinde tehlikeli görüyorum; tehlikeli görmeliyiz. Dershane meselesi yeni bir mesele değil ki on yılların meselesi. Uzun yılların bir meselesini nasıl böyle birgünde kaldırabilirsiniz? Bu modeller daha ispatlanmış sonuçları ortaya çıkmış modeller değil. Kamuoyunda böyle bir çağırışım var: Bunlar iyi, akılcı, rasyonel analizler, hesaplamalar ve genelin çıkarlarını, eğitim sisteminin yükseltilmesi için değil; ideolojik, siyasi kaygılarla yapılıyor endişesini yada intibanı herkes görebiliyor. O bakımdan çok daha problemli bir durum söz konusu." şeklinde konuştu.