İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin:

İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, “Bu ülkeyi teslim etmemizi mi, bu ülkenin bölünme eylemine sessiz kalmamızı mı bekliyorlar. Çok beklersiniz avucunuzu yalarsınız” dedi.

Bakan Şahin, Kurban Bayramı’nın ikinci gününde geldiği memleketi Ordu’da vatandaşlarla bayramlaştı. Bakan Şahin, vatandaşlarla bayramlaştıktan sonra AK Parti İl Başkanlığı’nın düzenlediği bayramlaşma programına katıldı. İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, burada yaptığı konuşmada, Ramazan Bayramı’nın ikinci gününde de Ordu’da olduğunu fakat o bayramda Gaziantep’te gerçekleşen patlamadan dolayı programını yarıda kestiğini belirterek, “Ramazan Bayramı’nın ikinci gününde hain kanlı terör örgütü Gaziantep’te kadın çocuk demeden adres ayırmadan ölümlerine neden oldukları bir grup insanımızın hayatını kaybetmesine neden olan terör olayını gerçekleştirmişlerdi. Bayramın üçüncü günündeki Ordu programımızı gerçekleştiremeden Gaziantep ilimize hareket etmek zorunda kalmıştık. Ama ne olursa olsun, nerede olursa olsun, ne kadar kötü niyetli olursa olsun hain terör örgütü bölücü yıkıcı, terör örgütü gerçekleştirdikleri olaylar, bu ülkenin bayramını da bu ülkenin huzurunu da bu ülkenin güzelliğini de bu ülkenin kutsiyetini de bu ülkenin kalkınmasını da engellemeyi başaramayacaklardır. Türkiye 81 iliyle 892 ilçesiyle 35 bin köyü 18 bin mahallesi ile bir büyük örgüttür. En büyük örgüt en büyük teşkilat milletin kendisidir. İnancıyla ahlakıyla töresi ile bayramıyla sabahı ile akşamıyla kuzeyi ile güneyi doğusu ile batısıyla bu örgütün karşısına hiçbir hain örgüt içeri den dışarıdan hiçbir zaman başarılı olmaz” diye konuştu.

Tek terör örgütü mensubu kalmayana kadar mücadelenin devam edeceğini vurgulayan Bakan Şahin, “Yıllardır sorun olan bölücü terör örgütü, ona hizmet eden onunla aynı istikamette seyir eden onunla bu ülkenin varlığına, bütünlüğüne kast etmek üzere çaba gösteren irili ufaklı bölücü ve yıkıcı örgütler ve o örgütlerin kandırılmış, beyinleri yıkanmış militanlarının çabaları hep devam ediyor. Ama belirttiğim gibi en büyük örgüt biziz. Hiçbir örgütün gücü buna yetmeyecektir. Bizi sadece Türkiye’yi meşgul eden bir durum olarak gündemde yerini alıyor. Ama bir gün gelecek bu gündem değişecek. Ya değişecek ya değişecek. Tek bir terörist kalmayıncaya kadar bu mücadele inanç ve kararlılıkla devam edecektir. Bu ülkenin her türlü insan değerine her türlü değerine ekonomik, tarihi ve coğrafi değerine kast eden o örgüt ve örgüt militanları inanıyorum ki bir gün belki yaptıklarından pişman olacaklar” şeklinde konuştu.

“ÇOK BEKLERSİNİZ AVUCUNUZU YALARSINIZ”

“Maalesef zaman zaman özellikle medyada geliştirilen, köpürtülen bir değerlendirme var” diyen Şahin, şöyle devam etti:

“Sanki devlet millet durup dururken insan avına çıkmış. Dağda bayırda uzakta yakında şehirde insan peşinde yakaladığında kursun sıkıyor değerlendirilmesi yapılıyor. Böyle bir algı oluşturulmaya çalışılıyor. Devlet tabii ki kendini koruyacaktır. Devlet tabii ki halkını korumak zorundadır. Ama hiçbir zaman devlet, durup dururken masum insan avında olmaz. Bir örgüt ve ya örgütler, her türlü silahı, ağır silahlar, hafif silahlar, her türlü patlayıcı maddeyi militanlarının eline verir insan ayrımı yapmadan, güvenlik teşkilatlarımızın personeli, caminin imamı, sağlık ocağının doktoruna elinde silah ile saldırıya geçiyorsa devlet gücüyle bunların saldırılarını mümkünse önceden haber alarak önlemek, onu yakalamak, eğer eylem gerçekleştiyse onun peşini bırakmadan, girdiği inde onu takip ederek, yakalamak ve onu sağ teslim olmuyorsa, etkisiz hale getirerek yakalamak zorundadır. Herhalde hiçbir gazeteci hiçbir yorumcu bunun aksini düşünmez diye düşünmek istiyorum. Cana kast eden, kana susamış kişiler karşısında nasıl davranmamızı tavsiye ederler, bir öğüt sayfası yazarlarsa bunu da biz okumaya hazırız. Devlet hiçbir zaman suçluda olsa bir insanı öldürmek peşinde değildir. Bu devlet olmaya yakışmaz. Ama kişi öldürmek için ölümün peşinden koşuyorsa devletin görevlisi de kendini korumak için vuracaktır. Bunun da başka çıkışı yoktur. Bu gerçeğe rağmen maalesef zaman zaman güvenlik güçlerimizin operasyonlarını çalışmalarını takibatını sanki durduk yerde gereksiz bir eylem gibi göstermeye kimsenin hakkı olamaması gerektiği hususunu bu bayram günü sohbetinde belirtmek isterim. Nasrettin hocanın dediği gibi ‘hırsızın hiç mi kabahati yok’ dedirtmesin kimse bize. Terör örgütü militanlarının hiç mi kabahati yok. Sorarım, sormak isterim. Ben askerim, polisim, jandarmam benim insanıma ona haince kast eden karşısında ne yapmamızı bekliyorlar. Bu ülkeyi teslim etmemizi mi, bu ülkenin bölünme eylemine sessiz kalmamızı mı bekliyorlar. Çok beklersiniz avucunuzu yalarsınız.”