İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, TRT Haber'de Kahramanmaraş merkezli depremlere ilişkin açıklamalarda bulundu. Bakan Soylu, deprem sonrası yapılan çalışmaları anlattı. Bakan Soylu ayrıca depremlerde can kaybının 43 bin 556'ya yükseldiğini duyurdu. İşte haberin detayları...
İçişleri Bakanı Soylu'nun açıklamalarından satır başları:
Genel tabloyu alınca hemen ilgili arkadaşların AFAD'da toplanması gerektiğini söyledim. Fuat Bey aradı, diğer bakan arkadaşlarımızla hep birlikte AFAD'a geçtik. Hattı görünce ilk bilgilerden sonra yaptığımız ilk iş '4. seviye' uluslararası seviyeyi çıkarttık. Bakan arkadaşlarımızla il dağılımı yaptık ve meseleye müdahale etme hususunda hepimiz yola çıktık. Kahramanmaraş'a inmeye çalıştık kapalıydı sonra Gaziantep'e indik ve oradan dağıldık. İnsanlarımız hayatını kaybettiler, bir taraftan medeniyetimizin en önemli sütunları devrildi ve yerle yeksan oldu. Deprem olarak değerlendirmek örtüşmüyor benim zihnimde. Hatay ters dönmüş. Özellikle Hatay'ın içerisinde gezerken binaların birbirine girdiğini gördüm, depremi yaşayanlar da öyle anlatıyorlar.
Deprem çok ciddi bir tahribat yaptı ve o duygu farklı bir şey; Memleketiniz, ülkeniz. Savaş tablosundan çok daha farklı bir tabloyla karşı karşıya kalıyorsunuz. Büyük bir mücadele yapıldı ve yapılmaya devam ediyor.
'Kahramanmaraş'a neden inemedik?' diye hayıflandık tabi. İnsanlar yardım talebinde bulunuyorlardı ve 'Biz size yetişeceğiz' dedik. Özellikle AFAD bu senaryoları defalarca yaptı. Madenlerden, hastanelere, okullara kadar birçok tatbikat yapıldı. Geçen yıl milyonlarca insana afetle ilgili eğitimler verildi.
Türkiye'deki toplanma alanlarını 30 bine çıkarmak için çalıştık. Her ilin risk azaltma planları yapıldı. Buraya gelmek için herkes hareketlendi, kimisi 7-8-9 saatte gelebildi. Karadeniz'den Batı'ya kadar herkes buraya gelmek için hareketlendi. 2-3 yıldır arama kurtarma çalışmalarıyla ilgili sürekli eleman yetiştiriyoruz.
Türkiye'nin orta ve ağır sınıf arama kurtarma çalışmaları yükseltildi. Devlet, bütün gücüyle sahanın her noktasına bir şekilde ulaştı. Ancak siz 26 bin enkazla karşılaştığınız zaman buna müdahale birtakım süreler istiyor. Bu deprem dünyanın hangi ülkesinde olursa olsun, hiçbir ülkenin bunun altından kalkabileceğini düşünmüyorum.
Üç Hollanda büyüklüğünde bir alanı etkileyen bir depremden bahsediyoruz. Türkiye çok uzun zamandır bu hazırlıkları yapmamış olsaydı çok büyük bir kaos ile karşı karşıya kalırdı. Hatay'da 2 bina var, altında cenaze olduğunu düşündüğümüz. Diğer tüm bölgelerde çalışmalar tamamlandı. Çadır şehirler kuruldu, konteynerler kuruldu, kurulmaya devam ediyor.
Herkes sahada, kamunun bütün gücü sahada çalışmalara devam ediyor. Köylere kadar ulaşıldı. Birinci günün akşamı ve ikinci gün, gidilemeyen köylere hava araçları ile ulaşıldı. Herkes ve her şey ile ulaşıldı. Gıdalar geldi, dağılım sağlandı. Türkiye 1999'dan sonra bir ray değişikliğine gitti. Kentsel dönüşüm olsun, afet ile mücadele olsun... Yaklaşık 313 bin çadır kuruldu, konteynerler kurulmaya başlandı.
Bütün hastaneler işlevselliğini devam ettiriyor. Kamunun bütün gücü sahada çalışmalarına devam ediyor. Gidilemeyen köylerin tamamına sortiler yapıldı. Her tarafa, herkes ve her şeyle ulaşıldı.
Kılıçdaroğlu, "Asrın afeti ifadesiyle algı çalışması yürütüyorlar" diye talihsiz bir açıklama yaptı. Talihsizlik değilse kötü niyettir. Ne akılla, ne vicdanla bağdaşıyor. Sahada birçok şeyi yaşıyoruz. Bu deprem çok geniş bir alanda olduğu için koordinasyon gerektiriyor.
Şu anda yüzde 75 ile 80 arasında hasar tespit oranı var. 600 binden fazla bağımsız bölüm yıkılmış, acil yıkılacak, ağır hasarlı ve orta hasarlı. Ticaret alanındakileri de eklerseniz bu sayı 750 bini buluyor.
'Depremi abartıyorlar' demek insafı, vicdanı, aklı bir tarafa bırakmak demektir. Her detayı tek tek inceledik, sahadaki bütün arkadaşlarımızın bilgilerini her şeyiyle değerlendiriyoruz. Türkiye, devletin bütün birimleriyle birlikte bir çalışma ortaya koyuyor. Bir kaos oluşsa da bir fırsat oluştursak diyorlar. Yüzde 20, özellikle mala karşı suçlarda azalma var. Evet 3-4 tane yağma oldu ama tutuklandılar. Burada abarttıkları gibi bir durum söz konusu değil.
Bütün bunlar yaşanırken hem toplumu dejenere etmeye çalışmak, güvensizlik oluşturmak çok yanlış. Ayrım yapmak da insanlık dışıdır. En çok çadırın geldiği yer de Hatay'dır. Orada ciddi bir çalışma ortaya koyuyorlar. Bütün sorunların en aza indirilebilmesi için mücadele ediliyor.
Bu depremlerde 43 bin 556 vatandaşımızı kaybettik. Az bir rakam değil. Her bir hayatını kaybeden vatandaşımıza karşı sorumluyuz.
Burada bizim akrabalarımız var, anne tarafından, Kırıkhan'da. Allah rahmet eylesin. Öyle bir metanet var ki; annesini, babasını, kardeşini kaybetmiş tek başına kalmış. O umudu arıyor. Bu umudu söndürmeye çalışanlara söylüyorum bunu yapmasınlar. En azından belli bir dönem olumlu bir şey söylemeyeceklerse sussunlar. Allah'ın adaletine inanmak lazım.
İstanbul ile ilgili 1999 depreminden sonra kamu binaları, okullar, kavşaklar, üst geçitler, köprüler her şey güçlendirilmeye çalışıldı. Depremlere ilişkin 700'ün üzerinde toplantılar yapıldı.
20'nin üzerindeki toplantılara bizzat ben başkanlık yaptım. 'Lojistik nasıl sağlanır?', 'Hangi alanlarda daha büyük bir hasar olur?', 'Bunlara nasıl ulaşabiliriz?' gibi birçok konuyu değerlendirdik. Tabi ki en önemli iş bu dönüşümün sağlanmasıdır.
Bu karşı karşıya kaldığımız deprem, deprem değil. Böyle dersek meseleyi tam olarak adlandıramamış oluruz. O fay elbetteki büyük bir enerjiyi boşaltmaya çalışıyor, şu ana kadar 7 bin 930 artçı deprem olmuş.
Depremler, 3 Hollanda kadar bir alanı etkiledi. Devlet ilk andan itibaren büyük bir mücadele ortaya koydu. Köylerinden şehirlerine kadar yüzlerce farklı olayı aynı anda yönettik. Biz işimizi yapacağız, bu işi çok çabuk bir zamanda bitireceğiz.
Bütün delillerle birlikte çok ciddi bir çalışma ortaya konuyor. Bütün arkadaşlarımız buna devam ediyor. Vatandaşlarımız bu konuda müsterih olsun. Çok titiz bir çalışma yapılıyor.
3 binin üzerinde dernek şu anda yardım ediyor. Şu anda bunların her birisi kıymettardır, ta ki istismar edene kadar. Burada bu istismar olabilir mi olabilir. Vatandaşımıza toplanılan ve dağıtılan yardımları tetkik edeceğiz. Bağış ayrı, yardım ayrı.
AFAD'a bu kadar çok yoğun bir lojistik akmasına rağmen hiçbir malzeme dışarıya dökülmedi. Yardım konusunda AFAD'a yardım edin. O dağıtıyor, depremzedelerimize ulaştırıyor.
3 ve 4'üncü gün gelen tırların hepsi en ücra noktalara kadar ulaştırıldı. O insanların yalnız kalmamasını sağladık. Şimdi de ihtiyaç var: Gıda kolisine, hijyen setlerine ihtiyaç var. Özellikle de banyo temel ihtiyaçlarından bir tanesi.
Şehrin bazı yerlerinde elektrik yok doğal gaz yok. Bir taraftan çadır konusunda söylemek gerekirse, hem kendi üretimimiz hem de kendi sevkimiz devam ediyor. Yurt içinden ve yurt dışından gelen çadırları da dağıtıyoruz. Bu süreç içerisindeki bu devamlılığı sağlamalıyız, bu yardımlar devam etmeli.
Talep toplanıyor. Bir ödünç sözleşme imzalanıyor. Evinizi veriyorsunuz, o ev 1 yıl boyunca depremzedenin kullanımına devrediliyor. Bir de kiranız var, onu da indiriyorsunuz ve o da değerlendirilmiş oluyor. Bu kampanyaya herkesin katılmasını tavsiye ederim.