Bakan Soylu, Merter'deki Polis Eğitim ve Kongre Merkezinde Arap dünyasından gazetecilerle toplantıda bir araya geldi. Düzenli göç konusunda son 3 yılda gelinen noktayı anlatan Soylu, "400 bin civarında bir ikametgahımız vardı. Bu yıl 1 milyon civarında ikametgahımız var. Buradaki mantığımız şudur. Uzun yıllardan beri ülkemizde yaşayan ama ikametgahı olmayanları kayıt altına almak için ikametgahlandırdık. İkametgah konusunda aynı kararlılığımız devam edecek." diye konuştu.
'AYNI ZAMANDA İŞ YERİ AÇMA MÜSAADESİ DE VERDİK'
Bu noktada yeni politikalara doğru geçeceklerini dile getiren Soylu, kayıt dışı çalışma konusuna da değindi. Bakan Soylu, "Ciddi bir şekilde kaçak çalışma söz konusu. Bu bizim için kayıt dışılık demektir ve içerideki istismarın önemli alanlarından bir tanesi de budur. Bizim şuna müsaade etmemiz mümkün değil, biz kardeşlerimize burada çalışma müsaadesi verdik. Özellikle geçici koruma kapsamında olanlara. Aynı zamanda iş yeri açma müsaadesi de verdik." ifadelerini kullandı.
'BU BÜYÜK BİR İSTİSMARA SEBEBİYET VERİYOR'
Son yaptıkları tespitlerde ruhsatsız çalışan iş yerleri olduğunu gördüklerini aktaran Soylu, "Bu doğru değil. Bu, şunu sağlıyor, bu bizim üzerimize bir hücumu getiriyor. 'Siz kendi vatandaşlarınızı sıkıyorsunuz, Türkiye'de bulunan misafirlerinize ruhsatsız iş yeri açtırıyorsunuz.' Bu büyük bir istismara sebebiyet veriyor." dedi.
Soylu, bu noktada kuralların, standartların belli olduğunu, kendilerinin de denetimlere devam edeceklerini kaydetti.
Türkiye'de çalışan yabancı sayısının yaklaşık 87 bin olduğunu bildiren Soylu, "Bunun 10 binin biraz üzeri de Suriyeli kardeşlerimiz. Peki durum böyle mi? Değil. Buradan elbetteki istismar etmeye çalışanlara, yabancı düşmanlığı üretmeye çalışanlara, siyasal çıkarım elde etmeye çalışanlara büyük bir fırsat sunulmuş oluyor. Onun için bu konuda da hem ciddi denetimler başlayacak ama sizin de ciddi şekilde desteğinize ihtiyacımız var." ifadelerini kullandı.
TABELA KONUSU
Tabelalar konusuna da değinen Soylu, bunun da istismar edilen alanlardan biri olduğunu, bunun üzerinden toplumu bir tarafa çekmeye çalışanlara fırsat verilmemesi gerektiğini söyledi.
Bakan Soylu, ülkelerindeki iç durum düzelince ya da bazı alanların güvenli olmasından itibaren geri dönmek isteyenlerin bu haklarını kullanacağını ama o ana kadar buradaki uyumu en iyi şekilde ortaya koymaları gerektiğini söyledi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Uyum önemlidir ve bu uyum bu kültürün Türk kültürüne dönmesi değildir. Bir kere bunun altını çizerek ifade etmeliyim. Bu kültürlerin birbirlerine uyumlu hale gelmesi ve birbirlerini anlayabilmeleri demektir." ifadelerini kullandı. Soylu, bu konuda Göç Genel Müdürlüğünün çok önemli bir çalışma yürüttüğünü ve bu çalışmalarla ilgili özellikle İstanbul'da son 2-3 ayda birçok kesimle bir araya gelindiğini ve tüm başlıklardaki uyum çalışmalarının devam edeceğini kaydetti.
'BUNLARI CANINA OKUYACAĞIZ'
Göçmen kaçakçılığına dikkati çeken Soylu, "Örneğin organizatörler var bu işten para kazanıyorlar. Bunu bilmenizi isteriz, bunların canına okuyacağız. Geçen yıl da bu yıl da yaklaşık 10 bin civarında organizatör yakaladık. Bu konuda kanunlarımızı, bunların cezalarını daha da ağırlaştıracağız ve bunların insanları istismar etmelerini engelleyeceğiz. En önemli meselelerden bir tanesi budur." diye konuştu.
Özellikle Türkiye'de gerek düzenli göç, gerekse geçici koruma kapsamında bulunanlarla ilgili önceliklerin, sivil toplum örgütleri başta olmak üzere hep beraber konuşulacağını ifade eden Soylu, göçmenlerin gayriinsani, gayrisıhhi yerlerde yaşamasına müsaade edemeyeceklerini, bu şekildeki yerleri hem kiraya verene hem de kiralayana bir müeyyide uygulamak zorunda olduklarını vurguladı.
'BÖYLE BİR ŞEY MÜMKÜN DEĞİL'
Bakan Soylu, şöyle devam etti:
"Bir evde 20-25 kişi kalıyor, bu da doğru değil. Evet ekonomik zorluk var, birtakım sıkıntılar var, doğru ama 20-25 kişi bir apartman dairesinde kaldığı andan itibaren o apartmanın halini siz düşünün. Mümkün değil böyle bir şey. Bu doğru da değil. Bunları da hep birlikte bir düzene, bir noktaya kavuşturacağız. Esas itibarıyla adabımuaşeret, uyum dahil her şeyi en iyi şekilde yapabilme kabiliyetini en iyi şekilde ortaya koyacağız. Yapmazsak ne olacağını söyleyeyim, bu yabancı düşmanlığı Avrupa'nın cereyanı olan ırkçılık Türkiye'ye daha fazla sirayet edecek ve bir kaos oluşturmak konusunda ellerine fırsat sunmuş olacağız. Onun için hepimize düşen yükümlülük ve sorumluluklar var. Bu sorumluluk ve yükümlülükleri sizden istirham ediyorum hep birlikte yapmak durumundayız."
Soylu, ensar ve muhacir anlayışından hiçbir zaman vazgeçmediklerini ancak düzeni hep beraber oluşturmak zorunda olduklarını dile getirerek, "Bu konuda hakikaten Türkiye'nin aldığı bu istikamette ayağına çelme takmak, burayı istismar etmek isteyenlere de fırsat verilmemesini istiyoruz. Elbette ki buradaki insanların da her yerde her şeyi yapabilme hakları söz konusudur, bunu yapacaklar ama bu konuda var olan iklimi düşünmek de bu iklime göre hareket etmek de elbetteki gerekli olandır." şeklinde konuştu.
Suriyelilerin Türkiye'de suça karışma oranının kendi vatandaşlarının yarısı kadar olduğunu, bunu defalarca söyleyenin de kendileri olduğunu ifade eden Soylu, şunları kaydetti:
"Ama işi nereye getiriyorlar? Allah muhafaza bir taciz ya da başka bir şey olduğu zaman hemen bunu bir yabancı düşmanlığına getiren bir anlayışa doğru hemen çekmek istiyorlar. Sudan'dan Yemen'e kadar kim hangi işi gerçekleştiriyorsa Türkiye içerisinde de bu kardeşlerimiz üzerinden Türkiye'yi bir başka alana doğru çekmek isteyenler var. Buna da biz müsaade etmemeliyiz. Sadece içeriden ya da Avrupa'dan bir cereyan yok, esas itibarıyla Orta Doğu'da da Türkiye'yi karıştırmak için kendine ait bir misyon edinen ve buradan elde ettiği bazı kişiler üzerinden bunu gerçekleştirmeye çalışan bir cereyan da var. Onun için ona karşı da hep birlikte dikkatli olmak durumundayız. Bunu hep beraber sağlayacağız. Bir taraftan kurallar, ilkeler, nizamlar, bir taraftan uyum, bir taraftan suç işleyenlerin elbette ki ülkelerine gönderilmesi hususundaki kararlılık, bütün bu sağlanacak."
Kaynak: AA