İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: "Türkiye bugün artık stratejik bir güçtür"

"Türkiye sınır ötesi operasyon yapabilen, ABD ve Avrupa'ya çekinmeden söz söyleyebilen, bu bölgenin kaderi üzerinde irade ortaya koyan, Rusya ve İran'la bir araya gelip bu bölgeyle ilgili masada bu mücadeleyi yapabilen, ambargo tehditlerine pirim vermeyen bir ülke haline gelmiştir. Türkiye bugün tek seçeneği Avrupa, ABD, Batı olan bir ülke değildir. Türkiye Batı'ya sırt çevirmeyen ama itirazlarını ortaya koyabilen, dünyada diğer seçenekleri de kullanabilen bir ülkedir" - "(Diyarbakır anneleri) Hacer, Hatice, Hüsniye ananın her biri bugün Türk demokrasisine, gençliğimize, annelere ülkenin birliğinin zenginleşmesine büyük katkı sağlamaktadırlar. Buradan Diyarbakır annelerine selam olsun. Onları saygıyla, sevgiyle, hürmetle selamlıyoruz. Yaptıklarının ne olduğunu, ortaya koydukları kararlı mücadelenin ne olduğunu biliyoruz. Buradan söylüyorum. Güvenlik güçlerimiz mücadele ediyor ama PKK terörünü yok edecek anaların yüreğidir"

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Türkiye bugün artık stratejik bir güçtür. Türkiye sınır ötesi operasyon yapabilen, ABD ve Avrupa'ya çekinmeden söz söyleyebilen, bu bölgenin kaderi üzerinde irade ortaya koyan, Rusya ve İran'la bir araya gelip bu bölgeyle ilgili masada bu mücadeleyi yapabilen, ambargo tehditlerine pirim vermeyen bir ülke haline gelmiştir. Türkiye bugün tek seçeneği Avrupa, ABD, Batı olan bir ülke değildir. Türkiye Batı'ya sırt çevirmeyen ama itirazlarını ortaya koyabilen, dünyada diğer seçenekleri de kullanabilen bir ülkedir." dedi.

Reklam
Reklam

Üs bölgesi ziyaretinin ardından AK Parti Hakkari İl Başkanlığı Danışma Meclisi toplantısına katılan Bakan Soylu, burada yaptığı konuşmada, 2000'li yıllarda dünyada terör, yükselen ırkçılık, göç, yabancı düşmanlığı ve küresel ekonomik krizlerin yaşandığını söyledi.

1. ve 2. Dünya Savaşlarının emperyalizmin kötü iştahı yüzünden çıktığını aktaran Soylu, "Zannettik ki 2000'li yıllarda değerler yükseldiğinde bunlardan kurtuluruz. Bir de baktık ki emperyalizm yeni bir süreç üretti yeni bir ürün ortaya koydu. Emperyalizm, radikalizm üzerinden yeniden iş başına geldi. Gençleri etnik kökenleri üzerinden radikalleştirmek, özellikle terör örgütü kurdurmak ve yine çatışmaya, terör örgütleriyle birbirlerini kırdırmaya çalıştılar. Türkiye 1990-2000 arasındaki 10 yılı öyle zor yaşadı ki... Bu yıllar arasında bizi 28 Şubatlarla, başörtüsü meselesiyle, koalisyon hükümetlerinin siyasi istikrarsızlık üreten anlayışlarıyla, ekonomik krizlerle PKK ile uğraştırdılar." diye konuştu.

2000'li yıllara gelirken milletin makas değiştirdiğini, geçmişe ait bir okuma yaparak arızaları tespit edip yeni bir istikamet, lokomotif ve yeni bir lider tayin ettiğini anlatan Soylu, o lokomotifin millet ve AK Parti, hedefi çizen ve Türkiye'yi geleceğe taşıyan liderin de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olduğunu belirtti.

Reklam
Reklam

Eskiden dış güçlerin sütre gerisinden bir takım taşeronları vasıtasıyla işlerini görmeye, vesayet sistemiyle Türkiye'de milletin verdiği oyları etkisiz hale getirmeye, yok etmeye çalıştığını dile getiren Soylu, toplantı yaptıkları salondan milletin emeğini çalanlara hep birlikte "artık oyununuz bitti" diye haykırdıklarını söyledi.

- "Mücadelemiz istikrar ve güvenlik mücadelesine dönüştü"

Bazılarının memleketin en ufak bir tekamülüne, gelişmesine tahammül edemediklerini vurgulayan Soylu, şunları kaydetti:

"Koca koca Amerika'yı, Avrupa'yı, Batı'yı, o büyük paraları imanınızla ve oy pusulalarıyla tuş ettiniz. PKK'nın ipi kimin elinde biliyoruz. Binlerce tır silah kim gönderiyorsa, Avrupa parlamentolarında onları kim pişpişliyorsa ipi onların elinde. Dış güçlerle beraber FETÖ'nün operasyonlarına maruz kaldık. İplerinin kimin elinde olduğunu biliyoruz. DEAŞ ile PYD'yi anlaştırma çabaları içinde olduklarını biliyoruz. El Kaide'yi biz mi oluşturduk? Hayır, ABD oluşturdu. Oradan DEAŞ'ı ürettiler. Bu coğrafyada vekalet savaşlarıyla Orta Doğu'nun, Anadolu'nun, Asya'nın huzuru bozulsun diye ellerinden gelen her şeyi ortaya koydular. Güçlü, ayakları üstünde duran, zengin, huzurlu, mutlu bir Türkiye olmasın istiyorlar. Bir eli Suriye'de bir eli Irak'ta, bir eli Mısır'da, bir eli Yemen'de bir Türkiye olmasın. İstiyorlar ki Somali'de bir terör saldırısı olduğu zaman ilk yardıma koşan Türkiye olmasın. Mücadelemiz bir istikrar ve güvenlik mücadelesine dönüştü. 15 Temmuz'dan terör eylemlerine kadar, Demirtaş'ın müsebbibi olduğu 6-7 ekim olaylarına kadar çok şehitler verdik çok acılar çektik. Bir yandan göçü yönettik bir yandan da içeride FETÖ ve PKK'yı bitirdik. Diğer yandın S-400'den, kendi savunma sanayimize kadar pek çok alanda attığımız adımlarla bir operasyonel güç ürettik."

Reklam
Reklam

- "Türkiye bugün artık stratejik bir güçtür"

2013'te kişi başı 10 bin dolar milli gelir seviyesine ulaşan Türkiye'nin bugün de aynı seviyede olmasına rağmen daha güçlü olduğunun altını çizen Soylu, şöyle devam etti:

"Biz o gün S-400 alamazdık. O gün Zeytin Dalı, Barış Pınarı, Fırat Kalkanı harekatlarını yapma takatimiz ve gücümüz bu ölçüde yoktu. Ne değişti. Türkiye 17 yıllık iktidarını iyi yönetti. 21. asrın başından itibaren çok önemli adımlar attı. Türkiye bugün artık stratejik bir güçtür. Türkiye sınır ötesi operasyon yapabilen, ABD ve Avrupa'ya çekinmeden söz söyleyebilen, bu bölgenin kaderi üzerinde irade ortaya koyan, Rusya ve İran'la bir araya gelip bu bölgeyle ilgili masada bu mücadeleyi yapabilen, ambargo tehditlerine pirim vermeyen bir ülke haline gelmiştir. Türkiye bugün tek seçeneği Avrupa, ABD, Batı olan bir ülke değildir. Türkiye Batı'ya sırt çevirmeyen ama itirazlarını ortaya koyabilen, dünyada diğer seçenekleri de kullanabilen bir ülkedir. Son 1 ayda ülke gündemi sadece terörle mücadele değildir. Kanal İstanbul'dur, yerli otomobildir. Artık bunları konuşmaya başladık. Doğu Akdeniz'de çıkarmak üzere olduğumuz enerji yataklarıdır. Bu coğrafyada stratejik güç olmamızın kilometre taşlarıdır. Birilerinin zannettiği gibi hamasi işler değildir."

Reklam
Reklam

- "Evlat nöbetini basit bir eylem olarak görmeyin"

Soylu, artık ülkenin sadece batısının değil doğusunun da büyük bir kalkınma ve üretim hamlesi içinde olduğunu söyledi.

"Aileler, anne ve babalar Diyarbakır'da HDP il binası önünde PKK'yı bitiren bir operasyon başlatmışlardır. Evlat nöbetini basit bir eylem olarak görmeyin." diyen Soylu, şöyle konuştu:

"Bu ülkede 13-14 yaşındaki çocukların eline silah verip kendi insanlarına, kendi askerlerine kendi polisine silah sıktırmaya çalıştılar. Geçen günlerde Diyarbakır'daki annelerin yanına Avrupa Birliği'nin elçileri gittiler. Annelere soru sordular. Dediler ki 'evladınız kaç yaşında gitti?' Verdikleri cevap, 13,14,15. Bu yaştaki bir çocuk ancak annesinin dizinin dibinde masumdur. Onun o masumiyetini oradan alan alçaktır, namussuzdur, haysiyetsizdir. O anneler kimseden korkmadan geldiler Diyarbakır'da HDP binasının önünde oturdular. Dün Mekiye ifade verdi, Hüsniye ananın kızı. 'HDP il binasından beni götürdüler' dedi. Bu il binaları terörist yuvasıdır dediğimiz zaman bize kızıyorlardı. Bize iftira atıyorsunuz diyorlardı. Hacer, Hatice, Hüsniye ananın her biri bugün Türk demokrasisine, gençliğimize, annelere, ülkenin birliğinin zenginleşmesine büyük katkı sağlamaktadırlar. Buradan Diyarbakır annelerine selam olsun. Onları saygıyla, sevgiyle, hürmetle selamlıyoruz. Yaptıklarının ne olduğunu, ortaya koydukları kararlı mücadelenin ne olduğunu biliyoruz. Buradan söylüyorum. Güvenlik güçlerimiz mücadele ediyor ama PKK terörünü yok edecek anaların yüreğidir."

Reklam
Reklam

Türkiye'de ekonominin büyüdüğünü, huzurun artmasıyla illerin daha da zenginleştiğini belirten Soylu, dünyanın en büyük bankalarının Ağrı'ya geldiğini, Tunceli'nin tekstil üretiminde üç katın üzerinde bir istihdama ulaştığını vurguladı.

Son üç yılda Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da 800 bin lisanslı sporcu sayısının 1 milyon 200 bine çıktığını dile getiren Soylu, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Yüksekova'ya havalimanı yaptırmıyorlardı aynen şimdi Kanal İstanbul gibi. 'İstemiyoruz siz bu onayı nereden aldınız' diyorlar. Biz bunun onayını milleten aldık. Bu ülkede İstanbul Galata Köprüsü yapılırken 'buraya uçak mı indireceksiniz' dediler. Barbaros Bulvarı yapılırken 'bunu yapamazsınız' dediler. Keban Barajı yapılırken 'bu elektriği toprağa mı vereceksiniz' dediler. Onların kafaları bu işe yetmez. Şimdi yerli otomobili gördüler. Türkiye daha neler yapacak neler. Şimdi kuyruklarını sıkıştırdılar. Ha bunlar yerli otomobilde yapıyorlar dediler. Biz sadece yerli otomobil yapmıyoruz, biz nükleer santrallerimizden insansız hava araçlarımıza kadar, şehir hastanelerimize kadar onların hayallerine sığmayacakları gerçekleştireceğiz. Hiç merak etmeyin stratejik olarak da ekonomik olarak da güç olarak da Kanal İstanbul dahil olmak üzere bütün yatırımlarımızı gerçekleştireceğiz. Bu ülkeye ve bu millete büyük ve güçlü olmak yakışır."

Reklam
Reklam
Anahtar Kelimeler: