Mehmet Yalçınkaya, kadınlarda fazla sayıda doğum yapmaya bağlı olarak mesane ve idrar kanalını destekleyen dokularda zayıflama meydana geldiğini ifade etti. Yalçınkaya, "Diyabet, menopoz, damar yada kalp hastalıkları, hipertansiyon, multipl skleroz, parkinson, inme, kas yada sinirleri tutan çeşitli nörolojik hastalıklar, radyoterapi gibi çeşitli tedaviler sonrasında idrar kaçırmaya rastlanılabilir. İdrar söktürücü ilaçlar özellikle geceleri sık idrara gitmeye ve bazen idrar kaçırmaya neden olabilir. Ayrıca çeşitli gıdalar ve içecekler, soğuk ortamlarda uzun süre kalma ve yoğun stres de benzer şikayetlere yol açabilir" dedi.
Türkiye'de yapılmış bir istatistiki çalışma olmamakla birlikte kadınlarda idrar kaçırma olayının en sık nedeninin çok doğuma bağlı pelvik taban kaslarının hasar görmesi olduğunu belirten Opr. Dr. Mehmet Yalçınkaya, "Yine menopoz sonrası oluşan doku atrofisi ve hormonel yetersizlikler diğer önde gelen nedenlerdendir. İdrar kaçırmanın en çok etkilediği hasta grubu genellikle orta yaş ve ileri yaştaki kadınlardır. Yapılan çalışmalarda 30-60 yaş arasındaki kadınların yüzde 14'ü ile yüzde 41'inde idrar kaçırma saptanırken, yaşı 60'tan fazla olan grubun hemen hemen yarısında idrar kaçırma tespit edilmiştir. İdrar kaçırma gençlikte nasıl bir hastalık olarak kabul ediliyorsa, orta yaşlı veya yaşlı kişilerde de kesinlikle bir hastalık olarak kabul edilmelidir. Kadın hastalarımız genellikle bu durumu yaşla veya doğumla ortaya çıkan normal bir sonuç olarak kabul etmekte ve öksürme, hapşırma ile idrar kaçmanın yada birden idrar hissi ile idrar kaçırmanın yaşlılığın bir sonucu olduğunu düşünmekteler. Bu hastalar söz konusu rahatsız edici duruma alışmak için davranış şekillerini değiştirirler. Örneğin, sosyal olaylara katılmazlar, evden dışarı çıkmazlar, yürüyüş, spor yada ev ve arkadaş toplantılarına da katılmak istemezler" diye konuştu.
İdrar kaçırmaktan korunmak için altta yatan bir hastalık varsa ilgili branş hekimlerine başvurmak, sık sık kan şeker düzeyini ölçtürmek ve zor doğumlardan kaçınmak gerektiğini belirten Yalçınkaya, "Kadınlarda idrar kaçırmaya daha çok rastlanıldığından bunun ortaya çıkmasını engellemek için koruyucu önlemlerin rolü daha büyüktür. Çok sayıda doğum, doğumun uzun ve zor olduğu hastalarda ileri yaşlarda öksürme ve hapşırma ile idrar kaçırma riski büyüktür. Menopoz sonrası idrar kaçırma şikayeti olan hastaların ilave hormon ilaçları kullanmaları bu şikayetin önlenmesinde etkilidir. İdrar kaçırma şikayeti olan hastalar öncelikle bu şikayetlerini ciddiye almalı, bu şikayetin kısa sürede geçmemesi yada diyet, egzersizle veya ilaçla düzelme olmadığında mutlaka bir üroloji uzmanına başvurmalarını öneriyoruz. Çoğu hasta en yakınına bile bu konuyu açmamakta, çekingenlik nedeniyle uzun yıllar çok olumsuz şartlarda yaşamaktadırlar. Günümüzde idrar kaçırmanın artık pek çok tedavisi mevcuttur ve ameliyat gereken durumlarda bile küçük bir operasyonla bu şikayetten kurtulmak mümkündür" şeklinde konuştu.