İdrar kaçırma, günümüzde kadınların en büyük problemleri arasında yer alıyor. Özellikle kadınları bu konuda bilinçlendirmek için yollara düşen Hayatı Kaçırmayanlar Kulübü, Canped ve Kontinans Derneği’nin birlikte gerçekleştirdiği farkındalık projesiyle İstanbul, Ankara, Bursa, İzmir ve Antalya’dan sonra Gaziantep’te de halkla buluştu. Gaziantep Belediyesi'nin ev sahipliğinde Nergis Kumbasar'ın sunumuyla Çetin Emeç Salonu’nda düzenlenen seminerde Kontinans Derneği Başkanı Prof. Dr. Tufan Tarcan ile Kontinans Derneği Üyesi Prof. Dr. Abdullah Gedik konuşmacı olarak yer aldı ve idrar kaçırma konusunda önemli açıklamalarda bulundu.
İlerleyen yaşla birlikte idrar kaçırmanın sıklığının arttığını ancak insanların önemli bir bölümünün idrar kaçırmayı yaşlanmanın doğal bir sonucu olarak düşündükleri için hekime başvurmadıklarına dikkat çeken Prof. Dr. Tufan Tarcan, “Bu düzeltmemiz gereken önemli bir yanlış. İdrar kaçırma hastalık değil bir semptomdur. Bunun altında çok ciddi hastalıklar yatıyor olabilir. Her 4 kadından 1’i, 60 yaş üzerinde ise her 3 kadından 1’i idrar kaçırıyor. Öte yandan erkeklerde ise daha çok ya geçirilmiş bazı ameliyatların sonrasında idrar kaçırma ortaya çıkabiliyor ya da ileri yaşlarda özellikle Alzheimer, demans gibi beynin bazı fonksiyonlarının kaybolduğu durumlarda ortaya çıkabiliyor.” açıklamasında bulundu.
Kadınlarda doğum yapma sıklığının idrar kaçırmayı etkileyen faktörlerden birisi olduğunu belirten Prof. Dr. Abdullah Gedik, “Obezite yani aşırı kilolularda, sürekli tekrarlayan öksürük atakları yaşayanlarda, ciddi anlamda kabızlığı olanlarda, rahmi alınmış hastalarda idrar kaçırma şikayetlerine çok fazla rastlıyoruz.” diye konuştu.
İdrar kaçırmanın en başta şeker hastalığının habercisi olduğunun altını çizen Tarcan, “Şeker hastalarında mesane işlevi bozuluyor. Bozulduğu için siz tuvalete gidene kadar yolda idrarınızı kaçırıyorsunuz. Şeker hastalığında ilk bu yaşanıyor. İlerleyen evrelerde ise bu sefer mesane kası iyice yorulduğu için idrarı dışarı pompalayamaz ve boşaltamaz hale gelebiliyorsunuz. Bize idrar kaçırma ile başvuran birçok hastaya şeker hastalığı teşhisini bu nedenle koyabiliyoruz. Kanda şekere de bakıyoruz. Zaten yüksek şeker idrarda da çıkıyor. Dolayısıyla ürologlar burada şeker hastası olduğunu bilmeyen bir hastaya şeker hastalığı tanısını koyabiliyorlar. Bel fıtığı, bazı sinir sistemi tümörleri ya da MS diye bildiğimiz Multipl Skleroz hastalığında da hastaların %15’i ilk olarak bir üroloğa idrar kaçırma şikayetiyle gittiğinde, altında yatan sebebin ne olduğunu böyle öğreniyor. Dolayısıyla idrar kaçıran bir hasta geldiğinde ilk önce bu semptomun altında acaba ciddi bir hastalık var mı ona bakıyoruz. Çünkü bu hayati derece önemlidir. Sonrasında hastanın hayat kalitesine yönelik idrar kaçırma tedavisine yöneliyoruz. Dolayısıyla idrar kaçırmanızın altında sizin de farkında olmadığınız önemli bir hastalık yatıyor olabilir.” dedi.
Yediğimiz, içtiğimiz her şeyin yaşam kalitemizi ve tuvalete çıkma sıklığımızı belirlediğini vurgulayan Gedik, acı ve baharatlı yiyecekler, kafeinli içecekler, kahve, çay ile gazlı içecekler fazla tüketildiğinde mesanenin üzerinde tahriş edici etkileri olduğu için idrar kaçırmaya sebep olabildiğini söyledi.
İdrar kaçırmada genetik geçişin araştırılmaya devam ettiğini söyleyen Prof. Dr. Tufan Tarcan, “Annenizde var diye illa sizde olacak diye bir şey yok. Sadece ihtimal artabilir. Çoğu zaman sizin yaşamınızda daha sonradan başınıza gelen şeyler nedeniyle idrar kaçırma problemi yaşayabiliyorsunuz.” dedi.
Uzun süre idrar tutmayı kesinlikle tavsiye etmediklerini belirten Tarcan, “Uzun süre idrar tutmak zaman içerisinde mesanenin büyümesine ve bir süre sonra artık idrar torbasının tamamen boşaltılamamasına sebep oluyor. Özellikle kadınlar mikrop kapma korkusundan dolayı dışarıda tuvalete gitmiyorlar. Halbuki idrar yolu enfeksiyonu mikroplarının hiçbiri dışardan aldığımız mikroplar değil. Hepsi bizim kendi mikroplarımız. Biz uzun süre idrarımızı tutarsak, o mikropların idrar torbasına geçerek orada yuvalanmalarına imkân tanıyoruz.” diye konuştu.
İdrar kaçırma problemi yaşayan hastalar için mesane pedlerinin önemini vurgulayan Kontinans Derneği Başkanı Prof. Dr. Tufan Tarcan sözlerini şöyle tamamladı: “İdrar steril bir sıvıdır, içinde mikrop olmaz ama idrar asidiktir. Uzun süre cilde değerse cildinizi yakar, yandığı zamanda normalde hiç problem çıkarmayan mikroplar oraya oturarak cilt enfeksiyonlarına yol açar. Özellikle yaşlılıktan dolayı hareket zorluğu çeken ya da yatalak hastalar için mesane pedini öneriyoruz.”