Mersin'in Tarsus ilçesine bağlı Baltalı köyünde yaşayan üretici Murat Sönmez ve oğlu Ömer Sönmez, ahşaptan oyuncaklar üretiyor. Baba - oğul ahşapla tanışıp, yoğun bir üretim sürecine girdikleri yolculuğu anlattı. İflas ettikten sonra hobi olarak başladığı işte adım adım ilerleyen Sönmez, bu süreçte oğlunun verdiği desteği de vurgularken gelen yoğun taleplerle beraber artık siparişlere yetişemez hale geldiklerini belirtti. İşe başlayacaklara da tavsiyelerde bulunan Sönmez, "Önemli olan meraklı olmak ve azimli olmak" dedi. İşte detaylar...
CNN Türk'ün haberine göre; üretici Murat Sönmez "Hayal var bunun içerisinde. Bizim ana kaynağımız ahşaptan ziyade hayal. Mersin'in Tarsus ilçesine bağlı Baltalı köyünde yaşıyoruz. Burada oğlumla beraber atölye çalışmaları yapıyoruz ahşap üzerine. Uzun yıllar lojistik üzerine çalışıyordum fakat 2014 yılında maalesef iflas ettik. İflas ettikten sonra kara kara düşünme aşaması oldu. O arada benim oğlum daha küçük oyuncak talepleri oluyor. Oyuncak talepleri de inanılmaz pahalı" dedi.
Oğlu Ömer Sönmez ise "Ben 1. sınıfa gidiyordum yaklaşık 6-7 yıl önce. Her çocuk gibi ben de çok oyuncak istiyordu. Babam da ahşap kasalardan bir şey yapmaya başladı" dedi.
Murat Sönmez ise "Manavdan gördüğüm eski ahşap kasalar vardı, onlarla beraber aldım şekil vererek kendilerinden bir şeyler çıktı. Oğlum isteyince mecburen bir baba olarak azmettik ve o merakla birleşince bir şeyler çıktı ortaya. Yeter ki merak olsun, merak her şeyi çözüyor bence. Açıkçası ilk başta yaptığımı kırıverdi. Ama biz azmimizi kaybetmedik bir daha yaptık. Başta böyle vakit geçirmek için, yani işte oğlumun talebini karşılamak için, bir hobi olarak zaten evde yapıyordum bunları" ifadelerini kullandı.
Devamında oğlu Ömer Sönmez "Sonra bizim apartmandaki komşulara gösterdi, çok beğendiler, 'bunu internete koy biraz geliştir' dediler. Sonra da babam öyle bir karar aldı, böyle büyüdü" şeklinde konuştu.
Murat Sönmez "İnanılmaz bir talep geldi. Ben de açıkçası şaşırdım dedim ki bu iş olabilir Murat kendi kendime. Tabii evde yapıyorum bu arada bizim hanımın surat beş karış oluyor bizim tabirle. Bana küçük bir yer verdi, kovuldum kovulacağım. Dedim ki Murat iyisi mi köyümüz var burası şehre yakın, köyümüze geldik, biraz mütevazi bir atölye kurduk" dedi.
Oğlu Ömer Sönmez de "Babam bunları yaparken ben de büyüdüm, ben de işe dahil olmaya başladım yavaş yavaş, buralara geldik. İlk başta babam bana boya yapmayı öğretti, oradan hoşuma gitti. Sonra boyadan artık sıkılmaya başladım her zaman yaptığım için, baba bana kesmeyi öğret dedim onu da öğretti, sonra zımparayı öğret dedim onu da öğretti, böyle böyle geliştirdim kendimi" ifadelerini kullandı.
Sürecin devamını anlatan Murat Sönmez "O arada inanılmaz teklifler geldi, iş teklifleri de geldi ama biz o
arada bir yol kat etmiştik, tercih etmemiz gerekti, yüreğimizin gittiği yere gittik biz de. Her şey yolunda gitse ne kadar yaşayacaksın, iyisi mi mutlu olacağın işi yap. Kendi kendime böyle telkin ettim. Sonra baktım ki en mutlu olduğum iş bu. Çünkü hayal var bunun içerisinde. Bizim ana kaynağımız ahşaptan ziyade hayal" şeklinde konuştu.
Tasarım sürecini anlatan Ömer Sönmez de "Babama ilk önce ben fikir veriyorum, babam tasarlıyor sonra ben yardım ediyorum yapım aşamasında, böyle böyle güzel bir rüzgar gülü çıkıyor. Akşam yatmadan önce düşünüyorum, bazen internetten araştırıyorum, mesela birkaç tane model bazen rüyamda görmüştüm nasılsa bilmiyorum. Çocuk olduğum için aklımda çok kötü şey yok yani büyükler gibi. O yüzden daha fazla düşünebiliyorum ve bu da daha fazla modelin çıkmasına sebep oluyor" dedi.
Murat Sönmez "Tamamen ahşap, kesinlikle plastik kullanmıyoruz, plastiğe de karşıyız. Bize talep ediyorlar 'ya buna motor takalım, rüzgar olmadığı zaman dönsün' Biz ona da karşıyız, diyoruz ki; rüzgar olunca dönsün, bekleyin, rüzgar varsa dönsün yoksa dönmesin. Tamamen ahşaptan geliştirdiğimiz şeyler. Sergilere katılıyoruz mesela biz genelde yaptığımız şeylerle, belediyelerle haşır neşiriz, onlar davet ediyor, kreşler, anaokulları, kolejler vesaire orada workshoplar yapıyoruz, bunları da ham olarak hazırlıyoruz, çocuklarla beraber orada boyuyoruz, demonteleri monte ediyoruz ve bunlar alıp kendi evlerine götürüyor, mutlu oluyorlar, biz de mutlu oluyoruz. Para da kazanıyoruz ve mutlu da oluyoruz" ifadelerini kullandı.
Murat Sönmez "Ben çok anlamıyorum bu internet vesaire şeylerinden. Oğlum sağ olsun o orada bana çok yardımcı oluyor. Sosyal medya düzenlemeleri, işte siparişlere bakıyor filan. İnanılmaz bir talep var yetiştiremiyoruz, yani tek olduğumuz için yetiştiremiyoruz oğlumla beraber, haftada 20, 30, 40'a kadar, 50'ye kadar çıkan, daha da büyük rakamlar da var da onları da mecbur kabul edemiyoruz maalesef. Bu aşamaya geldik çok şükür. Yaptığımız ürünleri amatörce sosyal medyadan mesaj yoluyla bize sipariş veriyorlar, kargoyla gönderiyoruz. Demonte ediyoruz, kurulumu çok basit, yurt dışına yolladığımız zaman da işte kurulma videosunu da hazırlıyoruz, yabancı dilden bilen arkadaşlarla. Şimdi bu devirde zaten şey kalmadı, yani mekan çok önemli değil, internet çağında yaşıyoruz. Venezuela'dan bile sipariş geldi bize. Devasa kafamızda projeler var ama bunu böyle çoğaltıp yurt dışına özellikle profesyonel bir şekilde demonte edip bir çocuk veyahut da bir aile beraber evde yap boz türü kurup kendi balkonuna koyacak şekilde veyahut da odasına koyacak şekilde... Belki ileride olur, hayalimiz bu. Bu işi açıkçası ben kurdum ama Ömer büyüttü, marka yüzüm oldu, asistanım oldu ve herhalde beni de geçecek gibi" şeklinde konuştu.
Oğlu Ömer Sönmez ise "Babamın önüne de geçmeyi çok istemiyorum. Sonuçta bunu o buldu, o geliştirdi. Yani gerektiğinde yürüteceğim tabii bir zaman sonra. Büyüyünce doktor olmak istiyorum, bir yandan da babamın mesleğini devam ettirmek istiyorum" dedi.
Murat Sönmez "Önemli olan meraklı olmak ve azimli olmak. Yok benim şu aletim yok, benim param yok filan diye bir şey yok. Yani ben de bu işe başlarken manavın sandığıyla başladım, para da vermedim, arkadaşımdı bana al götür dedi, onunla başladım, kestim biçtim. Yeter ki azim olsun, istek olsun ve hayal olsun. Hayal çok önemli" ifadelerini kullandı.