Ramazan'ın yaz aylarına denk gelmesiyle oruç tutma süremiz yaklaşık 17 saate ulaştı, vücudumuz yarım günden fazla aç ve susuz kalıyor. İftar sonrası, yanlış beslenme alışkanlıklarıyla birleşince sindirim ve boşaltım sistemi problemlerine, sürekli yorgunluğa, kas kayıplarına, kas ağrılarına ve kilo alma problemlerine de sebep oluyor.
Bayındır Söğütözü Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü Diyetisyeni Gökçen Ural, Ramazan ayı boyunca hem sağlıklı hem formda kalmak için dikkat edilmesi gereken püf noktaları şöyle sıralıyor…
Ramazan'da sağlıklı ve formda kalmak için uzmanların uyarılarına dikkat:
Aşırı yemeyin, besinleri dengeli tüketin
İbadetimizi yerine getirirken, iftar saati sonrası doğru beslenmeme vücudumuzda yıkıma sebep oluyor ve kas kayıplarına uğruyoruz. Çok uzun süreli açlıklarda açığa çıkması gereken enerji, yedek depo olan kaslardan sağlanıyor. Bu durum da kas yıkımına neden olarak yorgunluk, kas ağrıları, sürekli uyku hali gibi durumların ortaya çıkmasına hatta bağışıklık sistemimizin çökmesinesebep olabiliyor. İşte bu tür kayıpların ramazan boyunca en az seviyede olmasını sağlamamız için iftar ve sahur vakitlerini kaçırmadan mümkün olabilecek en dengeli şekilde besinleri tüketmemiz gerekiyor.
Porsiyonlarınıza dikkat edin
Ramazan deyince aklımıza büyük sofralar, çeşit çeşit yemekler ve tatlılar gelir. Özellikle ilk hafta bünyenizin açlığa alışması sizi de zorlayabilir. İftar vakitlerinde kendinizi tutamayıp hızlı yemek yemeye başlayabilir ve porsiyon kontrolünü yapamayabilirsiniz.Tokluğunuzu anlamanıza yardımcı olması için yemeklerinizi mümkün olduğunca yavaş yemeniz ve küçük kaselerdeyemeklerinizi servis etmeniz gerekir. Küçük kaselerde servis yapılan yiyecekler besinlerden gelen enerjinin gereğinden fazla alınmamasını sağlayacaktır. İftar hazırlığında önlem olarak mutfak alışverişlerinize odaklanmalı ve gereğinden fazla yiyecek ve tatlı almamaya dikkat etmelisiniz. Unutmamalısınız, masanızda bulunan her bir kalorisi fazla besin gün boyunca aç kalsanız bile kilo almanıza neden olabilir.
İftarda yavaş yiyin, sonrasında dinlenin
İftar vakti geldiğinde orucunuzu açmaya yarım kase bir çorbayla başlayıp yaklaşık 10 dakika bekledikten sonra ana yemeğe geçmeniz, tokluk hissiyatının daha kolay anlaşılmasını sağlayacaktır. Yemeğiniz bittikten sonra yapmamanız gereken en önemli şey dinlenmenizdir. Sindirimin başlayıp size rahat bir uyku sağlayabilmesi için en azından bir saat oturur pozisyonda herhangi bir aktivitede bulunmalısınız.
Su ve meyve tüketimine dikkat edin
Sahur vaktine kadar olan sürede ise gün boyunca içemediğiniz en az 1 - 1,5 litre suyu ve en az 2 porsiyon meyvetüketmelisiniz. Böylelikle gün boyu alamadığınız posa miktarını da artırmış olacaksınız. Posa az tüketildiğinde bağırsak hareketleri yavaş olan bireylerde kabızlık görülebilir.
Mutlaka sahura kalkın
Sahur vaktine kalkmamak en büyük yanlışlardan bir tanesidir. Açlık sürenizi daha da uzatmak sağlığınıza zarar verecektir. Açlığın süresine bağlı olarak söylenilen etkilerinin yanında sinir bozuklukları da görülebilir. Bu yüzden sahur vaktinde yiyeceğiniz besinler çok büyük önem taşımaktadır.
Sahurda hafif yiyecekler tercih edin
Gecenin bir yarısı kalkıp ağır yemekleri tercih etmektense karnınızı gün boyunca tok tutmaya yardımcı olacak besinleri tercih etmelisiniz. Bunun için en güzel öğün tercihi de kahvaltı tarzı beslenme olmalıdır. Son dakikalara geldiğinizde ise bir büyük su bardağı kadar suyunuzu içmeyi unutmadan rahatlıkla orucunuzu tutabilirsiniz.
Bu rahatsızlıklarınız varsa oruç konusunda doktorunuzun tavsiyelerini dinleyin
Diyabet, tansiyon, tiroid, böbrek gibi hastalıkları olan kişilerin ilaç saatlerini ve beslenmelerini aksatmaması gerekir. Sağlığınızı korumak için doktorunuzun tavsiyelerinin dışına çıkmamalısınız.
Ramazan boyunca spor aktivitelerine dikkat edin
İftar vakti bu sene saat 20:40 sularında olacağından spor yapmak isteyen kişiler yeteri miktarda yemeklerini yiyip yaklaşık 45 dakika sonra sindirim problemi yaşamadan, rahat hareket ederek spor yapabilirler. Hem oruç tutup hem çok az yiyip hem de spor yapan kişiler bilmelidirler ki bedenlerine verdikleri hasar çok büyük olacaktır. Spora aç giderek kas kayıplarının artmasını hızlandırmaktan başka bir durumun görülmeyeceğini bilmelidirler.