İHH'dan "Dünya İnsan Hakları Günü" açıklaması:

"Kendini tüm insani değerlerin merkezi olarak gören Batı, bugün yabancı düşmanlığı, Müslüman karşıtlığı ve nefret suçları girdabına girmişken, dünyanın diğer ülkelerinde sivillere yönelik her türlü ihlal 'güvenlik' perdesi altında meşrulaştırılmaktadır. Bu ülkelerin başını yine Doğu Türkistan, Mısır, Suriye ve Filistin çekmiştir"

İSTANBUL (AA) - İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfından yapılan açıklamada, Batı'nın yabancı düşmanlığı, Müslüman karşıtlığı ve nefret suçları girdabına girdiği, dünyanın diğer ülkelerinde sivillere yönelik her türlü ihlalin "güvenlik" perdesi altında meşrulaştırıldığı bildirildi.

Vakıftan "10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü" dolayısıyla yapılan açıklamada, temel hakları güvence altına almak üzere İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin ilan edilişinin üzerinden 71 yıl geçtiği belirtildi.

Reklam
Reklam

Batı'nın yol açtığı dünya savaşlarında milyonlarca sivilin hayatını kaybetmesinden sonra İkinci Dünya Savaşı ardından ilan edilen bildirgeyle, yaşam hakkı, eşitlik ilkesi, masumiyet karinesi ve daha birçok temel hak sıralanarak, bunların her koşulda dokunulmazlığının kabul edildiği vurgulanan açıklamada, "Kendini tüm insani değerlerin merkezi olarak gören Batı, bugün yabancı düşmanlığı, Müslüman karşıtlığı ve nefret suçları girdabına girmişken, dünyanın diğer ülkelerinde sivillere yönelik her türlü ihlal 'güvenlik' perdesi altında meşrulaştırılmaktadır. Bu ülkelerin başını yine Doğu Türkistan, Mısır, Suriye ve Filistin çekmiştir." ifadeleri kullanıldı.

İnsan hakları kuruluşlarının tahminlerine göre son 10 yılda öldürülen Uygur Türkü sayısının 10 bini aştığı anlatılan açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Çin’deki zulmü aratmayan ihlallerin bir diğer adresi Mısır'daki Sisi diktatörlüğüdür. 2013 yılındaki darbenin ilk zamanlarındaki katliamlar zamanla azalsa da siyasi muhaliflere yönelik kaçırma, gizli alıkonma, işkence ve infaz gibi en ağır insan hakları ihlalleri, sistematik olarak devam etmektedir. Mısır rejimi cezaevlerinde çoğu İhvan üyesi siyasi gruplardan tutuklu insan sayısının 40 binin üzerinde olduğu bilinmektedir. Yüzlerce kişiye idam cezası verilmiş ve maalesef bu idamların bir kısmı ailelere bile haber vermeden infaz edilmiştir. Seçilmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ise 7 yıllık işkence ve kötü muameleye daha fazla dayanamayarak bu yıl mahkemede duruşma esnasında hayatını kaybetmiştir. Öte yandan, sınırımızın hemen karşı tarafında Suriye’de 2019 yılı aynı oranda kasvetli geçmiştir. Son bir yılda başta İdlib olmak üzere, değişik sivil yerleşim bölgelerine yönelik rejim saldırılarında 3 bini aşkın sivil hayatını kaybetmiştir. 2011'den beri çatışmalarda veya hapishanelerde bir şekilde öldürülen sivillerin sayısı yarım milyonu aşmıştır. Sivillere yönelik tehditler nedeniyle Suriye içinde 6 milyon sivil yaşadığı yeri terk etmek zorunda kalırken, 5 milyona yakın kişi ülke dışında mülteci konumuna düşürülmüştür. Halen 80 binden fazla insan kayıp olarak kayıtlara geçmiştir."

Reklam
Reklam

Açıklamada, işgal altındaki Filistin’de onlarca insanın hayatını kaybettiği Gazze saldırıları ve Kudüs’teki yıkımlar ile Yemen, Irak ve Suudi Arabistan gibi ülkelerde 2019'un insan haklarının neredeyse rafa kaldırıldığı bir dönem olduğunun altı çizilerek, "İnsan Hakları Günü’nde dünyanın insan hakları karnesine bakıldığında, özellikle Müslümanların yaşadığı bölgelerde insan eliyle üretilmiş felaketler azalmamış, aksine artmıştır. Bu gidişatı değiştirip karamsar tablodan kurtulmanın yolu, adil bir küresel düzen kurmaktan geçmektedir. Bunun için tüm mazlumların ortaklaştığı sivil dayanışma zamanı gelmiştir. Ses ver Türkiye!" denildi.

Anahtar Kelimeler: