İSTANBUL (CİHAN) - İstanbul'da yağmurun etkili olduğu gün aydınlatma direğindeki elektrik akımına kapılarak hayatını kaybeden lise öğrencisi Rabia Çevik, son yolculuğuna uğurlandı. Çevik'in babası olayda sorumlulukları bulunanlara tepki gösterirken annesi ise kaza sonrası kızına hiç kimsenin yardım etmemesinden yakındı.
Kartal Hacı Hatice Bayraktar Lisesi 3. sınıf öğrencisi olan Rabia Çevik (17), okuldan çıktıktan sonra çalıştığı çay bahçesine gitti. Akşam olunca parka gelen kardeşi Mustafa Çevik ve arkadaşı Enes ile birlikte eve doğru yola çıktı. Samandıra Caddesi'nde yürüyen çocuklar karşıdan karşıya geçmek istedi.
Yağmur nedeniyle yolda oluşan su birikintisinden kaçmaya çalışan çocuklardan Enes karşıya geçerken Rabia dengesini kaybetti. Düşmemek için aydınlatma direğine tutundu. Diz boyu gelen su aydınlatma direğinin kapağından girerek devreleri bozduğu için oluşan kaçak Rabia'yı çarptı. Akıma kapılan Rabia su birikintisinin içine düştü. Ablasının yardımına koşan Mustafa'yı da elektrik çarptı. Bir daha dokunmaya korkan Mustafa eve koşarak babasını yardıma çağırdı. Olay yerine gelen baba Bülent Çevik, suyun içinden kaldırdığı kızının öldüğünü fark etti.
Rabia Çevik'in Adli Tıp Kurumu'ndan alınan cenazesi Kartal Adnan Kahveci Camisi'ne getirildi. Genç kızın cenazesi, burada kılınan cenaze namazının ardından Samandıra'daki Ferhatpaşa Mezarlığı'nda toprağa verildi.
Olayı anlatan Mustafa Çevik, "Arkadaşım Enes'le birlikte ablamı çay bahçesinden almaya gitmiştik. Dönüşte yoldan karşı geçmek istediğimiz sırada su diz seviyesini geçtiği için onları geri çağırdım. Enes geri döndü. Ablam da dönmeye çalışırken ayağı kaydı. Bu sırada elektrik direğine tutundu. Kaçak varmış dokunur dokunmaz ablam yere düştü. Koştum yardım etmeye. Elektrik beni de çarptı. Koşarak eve gittim aileme haber verdim. Ailem gelirken ben taksi getirmeye gittim. 'Allah rızası için yardım edin ablam ölüyor' dedim. 'Taksi kapalı' dedi yardım etmedi. Yine olay yerine geldim. Ablam yarım saat su içinde kaldı. Çaresizce bekledim." şeklinde konuştu.
Baba Bülent Çevik de, üzüntüsünü dile getirdi. "Ciğerimiz yanıyor. Evladımızı kaybettik. Bundan daha üzücü ne olabilir?" diyen baba Çevik, olayı duyar duymaz koşarak geldiğini ancak yavrusunu yerde yatarken gördüğünü anlattı. Çevik, "Su seviyesi bel seviyesindeydi. Kızım orta refüjde suyun içide yatıyordu. Yapacak bişey kalmamıştı. Kızımı toprağa verdik. Bu olayda ihmal var. Hukuki yollara başvuracağım." dedi.
Gözyaşları içinde konuşan anne Muazzez Çevik ise, "Hiçbir şey hissetmiyorum. Canımın yarısı gitti. Yavrusunu kaybeden anne ne hisseder? Daha 16'sındaydı. İçim yanıyor. Allah kimseye böyle acı tattırmasın." diye konuştu.
Anne Çevik de olayda ihmal bulunduğunu belirterek, "Teller açıkta bırakılmış. Kızım tellere takılmış. Olaydan sonra onu tamir edip bir gecede olayı örtbas ettiler." şeklinde konuştu. Çevik, "Çocuğumu çıkarmaya çalıştım sudan. Bir Allah'ın kulu yardım etmedi. Çocuğum suyun içinde yatıyor arabalar durmadan vızır vızır geçiyor. Ambulansa koyduk kimse yol vermedi." diyerek yardım etmeyenlere tepkisini dile getirdi. Kızıyla son konuşmasında okulla ilgili sohbet ettiklerini belirten Çevik, "Bu sene daha başarılı olacağım, çalışacağım' diyerek bana söz vermişti. Kızım hep takdirle geçerdi. Çok başarılıydı." dedi.