İhracatçı'ya ve Turizmci'ye müjde

Piyasa katılımcılarının yine garip hal ve davranışlar sergiledikleri bir süreçten geçiyoruz. Bunu nasıl yapıyorlar nasıl başarıyorlar bilmiyorum fakat en iyimser olunması gereken zamanlarda kötümser en kötümser olunması gereken zamanlarda ise iyimser olabilmeyi başarıyorlar. Böylece geleceği sağlıklı bir biçimde planlayamıyor ve iflaslardan kurtulamıyorlar.

Piyasalarda son beş altı aydır bir sürü psikolojisi ile düşünme durumu hakim.
Düşünce şöyle: FED para musluklarını kapattı bu nedenle piyasalar sıkıntıda ve işler daha da kötü olacak. Bu düşünce kalıbı herkesin aklına kazınmış vaziyette ve öyle ki bu sabit fikre saplanıp kalmış olanlar ayaklarının önüne gelen çoğu fırsatları da göremez halde.
Kabul etmek gerekir ki Amerikan merkez bankası dünyanın en prestijli merkez bankalarından biridir ve bastığı para dolar ise en itibarlı para birimlerinden...
Bununla birlikte göz ardı edilmemelidir ki Avrupa Merkez Bankası da dünyanın en prestijli merkez bankalarından biridir ve bastığı para Euro ise en itibarlı para birimlerinden...
Gel gelelim ki piyasa son üç yıldır dinlediği FED şarkısının o denli etkisinde ki ECB yanıbaşında haykırsa da bunu duymuyor ya da duymamak da ısrar ediyor. Ne diyor Avrupa Merkez Bankası: Eyy piyasa parayı artık ben basıyorum, kur savaşlarındaki yerimi adıma yakışır şekilde alıyorum, pariteyi 0.90 lara kadar geriletmeyi arzuluyorum belki FED kadar etkili propaganda yapamıyorum fakat onun verdiği paradan daha çok para vermeye hazırlanıyorum.
**5 Trilyon Euro ya hedef çiziyorum 2017 sonu için!**
**Paraya bakın 5 trilyon Euro!**
ECB bununla da yetinmiyor ve ihtiyaç halinde bu rakamı 6-7 trilyon Euro'lara taşımaktan da geri durmam diyor. Büyük konuşuyor üstelik söyledikleri blöf değil!
Pekala hemen sınırlarımıza bir kaç bin km ötede bu denli büyüklükte bir merkez bankası barajın kapaklarını açıyorum topraklara su gönderiyorum diye ilan ederken bizim ihracatçımız ne yapıyor?
FED para vermiyor, ülkede kriz çıkacak şarkısını mırıldanmaya devam ediyor. Uyanın beyler kriz çoktan çıktı, elmalar armutlar yerlere saçıldı hala gücü olan varsa bu elma ve armutları toplamaya baksın yoksa yurtdışından gelip birileri bu ganimetleri toplayacak üstelik bunu cesaretle yapacak!
Mustafa Bey iyi güzel hoş söylüyorsunuz da biz üretmek için ithalatı dolar üzerinden gerçekleştirip pazara yakınlığımızdan ötürü ihracatı da Euro üzerinden yapıyoruz. Euro/dolar paritesi düşüyor bu parite ile ihracat yapmak ne mümkün.
İşte benim müjdem de tam burada devreye giriyor. FED ülkemizden binlerce km ötede bir şeyler planlıyor da bizimkilerin de eli elbette boş durmuyor( bizimkiler=ekonomi yönetimi)
**Ne yapıyor ekonomi yönetimi?**
Çin, Rusya ve İran ile yerel para birimleri üzerinden ticaret yapmanın yollarını oluşturmaya çalışıyor. Açıkça söylüyorum Çok çok iyi yapıyor!
Nasıl bu kadar emin olabilirim? Cevabı aşağıdaki İhracat / İthalat paza oranlarını gösteren ülkelerde
**Ana İhracat Pazarları** Almanya (% 9,3); İngiltere (% 7,3); Irak (% 5,9); İtalya (% 4,8); ABD (% 4,4); Fransa (% 4,1); İsviçre (% 3,9); İspanya (% 3,3); BAE (% 3,3); İran (% 2,5) (2015)
**Ana İthalat Kaynakları** Çin (% 12); Almanya (% 10,3); Rusya (% 9,8); ABD (% 5,4); İtalya (% 5,1); Fransa (% 3,7); Güney Kore (% 3,4); İran (% 2,9); Hindistan (% 2,7); İspanya (% 2,7) (2015)
Kaynak: T.C Başbakanlık Ana ithalat kaynaklarımız yani dış dünyadan satın aldıklarımız(Dolar/Euro ödeyerek) bakıyoruz Çin %12; Almanya %10 Rusya %10 İran + diğer Avrupa ülkeleri %13 toplam %45. Bu %45 lik oran 210 milyar dolarlık bir ithalat toplamının içerisinde yaklaşık 100 milyar dolara denk gelmekte. Bu oran içerisindeki Çin+Rusya+İran payı ise yaklaşık 50 milyar dolar! İşte ekonomi yönetimi burada 150 milyar dolarlık ihracatı gerçekleştirebilmek için dış dünyadan satın almak zorunda kaldığımız 200 milyar dolarlık ithalatın 50 milyar dolarlık kısmının girdisini Türk Lirası üzerinden gerçekleştirebilmenin gayretinde. Gelişmeler başarılı olacaklarını sinyalliyor. Bu arada geri kalan 50 milyar dolarlık Avrupa'dan sağlanan girdilerin ise ödeme birimi Euro üzerinden burada da ECB hamleleriyle ucuzlayan ve bollaşan bir para biriminden söz ettiğimiz için ihracatçıların durumu kaymaklı kadayıfa evriliyor diyebiliriz. Ana İhracat pazarlarımıza baktığımızda ise %40 ile Avrupa başı çekmekte yani Ruble ile, Yuan ile Tümen ile satın aldığımız girdileri çil çil Eurolar ile satabileceğiz. Bakın burası çok çok önemli buraya dikkat üzerine dikkat çekmenizi istiyorum. Ruble(Etkin ve verimsiz bir ülkenin para birimi) Yuan(Etkin fakat verimli olmayan bir ülkenin para birimi) Euro(Hem etkin hem de verimli ülkeler topluluğunun para birimi) Ruble ile Yuan ile mal alıp Euro ile mal satmak bir ihracatçı için gümüşleri altınlar ile değiştirmeye benzese gerek diye düşünüyorum. **Ya Türk Lirası Ruble, Tümen ve Yuan' a karşı değer kaybederse?** Bunu ülkelerin enflasyon oranlarına bakarak görmeye çalışacağız. Rusya'nın 2015 enflasyonu dünya bankasının veri sitesinde %15 gözükmekte, 2016 ya gelindiğinde bu oran biraz düşmüş durumda fakat benim aldığım son dört yıllık ortalamaya göre Rusya %8- %10 civarında bir enflasyona sahip yani dörder beşer yıllık enflasyon ortalamaları birbirine çok yakın, bu bize Ruble cephesinden Devalüasyon çelmesi yeme riskimizin olmadığını gösteriyor. İran Tümenin'e gelince hiç açıklama yapmaya gerek yoktur İran Riyali yüksek enflasyondan eriyip bittiği için paranın adını ve itibarını değiştirme ihtiyacı hissedildi Riyal Tümen'e dönüştürüldü. Yani Tümen'de devalüasyon riskimiz bulunmuyor. Çin Yuan'ına gelince burası biraz özel analiz gerektiriyor ancak Çin Merkez bankasının açıkladığı enflasyon oranlarının Çin'de hissedilen enflasyon oranlarından çok daha düşük olduğu, Pekin yönetiminin sürekli Yuan'ın değerini düşürücü yönde politikalar izlediğini bu nedenle dünyanın Yuan kıtlığı yaşamaktan uzak bir iktisadi sisteme sahip olduğunu biliyoruz. Velev ki tersi olsa yani Türkiye'de kıt ve değerli Yuan söz konusu olsa ne olur? Açıkçası ben bu senaryoyu daha çok arzularım çünkü bu senaryonun Türkiye pazarına yatırım anlamında çok uzak kalan Çin'li yatırımcıları çekebileceğini düşünürüm. Sözlerimizi tamamlamadan turizmcilere yönelik müjdemize gelince yerel para anlaşmaları hayata geçtiğinde Rusya'ya 20 milyar dolara denk gelen Türk Lirasını ödeyeceğiz Rusların bu parayla bizden satın alacakları öncelikli hizmet Turizm hizmeti olacak gibi gözükmekte, zira ihracat, ithalat kalemlerine baktığımızda resim böyle oluşuyor. Burada turizmciler için müjdemiz Türk Lirası para stokunun Türkiye'ye Rusya üzerinden gelebilecek potansiyel turist sayısını ileride artacağı yönünde ve ucuzluk cazibesi yaratacağı yönünde olabilir. Özetle ekonomi yönetimi içeride bu çok çok stratejik parasal hamlelerin adımlarını tamamlarken ihracatçılar da kriz var diyerek boş durmayıp dışarıda özellikle Dolar ve Euro ile mal satabilecekleri ülkelerin pazarlarını didik didik edip araştırmalılar, bu günden o pazarlara tohumlar ekmeliler. Tekrar belirtmekte fayda var ki burada rant/Fırsat çok büyük. **Son söz: Günün en karanlık anı şafak sökmeye en yakın zamandadır.**