"İİT üyesi devletlerin ekonomik hacimi 75 trilyon dolardan fazla"

Türk Arap Ekonomi ve Stratejik İşbirliği Derneği Genel Başkan Yardımcısı Beyazıt: - "İslam İşbirliği Teşkilatı'na üye ülkeler 75 trilyon dolardan fazla bir ekonomik hacime sahip" - "Küresel güç odakları sömürge stratejilerine devam edecektir. Birinci hedefleri İslam ülkeleridir" - Türk - Arap Araştırma ve Strateji Enstitüsü Başkanı Adil: - "İslam dünyası yeraltı servetleri bakımından gerçekten zengin"

İSTANBUL (AA) - Türk- Arap Ekonomi ve Stratejik İşbirliği Derneği (TASCA) Genel Başkan Yardımcısı İsmail Beyazıt, "İslam İşbirliği Teşkilatı'na (İİT) üye ülkeler 75 trilyon dolardan fazla bir ekonomik hacime sahip." dedi.

Türk - Arap Araştırma ve Strateji Enstitüsü'nün (TASEN) düzenlediği "İslam Dünyası'nda Ekonomik Krizlerin Etkileri ve Çözümleri" konulu sempozyumda konuşan Beyazıt, her 4 kişiden 1'inin Müslüman olduğu dünyada İslam ülkelerinin çok çeşitli siyasi,askeri,ekonomik,toplumsal,kültürel ve dini sorunlar yaşadığını bildirdi.

Reklam
Reklam

Beyazıt, Müslümanlık gibi ortak bir paydası olan 1,7 milyar insan ve bu nüfusu barındıran ülkelerin birlikte hareket edememesi dün olduğu gibi bugün de söz konusu problemlerin kaynağı olduğunu söyledi.

Bugün ülkelerin siyasi ve idari sınırları birbirinden ayrılmış olan Müslümanların aslında İslam inancı gereği birbirinden sorumlu olduğunun altını çizen Beyazıt, ülke sınırları aşacak şekilde uluslararası kurumlar inşa ederek ve var olanların işlerini artırarak, ümmet halinde hareket etmenin mümkün olduğunu belirtti.

Beyazıt, şunları kaydetti:

"Müslümanlar Birleşmiş Milletler'den (BM) sonraki en büyük İslam ülkelerinin bir araya geldiği İslam iş birliği teşkilatına sahipler. Yaklaşık 50 yıl önce kurulan 56 üyeli İslam İşbirliği Teşkilatı'na (İİT) üye ülkeler 75 trilyon dolardan fazla bir ekonomik hacime sahip. İslam dünyasının hak ve çıkarlarını koruyup iş birliğiyle dayanışmayı güçlendiren bu teşkilat hiç şüphesiz daha aktif hale gelmelidir. İslam ülkelerinin yaşadıkları ve yaşayabilecekleri başta ekonomik olmak üzere her türlü krizin ele alınacağı ve İslam kardeşliği bilincinde ümmet refleksi gösterebilecek bu teşkilat üye ülkelerinin elini taşın altına daha fazla sokmalı ve daha fazla sorumluluklarını daha çok artırmalıdır."

Reklam
Reklam

Türk- Arap Ekonomi ve Stratejik İşbirliği Derneği Genel Başkan Yardımcısı Beyazıt, İİT'nin Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde daha fazla reaksiyon göstermeye başladığını belirterek, "İİT yakın dönemde gerçekleştirilen Katar krizi, İsrail'in Mescid-i Aksa'yı işgali, Arakan'daki katliamlar ve Amerika'nın sözde Kudüs'ü İsrail'in başkenti tanıması gibi olaylara aktif bir şekilde müdahale olmuştur." açıklamasında bulundu.

İİT, gösterdiği etkinlik İslam ülkeleri arasında geniş çaplı birlikteliğin mümkün olduğunu ortaya koyduğunu belirten Beyazıt, "Şunu unutmamız gerekir ki küresel güç odakları sömürge stratejilerine devam edecektir. Birinci hedefleri İslam ülkeleridir. Çünkü Müslüman halklar ümmet refleksi göstermekten uzak kaldıkça ekonomik,siyasi,askeri,toplumsal ve kültürel sorunlarla boğuşmaya devam edecektir. Ekonomik krizler birbirini izleyecek ve siyasal istikrasızlıklarda kesin bir çıkış yolu bulunmayacaktır." dedi.

Beyazıt, "İİT ve benzeri amaçları güden diğer uluslararası iş birliği teşkilatlarıda daha aktif bir rol üstlenmeleri İslam dünyasının gelişimi için oldukça önem arz etmektedir." diye konuştu.

Reklam
Reklam

- "İslam dünyası yeraltı servetleri bakımından zengin"

Türk - Arap Araştırma ve Strateji Enstitüsü (TASEN) Başkanı Muhammed Adil ise İslam dünyasının yeraltı servetleri bakımından gerçekten zengin olduğunu söyledi.

Adil, "Örnek verecek olursak Sudan'ın yeraltı maden servetleri fazla. Canlı hayvan yönünden de çok iyi durumdayız. Biz bunları kullanamıyoruz." açıklamasında bulundu.

İslam dünyasının karşı karşıya kaldığı en büyük sorunların başında yapısal düzenlemeler geldiğini belirten Adil, "Çünkü yanlış yola çıkılmış ve bu ülkelerdeki yönetimler insanı merkeze koymuyor. İnsanı merkezi koymazsanız onun yerine devleti merkeze koyarsanız başaramazsınız ve başımıza gelen sorunların ana kaynağı budur." dedi.

Adil, "Türkiye insanı merkeze koymuş bir ülkedir ve ona hizmet amacıyla yola çıkmıştır. Bu nedenle Türkiye kalkınmış, gelişmiş ve her alanda gelişmeyi hedef almıştır." diye konuştu.

Adil, İslam dünyası araştırmacılar yönünden fakir olmadığını, her alanda kültürlü, yetişmiş araştırmacıya sahip olunduğunu da söyledi.

Reklam
Reklam

- "Sabah namazından sonra çalışıyor olmamız lazım"

Türk Afrika İşadamları Derneği Başkanı (TABA) Başkanı Fatih Akbulut da Türkiye ile Moritanya arasındaki ticarete bakıldığında Moritanya'da ilk 10'da Türkiye'nin olmadığını, ilk 10'da herhangi bir Müslüman ülkenin de yer almadığını ama Moritanya'nın İslam Cumhuriyeti olarak geçtiğini kaydetti.

Akbulut, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Moritanya İslam Cumhuriyeti aynı şekilde Müslüman olan Türkiye, Fas, Mısır ve diğer İslam coğrafyaları ile neden ticaret yapamıyor? İslam düşünürleri müslüman dünyası neden bir araya gelemiyor sıkıntılar nelerdir dediklerinde zaruret,fakirlik,cehalet ve ihtilaf demişler. Bunlara ticari olarak ben tembellik ve dünya coğrafyasında yeteri kadar rekabetçi olmayışımızı ekliyorum.

Her zaman konuşuyoruz Yahudiler dünyayı nasıl yönetiyor? Biz Müslümanlar olarak rakiplerimizi iyice incelememişiz. Mesela ben bir Yahudiyi ticari olarak rakip görüyorum kendime. Bu adamlar nasıl iş yapıyor onlara bakıyorum. Mesela bizim sabah namazından sonra çalışıyor olmamız lazım. Kerahat vaktinde biz uyuyoruz rızkın dağıtıldığı vakit gelir elde edememiş oluyoruz. İkinicisi Türk şirketler yeteri kadar rekabetçi olamıyor."

Reklam
Reklam