Afyonkarahisar’da geleneksek sucukta yıllık 500 ton üretimle Türkiye’de ikinci sırada bulunan İkbal Grup, önümüzdeki yıl sektörde lider olmayı hedefliyor.
Türkiye’de kırmızı et pazarı, 2011 itibariyle bir milyar 100 milyon liralık ciroya ulaştı. Yılda 62,5 bin ton civarında üretim var. Toptan pazar da bu bunun yüzde 55’ini insanlar sucuk olarak tüketiyor. Yüzde 20’sini sosis olarak, geri kalanı da pastırma, jambon gibi ürünlerle tüketiliyor. Toplam pazarda 16 firma pazarın yüzde 85’ini karşılıyor. Kırmızı et sektöründe sucuk, sosis, salam, pastırma gibi toplam ürün kategorisinde Türkiye pazarında ilk 4’te bulunan İkbal, geleneksel sucukta ise Türkiye’deki toplam sucuk pazarının yüzde 10,5’u ile ikinci sırada. Ancak mağaza ve market kanalında birinci sırada yer alıyor.
"BÜYÜK İLLERDE BİRİNCİ SIRADAYIZ"
Modern tesisleri ve uzman kadrosuyla kırmızı et sektörünün vazgeçilmezleri arasında yer alan İkbal’in ürettiği yüzde 100 dana sucukları Ankara, Antalya, İzmir gibi illerde rağbet görüyor.
İkbal Grup Yönetim Kurulu Başkanı Salim Pancar, kalitenin bireye, topluma ve genel ahlak ilkelerine duyulan sorumluluktan doğduğuna inanan İkbal’in Türkiye’de kalite anlayışına ‘insan odaklı’ yeni bir yaklaşım getirdiğini söyledi. Pancar, sucukta oldukça iddialı olduklarını, 2013’de cirosal anlamda lider olmayı ve Türkiye’de en çok satılan ‘yüzde 100 dana sucuğu’nun patentini almak istediklerini belirtti.
Pancar, “Toplamda Türkiye’de satılan 100 birim kırmızı etin 70 birimi süpermarket, hipermarket kanallarında satılıyor. Ulusal ve yerel zincir markette satılıyor. Biz de önümüzdeki yılda marketlerde büyümeyi düşünüyoruz. Türkiye’de anlaşmalı dediğimiz zor noktalarda pazarda güce sahibiz. Ulusal ve yerel zincirlerde çok güçlüyüz.”
"SUCUK ÇOK BÜYÜK BİR İMTİHANDIR"
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın sucukta karışımı kaldırmasının en büyük destekçileri olduğunu belirten Pancar, herkesin artık tek tip ürün üreterek piyasada rekabet edeceğini ve bunun markalaşma adına önemli olduğunu anlattı. Sucuk üretiminin zor ve riskli olduğunu ifade eden Pancar, şunları söyledi: "Profesyonel insanların çalışması gerekiyor. Atalarımız; 'Etin hırsızı içindedir' derler. Eti bugün koyarsın üç gün sonra 500 kilogram eksik alırsın. Ne oldu? Yüzde 10 gitti. Dolayısıyla bunun eğitimini almış çok iyi insanların yapması gerekiyor. Bizim gibi alaylı insanlar gelmişler, yetişmişler. Ancak bir defa bu teknolojiyi yakalayamayız. Bu konuda ilim yapmış insanlar lazım. Bu işte korkunç bir imtihan vardır. Örnek olarak; bizim üretimimiz ayda 500 tonluk ürün üretiyoruz. Bu ürünler geliyor, yatırılıyor baharatı atılıyor. 500 tonda bir kilo daha fazla yağ atsanız bir lira fark eder. Bir liralık bir oynama yaptığınızda ayda 500 bin lira yapar. Müşteri çok hisseder mi çok zor. Bin kişide bir kişi zor bilir.”
KÜÇÜK BİR LOKANTADAN ŞİRKETLER GRUBUNA
1922 yılında Afyon’da mütevazı bir Anadolu lokantası olarak başlayan İkbal’in öyküsü, bugün kalitenin, lezzetin, güvenin ve dürüstlüğün adı olarak sürüyor. İkbal, 1989 yılında Afyon-İzmir karayolunda hizmete açılan dinlenme tesisleri, 1990’lı yılların başlarında ise kurduğu lokum ve et üretim tesisleriyle, başta sucuk ve pastırma olmak üzere geleneksel tadı koruyarak ürettiği ürünlerle, sektöründe aranan ve güvenilen bir marka olma yolunda büyük başarılara imza attı. 2000’li yıllar ise Türkiye’nin en büyük yerli restoran zinciri haline geldiği bir dönemin başlangıcı oldu. Aynı dönemde İkbal, hem kendi halkına hem de Türkiye’deki termal turizme katkı sağlayan İkbal Termal Otel’i hizmete sundu. 2000’li yıllar ise İkbal’in büyük kentlere taşındığı, birbiri ardına açılan restoranlarla Türkiye’nin en büyük yerli restoran zinciri haline geldiği bir dönemin başlangıcı oldu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz