Çanakkale’de de 2000 yılında askerliğini yaparken intihar ettiği söylenen er Aydın Dere'nin İstanbul Adli Tıp Başkanlığı ve Bursa Polis Kriminal Laboratuvarı'nın intihar etmediğine yönelik rapor vermesine rağmen halen dava açılmadığı iddia edildi.
Kastamonu'nun İnebolu ilçesi Avara Mahallesi'nde ikamet eden Mustafa Yener'in, 1994 yılında Hatay'ın Kırıkhan ilçesinde bulunan 39. Mekanize Piyade Tugayı 2. Hudut Alayı 2. Hudut Tabur Komutanlığı'nda piyade er olarak vatani görevini yaparken, cephanelikte göğsünden aldığı üç kurşunla intihar ettiği iddia edilmişti.
Oğullarının intihar ettiğine inanmayan aile, savcılığa suç duyurusunda bulunurken, bunun üzerine İnebolu ilçesinde bulunan Mustafa Yener’in mezarı, ölümünden 8 ay sonra ikinci kez otopsi yapılmak üzere açıldı. Maddi imkansızlıklardan dolayı bundan da bir sonuç elde edemeyen 56 yaşındaki anne Fatma Yener, bir gece rüyasında oğlunu gördüğünü, oğlunun kendisine, "Anne, herkes benim intihar ettiğime inanıyor, sen inanma" dediğini söyledi. Rüyaların zamanla artmasından sonra anne Yener, oğluna ait eşyaları tekrar inceledi. Ardından Başbakanlık, Genelkurmay Başkanlığı ve Avrupa İnsan Hakları olmak üzere üç ayrı yere tekrar dilekçe gönderdi. 18 yıldır hukuk mücadelesi veren anne Yener, bundan da bir sonuç elde edemeyeceğini beklerken, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi davanın yeniden görülmesini isteyerek soruşturmanın devamına karar verdi. Milli Savunma Bakanlığı tarafından kendilerine tebliğ edilen yazı üzerine büyük heyecan yaşadıklarını belirten Fatma Yener, 18 yıl önce oğlunun cenazesini kendilerine teslim ettiklerini, oğlunun intihar etmediğini ispatlamak istediklerini söyledi.
Öte yandan, 18 yıl önce ‘intihar’ ettiği iddia edilen Mustafa Yener'in, ölümünün şüpheli bulunması üzerine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi davanın tekrar görülmesi için cenazenin ikinci kez otopsi yapılmasını kararlaştırdı. Bu yüzden Yener’in mezarı, ikinci kez açıldı. Aile, 15 gün önce Ankara Adli Tıp Kurumu’na gönderilen Yener’in cenazesinin biran önce otopsisinin yapılarak tekrar Karaca Mahallesi'ndeki aile mezarlığına getirilmesini istiyor.
İZMİR
Ağabey Ekrem Dere ise, yerel mahkemeden takipsizlik kararı verilmesi durumunda, 12 yıldır sürdürmeye çalıştığı hukuk mücadelesini Anayasa Mahkemesi'ne taşıyacak.
İddiaya göre er Aydın Dere'nin, 12 yıl önce Çanakkale Gökçeada'da 5. Komando Alay Karma Topçu Taburu 1. Batarya Komutanlığı'nda askerliğini yaparken, gece saat 01.00 ve 03.00 nöbetinde intihar ettiği açıklandı. Dönemin yüzbaşısı tarafından, Dere’nin kendisini askerliğe elverişsiz hale getirmek için vurduğuna, bunun da ölümüne neden olduğuna dair tutanak tutuldu. Prosedür gereği otopsi için İstanbul Adli Tıp Kurumu’na götürülmesi gereken Dere’nin cesedi, Bursa Adli Tıp Kurumu’na kaldırıldı. Bursa Adli Tıp, otopsi raporunda kurşunun önden girip sırttan çıktığını belirtti ve 'atış mesafesi ve atış türünün belirlenmesi' için Dere'nin kıyafetlerinin Bursa Bölge Kriminal Polis Laboratuvarı’na gönderilmesine karar verdi.
Polis laboratuvarında yapılan incelemede, mermi giriş deliğinin Dere'nin askeri ceketinin ön tarafında bulunduğu, mermi çıkış deliğinin ise ceketinin arkasında olduğu tespit edildi. Rapor üzerine Dere ailesi, Malatya Savcılığı’na başvurarak, çocuklarının ölümüne ilişkin ikinci bir otopsi talep etti. Savcılığın, elde edilen bulguları İstanbul Adli Tıp'a vermesi sonucu çıkan raporda, "Ölenin kendisi tarafından tetiğe basılarak patlaması halinde, cesette saptanan ateşli silah mermi çekirdeği yarası ve trajedisinin oluşması tıbben varit (mümkün) görülmediği oy birliğiyle mütalaa olunur" denildi. Rapor üzerine Malatya Kara Havacılık Alay Komutanlığı, Gelibolu Askeri Savcılığı'na raporu göndererek, soruşturmayı tekrar açtırdı ancak, Dere dosyasında 12 yıldır bir ilerleme sağlanmadı.
Tüm delillerin ortaya çıkmasından sonra savcılıkla olan yazışmalarını anlatan ağabey Ekrem Dere, "Savcılıkla yaptığım yazışmalarda bana şöyle cevap verildi; 'askeriyenin içerisinde kardeşiniz vurulmuş. Ancak gece karanlığından, arazi yapısının engebeli olmasından dolayı failine ulaşılamamıştır.' Faili şu anda belli değil gösteriliyor. Ben bu olayı Meclis İnsan Hakları Komisyonu’na bildirdim. Ancak benden sonra müracaat eden davaların hemen hepsi sonuçlandı. Benimkinde henüz bir gelişme yok" dedi.
Yerel mahkemeden takipsizlik kararı çıkması durumunda, olayın aydınlığa kavuşması için bireysel başvuru hakkını kullanıp Anayasa Mahkemesi’ne başvuracağını belirten Dere, oradan da bir cevap gelmemesi durumunda ise, olayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) taşıyacağını söyledi.