3 gün içinde 2 yavrusunu kaybetmenin acısını yaşayan anne, "Seni Gizem'e göz kulak olman için uğurluyorum" diyerek feryat etti. Kızının saçlarından bir tel koparıp saklayan gözü yaşlı anne herkesi ağlattı.
Sınıfta delik çizmelerini gösterirken çekilen görüntüleri internette tıklanma rekorları kıran sınıf başkan yardımcısı Gizem Yüksel'in şofbenden sızan gazdan hayatını kaybetmesinin ardından, yoğun bakımda olan ablası İrem de kurtarılamadı. Adli Tıp Kurumu'ndaki otopsinin ardından ablanın cenazesi Arapzade Mahallesi Dr. Cemil Hamdi Caddesi üzerindeki evine getirildi. Yavrusunun tabutuna sarılarak gözyaşı döken anne Ayla Yüksel'in, "Seni Gizem'e göz kulak olmak için gönderiyorum. Orada birbirinize destek olun" demesi herkesi duygulandırdı. Son kez yüzünü okşadığı kızının saçından bir tel koparıp saklayan anne, yavrusunu son yolculuğuna gözyaşları içinde uğurladı. 6 çocuğundan 2'sini kaybetmenin acısını yaşayan baba Salih Yüksel ise metanetini korumaya çalıştı. Gizem ve İrem'in kardeşleri Uğur (16), Hatice (15), Umut (13) ve Ufuk'un (6) feryatları ise yürekleri dağladı.
ARKADAŞLARI YALNIZ BIRAKMADI
Bu arada İrem'in mor beresi ve hırkasının hala askıda olduğu Orhangazi Atatürk İlköğretim Okulu 7-D sınıfı öğrencileri de küçük kızı son yolculuğunda yalnız bırakmadı.
Dua ve gözyaşı seliyle evden uğurlanan İrem'in naaşı, Erenler Camii'ne getirildi. Orhangazi Belediye Başkanı İsmail Tartar ile Milli Eğitim Müdürünün de katıldığı cenazede konuşan imam, herkesi duygulandırdı. İmam, "Bu iki sabiyi cennete uğurluyoruz. Onlar değil, biz kaybettik. Umarım bu iki tertemiz yavru bize şefaat eder" diye konuştu.
İrem'in cenazesi, Orhangazi Mezarlığında, kardeşi Gizem'in kabri başına defnedildi. Kızlarının mezarlarına su döken anne, yakınları tarafından mezarlıktan çıkarıldı.
Amca Erol Baden ise, çok zor bir dönemden geçtiklerini ifade ederek, "Kısa sürede iki yavrumuzu kaybettik. Özellikle annesi kahroldu. Gizem'in ölümünden sonra annesini İrem'in ölümüne alıştırmaya çalıştık. Bir umutla bekledik ama olmadı. Çok üzüldük. Sözün bittiği yer bu olsa gerek" dedi.
"İHMAL VARSA ARAŞTIRILIR"
Amca Baden, "Doktorlarımız yaptıklarını kendileri bilir. Biz kendi kendimize değerlendirdiğimizde; saat 10.30'da ambulans Orhangazi'den hareket etmiş. Hastaneye girişi dikkate alındığında arada çok fazla zaman var. Tıp Fakültesi, Şevket Yılmaz Hastanesi ve Orhangazi üçgeninde yaşanan zaman kaybına aklımız ermiyor. Başkalarına helikopter kaldırılıyor. Bu ciddiyetteki bir vakaya neden ambulans kaldırılmaz, bunu da anlamış değiliz. Tıp Fakültesi'nde yer olmadığı söylendi. Hayatla ölüm arasındaki çizgide bulunan bir çocuk nasıl hastaneye kabul edilmez? Basın ve gazeteciler olmasa belki Şevket Yılmaz Hastanesi de bizi almayacaktı. Valimiz olayla alakalı sorumluların cezalandırılacağını söyledi. Valimize güvenmeyip kime güveneceğiz? Vali, olaya el attığına göre doğru-yanlış ortaya çıkacaktır. Ailenin bu işi takip etmeye gücü yok" iddialarında bulundu.
"BASIN AİLEYE BOŞ YERE UMUT VERDİ"
Gizem'in internetteki olayının ardından basının olayı büyüttüğünü savunan Baden, "Basın aileyi öyle bir hale getirdi ki, onları yükseltip umut vererek beklentileri çok yukarıya çektiler. Ancak beklentileri gerçekleşmeyince aile adeta dibe vurdu. Aileye Orhangazi'deki yerel kurumlar ve okul aile birliği hariç hiçbir yerden yardım gelmedi. Gelen yardımlarda bir tek ayakkabılar vardı. Aileye en büyük zararı televizyona çıkaran medya kuruluşları verdi. Ailenin hiçbir umudu yoktu, aileye boş yere umut verdiler" şeklinde konuştu.
İŞTE FACİANIN YAŞANDIĞI BANYO
Bu arada 2 çocuğa mezar olan 6 metrekarelik banyodaki paslanmış şofben ise ailenin içinde bulunduğu durumu gözler önüne serdi. Türkiye'yi yasa boğan olayı anlatan aile yakınları, Gizem'in tam banyodan çıkmak isterken yere yığıldığını, İrem'in ise daha geride olduğunu söyledi.