İki Kişinin Ölümüne Neden Olan Üniversiteli Helallik Istedi

Bahri KARATAŞ/İZMİR, Kaza geçen 12 Nisan'da saat 24.00 civarında Limanreis Mahallesi İZSU arıtma tesisi yakınında meydana geldi. İzmir Ekonomi Üniversitesi Endüstiri Mühendisliği 2'ci sınıf öğrencisi olan S.K., dayısına ait yönetimindeki 35 TMR 55 plakalı otomobille giderken, önündeki aracı hatalı solayınca, karşı yönden gelen Cahide Soylan'ın kullandığı 34 MMA 48 ve Türkan Türel'in kullandığı 35 AF 1990 plakalı araçlarla çarpıştı. Cahide Soylan olay yerinde, aynı otomobildeki Gülşen Polat ise kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi. Kaza yaptığı otomobili olay yerinde bırakıp ayrılan üniversite öğrencisi S.K., Torbalı'da tedavi altında olduğu hastanede polis tarafından yakalandı. Tedavisinin ardından adliyeye sevk edilen S.K. tutuklandı.
İzmir 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde 'taksirle iki kişinin ölümüne neden olmak' suçundan tutuklu yargılanan S.K., ilk kez hakim karşısına çıktı. Duruşmaya sanık S.K., avukatı Şeref Bağcı, ölen Cahide Soylan'ın ailesinin avukatları Tuğrul Gündüz ve Bahri Bayram Belen ile ölenlerin yakınları katıldı. Torbalıda yaşadığını belirten sanık S.K. ifadesinde, "Kazanın olduğu tarihte vize sınavlarım vardı. Sınav sonrası bir süre kantinde oturdum. Daha sonra da Güzelbahçe'ye gidip çay içtim. Balçova üzerinden çevre yolunu kullanıp Torbalı'ya gidecektim. Birden önümde giden aracın fren lambalarının yandığını gördüm. Direksiyonu refleksle sola kırdım ama araca çarpmaktan kurtaramadım. 70 kilomotre hızla gidiyordum. Çarpışmadan sonra olayları hatırlamıyorum. Kendime geldiğimde aracın içeresinde idim. Aracın önünden dumanlar çıkıyordu. Benim 5 yıldır panik atak hastalığım var. Bu nedenle daha önce tedavi gördüm. Bir an önce araçtan çıkmak istedim. Kolum ve bacağımda ağrılar vardı. Torbalıya gitmek için yoldan geçen araçlara otostop yaptım. Bu şekilde Torbalı'ya geldim. Ölenlerin ailelerine başsalığı diliyorum, haklarını helal etsinler" dedi.
Ölen Cahide Soylan'ın kardeşi Bülent Soylan, sanıktan şikeyetçi olduğunu belirtti. Soylan'ın avukatı Tuğrul Gündüz de, “Sanığın savunmalarıın kabul etmiyoruz. Kazanın olduğu yerde hız sınırı 50 kilometredir. Sanık gittiği hastanede düştüğünü beyan etmiş. Bu nedenle kan ve alkol testi yapılmamıştır. Cep telefonunu kayıtları incelensin. Bilirkişi raporunda sanık tamamen kusurludur. Diğer sürcüler kusursuzdur. Sanığın cezalandırılmasını istiyoruz" dedi. Avukat Bahri Bayram Belen de aynı yönde talepte bulundu. Cumhuriyet Savcısı Fatih Genç ise sanığın cep telefonu kayıtlarının GSM şirketinden ve tedavi amacıyla gittiği hastaneden de raporlar ile olaya ilişkin kamera görüntülerinin istenmesini, sanığın tutukluluk halinin devamına karar verilmesini talep etti.
Sanığın avukatı Şeref Bağcı, “Kazayı birebir gören tanık yoktur. Kendisi panik atak hastalığı nedeniyle olay yerinden ayrılmıştır. Kendisi öğrenci ve sabit ikametgah sahibidir. Tutuksuz yargılanmasınıa karar verilsin" dedi.
Mahkeme heyeti, tarafların talepleri doğrultusunda, olay yeri ve sanığın hastaneye giriş çıkışına ait kamere görüntüleri ile cep telefonu HTS kayıtlarının istenmesine, S.K.'nın tutukluluk halinin devamına karar verip duruşmayı erteledi.