İlaçta "küçük ambalaj" dönemi başlıyor

Tüm Eczacı İşverenler Sendikası (TEİS) Genel Başkanı Ecz. Nurten Saydan, ilaç ambalajlarının 1 Ocak 2007 tarihinden itibaren küçüleceğini belirterek, "Ambalajlar küçülecek fiyatlar düşecek ama hasta en fazla 1 hafta ya da on gün bu ilacı kullanabilecek. Hasta tekrar hastaneye gidecek, sıra bekleyecek ve ilacı yeniden yazdıracak" dedi.

Ecz. Saydan, eczacıların devletten 2.5 milyar YTL alacağı olduğunu ifade ederek bu paranın bir an önce ödenmesini istedi. Saydan, TEİS Genel Merkezinde düzenlediği basın toplantısında, eczacıların sosyal güvenlik kurumlarından alacaklarına ve ilaç ambalajlarının yeniden düzenlenmesine ilişkin gelişmeleri değerlendirdi. Eczanelerin hasta tedavi zincirinde son istasyon olduğunu vurgulayan Saydan, alacaklarını zamanında tahsil edemedikleri için eczacıların çok büyük ekonomik sıkıntılar yaşadığını kaydetti.

Reklam
Reklam

Sosyal Güvenlik Kurumları'nın, yeşil kartın ve konsolide bütçeye tabi bazı kurumların geri ödemlerinde yaşanan sorunların, 2006 yılının sonuna gelmiş olunmasına rağmen halen giderilmediğini söyleyen Saydan, "18 iş gününde yapılması gereken ödemeler 90 günü geçen sürede yapılmakta ve yeşil kart reçetelerinin bedelleri birçok ilde aylardır ödenmemektedir. Konsolide Bütçeye tabi bazı kurumların ilaç ödenekleri bitmiş ve yıl sonu gelmiş olmasına rağmen halen ödeneklerin geleceği ve ödeneceği yönünde umut verici bir gelişme olmamıştır. Sosyal Güvenlik Kurumları'ndan alacaklarımızın toplamına bakarsak; ortaya çok ciddi bir tablo çıkmaktadır. 3'te 1'i Emekli Sandığından olmak üzere toplam 2.5 milyar YTL alacağımız bulunmaktadır. Bu ödeme gecikmeleri yüzünden ekonomik sıkıntıya düşen birçok eczane kapanma noktasına gelmiştir. Eğer bu belirsizlik giderilmezse kepenk kapatma eylemi yapılmasına gerek kalmadan birçok eczane bir daha açılmamak üzere kepenk kapatacaktır" diye konuştu.

Saydan, eczacının devletin kasası olmadığını savunarak, eczacıların sosyal güvenlik kurumlarının devletin ilaç parasını finanse etmeye mecbur bırakılmamasını söyledi. TEİS Başkanı Saydan sözlerini şöyle sürdürdü:

Reklam
Reklam

"2006 yılına ait eczane borçları 1 Ocak 2007'de büyük oranda (SSK, Emekli Sandığı ve Bağ-Kur) sağlık harcamalarının geri ödemesini üstlenecek olan Sosyal Güvenlik Kurumu'na (SGK) devir olacağı için, SGK'nın da 2007 yılına büyük bir borç yüküyle başlayacağı tehlikesi ortadadır. Böyle büyük bir borç yükü, kuruluş aşamasındaki SGK'nın yeni başlayacak olan işleyişinde büyük sıkıntılar doğuracaktır. Yeşil kart ödemelerinde ve yeşil kartın ne olacağı konusundaki belirsizlik ise sıkıntı yaratmaktadır. Bildiğiniz gibi SGK yasasının bazı maddeleri Anayasa mahkemesi tarafından iptal edildi. Yasanın sadece Memurlar yönünden erteleneceği yönünde aldığımız duyumlar sonucu eczacılık camiası yeni bir belirsizlik ve bilinmezlik ortamına sürüklenmektedir. Bunun için, 2006 yılına ait tüm ilaç giderleriyle ilgili, 31 Aralık tarihi itibariyle ödenecek şekilde tedbirlerin alınması gerekmektedir. Zira 1 Ocak 2007 tarihinden itibaren 2006 yılına ait evrakın hesaplanması ve ödenmesi hakkında nasıl ve ne zaman bir düzenleme yapılacağı bilinmemektedir."

Reklam
Reklam

"SGK 2007 yılına borç yüküyle giriyor"

IMF'in son niyet mektubunda, ilaç harcamalarından tasarruf yapılması yönünde karar alındığını belirten Saydan, "Yıllardır ısrarla vurgu yapılan konu ülkemizdeki ilaç harcamalarının fazla olduğu ve bu harcamaların azaltılması yönündedir. Ülkemizdeki kişi başına ilaç harcaması 92 dolarla OECD ülkelerinin de altındayken bu değer göz ardı edilmektedir. Kısaca yıllardır tasarruf adı altında, ilaç harcamalarından kısıntı yapılmış ve bunun faturası da eczacı ve hastaya ödetilmiştir. İlacın; sağlık hizmetlerinin ayrılmaz bir parçası olduğunun unutulmamasını ve insan sağlığından tasarruf yapılamayacağının altını bir kez daha çiziyorum" şeklinde konuştu.

IMF'in ilaç ambalajlarının düşürülmesi yönünde bir talebi de olduğunu ifade eden Saydan, "Zaten bu konuda son alınan karar gereği Antiromatizmal ve anti-enflamatuar ilaçlarda 1 Ocak 2007 'den itibaren küçük ambalaj uygulamasına geçileceğini duyurmuştuk. Söz konusu uygulamaya bakarsak yine küçük sonuçlar için yapılan devasa karmaşa ile karşı karşıyayız. Ülkemizde maalesef ilaç ambalaj standardı bulunmamaktadır. Gelişmiş ülkeler bu sorunu; hasta profilleri, ülkenin ekonomik durumu, doktor sayıları, hastalık grupları gibi istatistiksel verileri göz önünde bulundurarak hazırlamışlardır. Bu ambalaj şekilleri hazırlanırken, ekonomik olması amacıyla Raporlu ve uzun süreli tedavi olacak hastalar için ekonomik büyük ambalajlar üretilir. Burada amaç bu tür hastalara verilen ilaç ücretlerinden tasarruftur. Diğer hastalar içinse o ülkenin sosyal ve ekonomik yapısına uygun ilaç ambalajları seçilmelidir. Tüm bu bilgiler ışığında listelere baktığımızda çıkan ilaçların kronik ağrılara etkili olan ilaçlar olduğunu görmekteyiz. Ülkemizde ve dünyada her iki kişiden birinin kronik ağrı çektiği ve Türkiye'de ağrı sıklığının yüzde 63.5'i bulduğu bilimsel araştırmalarla ortaya konmuştur.

Reklam
Reklam

Ancak yapılacak yeni uygulamada ülkenin ağrı profili çıkarılmadan ve bu konuda istatistiksel araştırmalar yapılmadan yeni düzenlemelere gidilmeye çalışılmaktadır. 1 Ocak 2007'ye sayılı günler kala hala biz eczacılara, küçük ambalaj uygulamasıyla ilgili neler yapılacağı yönünde bilgi verilmemiştir. Biz Eczacılar küçük ambalajlı ilaç üretimine karşı değiliz. Eczacılar olarak isteğimiz; her türlü verisi tamamlanmış, istatistiği yapılmış olan standart ilaç ambalajına geçilmesidir. Ancak bu haliyle; eczacılara danışılmadan ve yeterli bilgi verilmeden uygulamaya konulmasını istemiyoruz. Birçok ilacın 30'luk ve 20'ik tableti eczane raflarımızda bulunmaktadır. Peki, küçük ambalaj uygulamasına gidildiğinde yani bu ilaçların 10 tabletlik formları çıkarıldığı zaman die. Bildiğiniz gibi SGK yasasının bazı maddeleri Anayasa mahkemesiğer ilaçlar ne olacaktır? İşte Bakanlığımızdan bu sorunun cevabını bekliyoruz.

Öte yandan söz konusu uygulamada dikkatinizi çekmek istediğim bir önemli konu da tasarruf adı altında yapılacak bu uygulamanın, gerçekten tasarruf sağlayıp, sağlamayacağıdır. Uygulamaya geçildiğinde; ambalajlar küçülecek, fiyatları düşecek ama hasta en fazla 1 hafta ya da 10 gün bu ilacı kullanabilecek. Peki, sonra ne olacak? Hasta tekrar hastaneye gidecek, sıra bekleyecek ve ilacı yeniden yazdıracak. Yani bir ilacı bir ay kullanması gereken hasta yaklaşık 3 ila 4 kez aynı prosedürü tekrarlayacak. Bu da hastanın ve doktorların iş gücü ve zaman kaybına, ayrıca eczane ve hastanelerde yığılmalara sebep olacaktır. Bunun yanı sıra; kağıt, kırtasiye masrafları, yol giderlerini ve tedavi masraflarını da bu hesaba katarsak, görünen o dur ki bu uygulama bir yandan tasarruf yapılırken öbür taraftan yine maddi manevi kayıplara yol açacaktır. Eğer gerçek amaç ülkemiz insanının sağlık ise yöntemler artık bir seferlik, kalıcı ve bilimsel olmak zorundadır" açıklamasında bulundu.

Reklam
Reklam

Vatandaşlara ilacın ne olduğu, nasıl kullanılacağının çok güzel anlatılması gerektiğini savunan Nurten Saydan, bunun içinde doktor ve eczacılara büyük görev düştüğünü söyledi. Ulusal ilaç politikası oluşturulmasını ve akılcı ilaç kullanımının yaygınlaştırılmasını isteyen Saydan, tedaviye yönelik olarak düzenlenen tedavi protokollerine ve buna bağlı olarak çıkarılan Bütçe Uygulama Talimatlarına ihtiyaç bulunduğunu kaydetti.

Saydan sözlerini şöyle noktaladı:

"Bunları yapabilmek içinde bu ülkede sorunlarla bire bir muhatap olan doktorların ve eczacıların görüşleri alınarak, yapılacak düzenlemeler ortaklaşa hazırlanmalıdır. Bunlar yapıldığı zaman, sağlık sorunları ve masrafları olması gereken düzeye çekilecektir. Bizler ülkemizi seviyoruz, vatandaşlarımıza hizmet etmek istiyoruz. başka bir Türkiye yok bununda farkında olduğumuz için 2 yıldır sabrettik. Dünyanın hiçbir yerinde ilaçsız ve eczacısız sağlık hizmeti sunulan bir model bulunmamaktadır. bu yüzden lütfen sesimize artık kulak verilsin ve bu sözlerimize vaatlerle cevap verilmesin, icraatlarla hayata geçirilsin"

Reklam
Reklam