Deyim yerindeyse bir siyasi parti lideri gibi olun ve sürekli vaatlerde bulunun. İş gerçekleştirmeye geldiğinde ise sürekli bahaneler uydurun. Siz iyisiniz ama çevreniz kötü; bugün zemin koşulları vaatlerinizi gerçekleştirmeye uygun değildi; hakemi satın almışlar; hoca bana taktı...derken bir iki yıl hatta karşınızdakinin saflık derecesine göre bir kaç on yıl idare edebilmeniz mümkün. Tabi sevdiceğinizin dırdırına dayanabilirseniz. Zira kadın milletindeki fil hafızası artık yedi cihanın malumu. Sizin gerçekleşmek bilmeyen ilişki vaatlerinize karşı kontra atak geliştirecek olan sevdiceğiniz, kuvvetle muhtemel beyninizi ekmek arası yiyecektir. İşte size tadından yenmeyecek bir ilişki.
Ayağınız taşa mı takıldı; yatağın solundan mı yoksa ortasından mı kalktınız? Fark etmez. O hayatınızda olmasa, muhtemelen bunların hiç biri başınıza gelmez, sizi bulmazdı. Bir düşünün! Yaptığınız fedakarlıkları, içinizin gidip de gidemediğiniz seyahatleri, görüşemediğiniz insanları, dolaylı ya da dolaysız onun yüzünden vazgeçmek zorunda kaldıklarınızı...Bu aşk size pahalıya mı patladı ne? Patlayan sadece bu da değil; karşınızdakinin vaatleri de patladı. Sizin aşkın karşılığı, karşılıksız çek çıktı. Her hayalinize denk gelecek şekilde en az bir hayal kırıklığınız varsa; durmayın kan davasına dönüştürün olayı! Suçlayın, suçlayın, suçlayın.
İlişkiyi çıkmaza sokacak olan en büyük silah, surat asmaktır. Karşınızdaki sizi neşelendirmek için şekilden şekle girerken, mümkünse siz duvar gibi olun. Ayrıca sizde hava parçalı bulutluyken, sevgilinizdeki de nasıl bir hadsizlik böyle? Siz mutsuzsanız, tüm gezegen kan ağlamalı, tüm çiçekler solmalı, gök gürleyip, şimşek çakmalı, bayraklar yarıya indirilip, ulusal yas ilan edilmelidir. Güldürmeye çalışmak da neymiş! Hem zaten sizi üzen de bizzat kendisi. Bu yanına mı kalacak? Müebbet asık surat ile cezalandırın.
İdeal bir ilişkinin formülü 'iki dinle bir konuş' ise şayet; bir ilişkiyi mahvetmenin yolu da, mütemadiyen konuşup asla dinlememekten geçer. Sevgilinizin her davranışını yılmadan, yorulmadan yanlış anlayın. Savunmaya mı geçiyor garibim; basın kalayı cilalansın. Mis! Karşınızdaki bir süre sonra size laf anlatmaktan yılacağından; konuşma hızından daha hızlı bir şekilde birbirinizden uzaklaşacaksınızdır.
Boy verin ki; bakalım ilişkide seviye ne boyutta? Sizli, bizli hitaplarla saygıda muassır medeniyetler seviyesindeyseniz şayet; anında seviyeyi 'yeni başlayanlar için ilişki mahvetme' şeklinde güncellemelisiniz. Bugünler için geliştirdiğiniz argonuzdan bir potbori yaparak, düne kadar 'aşkım, balım, böceğim' diye seslendiğiniz sevgilinize, asker arkadaşınızmış gibi davranmaya başlayabilirsiniz. İki insan arasındaki saygıyı dinamitleyen bir taktik olarak seviyesizlik, ilişki mahvetmenin altın kurallarındandır.
Sevgilinizle baş başa bir yere mi gittiniz? Sevgiliniz dışında her yere bakın. Söz konusu karşı cins ise başınız ayrı, mümkün mertebe gözünüz ayrı oynasın. Sevgiliniz bir şey anlatırken ona değil, arkasına bakın. Uzun uzun bakın. İlişkinizin mahvolması bakışlarınızdan kısa sürecektir. Hele ki bir de etrafa laf falan atarsanız, sizden öküzü, sizden iğrenci az bulunur. Bizden söylemesi.
Sms ziliniz olur olmadık zamanlarda evde yankı yapsın. Gecenin körü, sabahın bir vakti demeden şüpheli telefonlar gelsin. İşte alın size on numara kriz sebebi. Ha bir de, telefon geldiğinde kalkıp konuşmak için uzaklara gidin; mesajlar için de ışın kılıcından hallice koruma kalkanları koyun telefonunuza. Şimdi de kalkıp dua edin, uykunuzda sizi boğmaması için! Bu nedenle tavsiyemiz, bu taktiği tadında bırakmanız. Taktik değil bayağı real bir aldatma söz konusuysa da, inşallah iyi bir boşanma avukatınız vardır. Neticenizdeki donu kaptırmamak için elbet.