İlk Başkan Recep Tayyip Erdoğan

Başlık kimilerini kızdırabilir ama sevelim sevmeyelim şunu kabul etmeliyiz ki on bir yıllık iktidarı ve rakiplerinin tersine giderek arttırdığı oy oranıyla tahmini en az bir dönem daha ülkemizi yönetecek olan Başbakanımızın Cumhurbaşkanı olmasını engelleyecek bir ortam halihazırda mevcut görünmüyor. Peki neden Cumhurbaşkanı değil de ülkemizin ilk Başkanı olmak istiyor?

Ben Başbakanımızın başkanlık konusunda kişisel ihtiraslarının olduğunu düşünmüyorum. Bunu Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanlığı için ismini açıklarken göstermişti. Siyasi hayatı boyunca seçim kaybetmemiş bir insan, istese Cumhurbaşkanı da olurdu. Ama bugünkü yönetim anlayışıyla, cumhurbaşkanlığı sistemiyle çözülemeyen problemlerin başkanlık sistemiyle çözüleceğine inandığı için ısrarlı davranıyor. Ülkemiz tarihinde dönem dönem yaşanan istikrarsızlıkların önüne başkanlık sistemiyle geçileceğini düşündüğü kanaatindeyim.

Türkiye tarihinde “İlk başkan Recep Tayyip ERDOĞAN” ibaresi bazılarında şimdiden ülsere sebep olabilir ama memleketimizin geleceği, refahı, birlik beraberliğimiz söz konusu olduğunda şahıslara takılmamak lazım. Şahsen tarihimizde benim de adını görmekten lezzet almadığım şahsiyetler yönetimi elinde bulundurmuşlar. Altı yüz yıllık Osmanlı ve neredeyse yüzyıllık Cumhuriyet tarihinde bu memleketi yönetenlerin hepsi evliya mıdır Allah aşkına? Hazımsızlık yapıp meseleyi kişiselleştirmemek gerekir.

Başkanlık sistemi nedir ne değildir bilmeden o istiyorsa kötüdür mantığı bu memlekete hayır getirmez. Geçenlerde eşi başörtülü ve kamu çalışanı bir yakınım Başbakanımızın Anayasa restini “referanduma gidelimde, hayıra nasılda basacağım bir görsün” diye yorumladı. Dedim “sen değil miydin anayasa değişmeli, kamuda başörtüsü serbest olmalı diyen, bu nasıl olacak?” Taassuba bakar mısınız? Başkanlık sistemine de taassupla yaklaşmak memlekete hayır getirmez.

Ülkemiz gündemine yeni düşmüyor başkanlık sistemi. Zaman zaman yaşanan istikrarsızlıklar, zayıf icranın güçlendirilmesi, koalisyon hükümetlerinin çözüm üretememesi ve merkeziyetçi yönetim anlayışı başkanlık sistemi taleplerinin dillendirilmesine sebep oluyor. Günümüzde terör meselesinin çözümünü sağlayacak ipucu da başkanlığın elinde görünüyor. Ülkeyi bölmeden yerinde yönetimlerin güçlendirilmesi başkanlık sistemine dikkatleri çekiyor.

Pekiyi, nedir bu başkanlık sistemi? Başkanlık yasama, yürütme ve yargı organları arasında kesin bir ayrıma ve dengeye dayanan, yasama ve yargı organlarının demokratik denetimi içinde, yürütmenin iktidar olanaklarını genişleten bir hükümet sistemidir. Dünyada başkanlık sistemi ülkelerin tarihi, kültürel yapısı, ekonomik durumuna göre farklı şekillerde görülmektedir. Afganistan, Amerika Birleşik Devletleri, Arjantin, Azerbaycan, Belarus, Bolivya, Brezilya,Dominik Cumhuriyeti, Endonezya, Ermenistan, Ekvator, El Salvador, Filipinler, Guatemala, Güney Kore, Haiti, Honduras, İran, Kazakistan, Kenya, Kıbrıs, Kolombiya, Kosta Rika, Liberya, Meksika, Nikaragua, Nijerya, Panama, Paraguay, Peru, Seyşeller, Sierra Leonei, Sri Lanka, Sudan, Surinam, Şili, Tanzanya, Türkmenistan, Uganda, Uruguay,Venezuela ve Zambiya başkanlık sistemi ile yönetiliyor. her birinde sistem kendine uygun farklı yapıda. Türkiye şartlarına uygun bir sistem pekala geliştirilebilir.

Başkanlık sisteminde başkan, halk tarafından doğrudan ve dolaylı olarak belirli bir süre için seçilir. Bu süre hiçbir biçimde parlamento tarafından kısaltılamaz ve feshedilemez. Kuvvetler ayrılığı kesin bir biçimde uygulanır. Devlet organlarının eşgüdüm içinde aksamadan çalışması için fren ve denge sistemiyle organların yetki ve güçlerini kötüye kullanmaları engellenir. Hükümet üyeleri başkan tarafından seçilir ve azledilir. Başkan hükümet üyelerinin düşüncelerine uymak zorunda değildir. Hükümet üyeleri yasama organı içinden Başkan tarafından seçilebilir ancak seçildikten sonra yasama organı üyeliklerini sürdüremezler. Devlet başkanı, hükümet başkanı ayrımı yoktur. Başkan görevi ile ilgili işlerden dolayı sorumsuzdur.

Buradan çalar, çırpar, batırır kaçar endişesinin cevabını Ak Parti’nin önerdiği başkanlık sistemi modelinde buluyoruz. Bu modelde “Başkanı düşürme mekanizması olmayacak. Halka karşı sorumlu olduğu için seçime kadar bekleyecek. Soruşturmayla erken seçimlere gidilmesini öngören empeachment mekanizması gelecek. Eğer başkan suç işlediyse bu sistem devreye girecek. Yüce divana benzer bir kurul olacak. Suç işlediği takdirde başkan cezasız kalmayacak.” Deniliyor.

Geleceğin Büyük Türkiye’si için, birlik, beraberliğimiz ve bütünlüğümüz için, istikrarlı, güçlü bir yönetim anlayışı gereklidir bu başkanlık sistemi olur ya da mevcut yapının düzenlenmesiyle olur ben bilemem ama acil olarak Yeni Anayasa çıkarılmalı ülkemizdeki muallak konular çözüme kavuşmalıdır. Artık daha fazla kaybedilecek vaktimiz, canımız, malımız yoktur, bu meseleler taassuba kapılmadan çözülmelidir.