Başbuğ “Eğer devam eden davalarda 'suçlananların büyüdüğü', 'adaletin ise küçüldüğü' görülüyorsa; yetkililer bunlara 'sıradan olay' gibi bakamaz. Çıkar ilişkilerindeki dengeleri korumak için bu vahim durumu görmemekte ısrar edenler en azından vicdanen nasıl huzura kavuşabileceklerdir?” dedi.
İlker Başbuğ savunmasında şu noktalara değindi:
“-Benden savunma yapmamı mı istiyorsunuz? Böyle bir dava sebebiyle karşınıza çıkarılmış olmam, benim için cezaların en büyüğüdür! Bu zeminin sallanması durumunda toplum belirsizlik duygusuna kapılır, yarınlarına ilişkin güvensizlik ve emniyetsizlik duymaya başlar.
-Yaşanılan ülkedeki adalet sistemi ve uygulamaları da ülkenin zeminini, temelini oluşturur. Bizim şerefimiz ve onurumuz, yaşadığımız adaletsizlikler karşısında bizim en büyük gücümüzdür, silahımızdır.
-Bugün 457 emekli ve muvazzaf asker tutukludur. Çeşitli davalarda 2000 civarında askerin ismi geçmektedir. Bunu bir tesadüf olarak görmüyorum.
-Burada bazı düşünce ve değerlendirmelerimi, tarihe not düşmek üzere ifade etmeyi, bir görev olarak kabul ediyorum; Bu mütalaaya hiçbir itibarım yoktur. Bu konuda size söyleyeceğim başka bir şey yoktur. Eğer bir ülkede; bir Genelkurmay Başkanı görevi başında iken, aynı zamanda terör örgütü yöneticisi olmakla da suçlanabiliyorsa, Eğer devam eden davalarda 'suçlananların büyüdüğü', 'adaletin ise küçüldüğü' görülüyorsa; yetkililer bunlara 'sıradan olay' gibi bakamaz.
-Çıkar ilişkilerindeki dengeleri korumak için bu vahim durumu görmemekte ısrar edenler en azından vicdanen nasıl huzura kavuşabileceklerdir?
Her zaman doğruların yanında olduğum ve hareket ettiğim için vicdanım rahattır. Gerçekleri bugün olmasa da tarih haykıracaktır. Tarih sussa, hakikat susmayacaktır. Eğer, internet andıcı adlı sanal davanın asıl amacı Genelkurmay Başkanına yani bana ulaşmak ise, silah arkadaşlarımı bırakınız, gitsinler. Ne yapacaksanız, bana yapınız. Buradayım. Dimdik ayaktayım.”