İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, gündemle ilgili değerlendirmelerini paylaşmak üzere kameraların karşısına geçti. İmamoğlu İstanbul'da özellikle Esenyurt'u ağır vuran sel sırasında tatilde olduğunu ortaya çıkmasının ardından kendisine gelen tepkilere cevap verdi. İmamoğlu İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun çizmeli fotoğrafına değinerek tepki gösterdi ve "Bu süreçte 'çizmeni giy, alanda fotoğraf ver' diye çok sayıda iyi niyetli tavsiye telefonu almadım değil" şeklinde konuştu.
İmamoğlu'nun konuşmasından satır başları şu şekilde:
Öncelikle Datça'ya ve Çeşme'ye geçmiş olsun. İBB olarak tüm sorumluluk duygumuzla her yerde olduğumuz gibi şu anda da Datça ve Çeşme'de 60 personelimiz ve 12 aracımızla orada destek oluyoruz, katkı sunuyoruz. Daha fazla ihtiyaç duyulduğunda elbette ekibimizi de sayımızı da artıracağız.
Yağış gece yarısından sonra şiddetini arttırmıştı. Gelişmeleri anbean takip ettim. Sabah saat 03.30 itibarıyla konferans sistemli görüşmeler yaparak gelişmeleri ekibimizle birlikte yönettik. Ne yazık ki son yıllarda Türkiye'de pek çok alanda işlerin normalinden saptığını yaşamaktayız. Mevcut iktidarın uygulamaları nedeniyle dejenere bir olgu ortaya çıktı: Tüm alanlarda 'tek adamlık' anlayışı ve bu anlayış yaygın bir hale getirilmek isteniyor. Kendi akıllarıyla değil, hep o 'tek adam' dediği neyse onun için harekete geçiriliyor.
Şov yapmaya değil, sorunu çözmeye uğraştık ve gerçekten sorunu çözdük. Yaratılmaya çalışılan suni gündeme bakarsak 3 bin 200 çalışanımızın hiçbir emeği yok.
İBB'de kahraman bir kişi değildir, hiçbir zaman olmayacak. İBB'de kahraman koca bir ekiptir. Keşke İmamoğlu'nun elinde sihirli değnek olsa, olay yerine gelip oradaki sorunu anında çözse. Ama böyle şeyler Hollywood filmlerinde olur, bir de basına fotoğraf vermek için çizme giyerek tek adam anlayışına hizmet etmek için iş yapma biçiminde olur.
Bu süreçte 'çizmeni giy, alanda fotoğraf ver' diye çok sayıda iyi niyetli tavsiye telefonu almadım değil. Ben çizmemi afet sonrası değil, gösteriş olsun diye değil, afet olduğunda vatandaşlarımız zarar görmesin diye öncesinde altyapı çalışması yaparken giyiyorum. Medyada fotoğraf vermek için değil, sorun olmasın diye 25 yıldır çözülmemiş altyapı sorunlarını çözmek için sahada giyiyorum.
İstanbul'da 2-2.5 yılda 10.2 milyar liralık İSKİ sadece bu baskınlar engellensin diye yatırım yaptı, yapmaya devam ediyor. O yağmur 3 yıl önceki İstanbul'a yağsa aradan bir hafta geçtikten sonra bile hala selde kaybolmuş insanlarımızı arar olurduk. O gün 25 yıldır olduğu gibi denizle karanın birleştiğini görürdük. Hangi semt olduğunu benden daha iyi biliyorsunuz. Biz bütün bu görüntülerin yaşanmaması adına tümden ortadan kaldırmış aklın, tekniğin, bilimin yolunda yürüyen kocaman bir aileyiz.
Teşbihte hata olmaz; ortada bir cinayet var, zanlı elini kolunu sallayarak ortada geziyor, kurtarıcı bir de poz veriyor, herkes onun suçlu olduğunu biliyor ama her nedense maktulü yaşama döndüren suçlanıyor. Bu nasıl vicdandır?
Biz işbaşı yaptığımız günden itibaren bu şehrin kangren olmuş sorunlarını çözmeye odaklandık. İsrafa son vererek bir avuç insana akıtılan paraları iş yapmaya ayırıp sizlere hizmete odaklandık.
Benimle uğraşmaya, bana tuzak kurmaya devam edecekler. Benim derdim İstanbul'un en başarılı, en hizmetkar ve en demokrat belediye başkan olmak. Oy vermeyen ilçelere metro götürmemeyi marifet sayan, ziyaret bile etmeyenler İstanbul'dan silindi ve gitti. Bir partiye üye olmadan, bir partinin referansı olmadan iş bulamama dönemi kapandı. Öyle bir silinme ki bu, bir daha da bu makamlara gelemeyecekler. O partizan kafa asla bizim karşımızda galip gelemeyecek. Ben oy verene de vermeyene de hizmeti vazife kabul eden bir insanım.
İmamoğlu basın toplantısının soru-cevap kısmında 15 Temmuz'a da değinirken şunları söyledi:
“Cumhurbaşkanının Saraçhane’de bir toplantı yapma kararını ilanlardan gördüm. Bana henüz davet edilme nezaketinde bulunulmadı. Dolayısıyla ben davet edilmedim. Ben Cumhurbaşkanını defalarca Saraçhane’ye davet ettim. Muhtemelen gelemediği için bunu başka bir vesileyle yarın burada buluşma ilan ettiğini düşünüyorum. Ben de acaba Saraçhane’ye gelir de kendisinin de görev yaptığı Saraçhane’ye uğrar mı diye davet edilmesem de aynı saatlerde burada kendilerini bekliyor olacağım. Bir kahvemizi, çayımızı içmesini diliyorum. 15 Temmuz gibi günleri tekrar yaşamamayı milletimiz adına temenni ediyorum.”