İmar Bankası davası'nda ek rapor

İSTANBUL (İHA) - İmar Bankası'nın zarara uğratılmasına ilişkin davada, bankada mevzuattan sorumlu genel müdür yardımcısı olarak çalışan ve 2001 yılında istifa ederek bankadan ayrılan Mustafa Tunçseper, tanık olarak dinlendi. Bilir kişi tarafından ek bir rapor hazırlanmasına karar veren mahkeme heyeti, duruşmayı erteledi.

İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada, tutuklu sanıklar Erol Gürbaş, Hilmi Başaran, Bahattin Uzan, Mustafa Akar, Tacettin Pak, Yeşim Öztürk ve Sadık Karagöz hazır bulundu. Duruşmaya ayrıca, 6 tutuksuz sanık ve sanık avukatları da katıldı. Duruşmada, İmar Bankası'nda mevduattan sorumlu genel müdür yardımcısı olarak görev yapan ve 2001 yılında istifa ederek bankadan ayrılan Mustafa Tunçseper, ifadesinde, mevduatta çalıştığı sırada, GM04 ekranını bankanın mevduatının tamamının kendi servislerinden görme imkanlarının olmadığını belirtti. Servistekilerin böyle bir görev ve sorumluluğunun da bulunmadığını kaydeden Tunçseper, "Mevduat servisimizde toplam mevduatla ilgili herhangi bir takip söz konusu değildi. Bunlar, bilgisayar ekranında görülmezdi. Servisimizde günlük mevduat giriş çıkışları takip ediliyordu. BDDK ve diğer resmi kuruluşlara verilen bilgiler bizden geçmiyordu. Bu nedenle günlük giriş çıkışlarının toplam miktarını bilmemize rağmen, toplam mevduatı bilmemiz mümkün değildi" dedi.

Reklam
Reklam

Tunçseper ayrıca, şubede açık istismarla ilgili olarak hesap kapatılması sırasında veya daha önceden hesap cüzdanının aslının veya fotokopisinin müşteriden alınması diye bir şeyin söz konusu olamayacağını, çünkü bu durumun suistimale neden olabileceğini söyledi. Müşteriye ait hesap cüzdanlarının veya fotokopilerinin şubede bulunmamasını şube yetkililerine bildirdiklerini belirten Tunçseper, "Yönetim kurulu üyelerinin servislerimize müdahalesi söz konusu değildir. Böyle birşey sormamız da mevzuatımıza aykırıdır" diye konuştu.

Bankada çifte kayıt olayına tanık olmadığını söyleyen Mustafa Tunçseper, "Şubelerden bize mevduatlarla ilgili olarak, işlem yapılması istendiğinde biz sistemimizdeki bilgisayardan şubenin ekranına giriyorduk. O şubeden de ilgili müşterinin hesabına giriyorduk. Ne kadar hesap açılmışsa, o kadar rakam görünüyordu. Bu açtığımız ekran tamamen şube ekranıdır. Yani biz genel müdürlükten şubenin kullanmakta olduğu ekran bilgisine giriyorduk. Hesaplarda herhangi bir farklılık görmedim" ifadelerini kullandı.

Reklam
Reklam

Kendisininde mağdur olduğunu söyleyen Tunçseper, "Off-shore mevduat hesabım vardı ve 213 milyarım gitti. Bir tereddütüm olsaydı, bu parayı mutlaka çekerdim" dedi.

Görev yaptığı sırada, çalışanlarla çalışmayanları ayırt ettiğini, çalışanlara biraz daha fazla prim vermek amacıyla şube mevduatlarını takip etmek istediğini ve bu durumu Sadık Karagöz ve Hilmi Başaran ile defalarca görüştüğünü belirten Tunçseper, mevduatın bilinmesinin uygun olmadığını ve bu nedenle böyle bir bilginin kendisine verilemediğini anlattı.

Daha sonra sanık avukatları söz alarak, bilir kişi tarafından hazırlanan icmal raporunun hatalı ve çelişkilerle dolu olduğunu belirterek, yeniden bilir kişi incelemesini yapılmasını istedi. İstanbul Cumhuriyet Savcısı, tutuklu sanıklardan Yeşim Öztürk'ün tutuklu kaldığı süre göz önünde bulundurularak, tahliyesine karar verilmesini istedi.

Mahkeme heyeti, bilir kişi tarafından ek bir rapor hazırlanmasına karar vererek, duruşmayı ertelerken, Yeşim Öztürk ile birlikte diğer tutuklu sanıkların da tutukluluk halinin devamına karar verildi.

Reklam
Reklam