Seyhan Ziraat Odası İkinci Başkanı Cahit İncefikir, toprak varlığının gelecek için alarm verdiğini, Türkiye’nin her yıl 500 milyon ton verimli toprağını kaybettiğini söyledi.9-15 Kasım’ın Erozyonla Mücadele Haftası olduğunu belirten İncefikir, toprağı korumaya yönelik yeni yaklaşımlar tercih edilmediği takdirde 2050’de küresel düzeyde kişi başına düşen ekilebilir ve verimli arazinin 1960’taki düzeyin dörtte birine ineceğini belirtti. İncefikir, "Yaşam kaynağımız topraklarımızı kaybediyoruz. Dünyada ve Türkiye’de sürekli artan nüfusun doyurulabilmesi için toprakların ve verimli tarım arazilerinin korunarak amacına uygun kullanılması zorunludur. Türkiye, içinde bulunduğu coğrafi konum, iklim, topografya, jeolojik yapı ve toprak şartları sebebi ile erozyona karşı oldukça hassastır. Bu yüzden insanların tabiata olan yanlış müdahaleleri ve tabii varlıkları aşırı kullanımı erozyonu daha da artırmaktadır" dedi.Türkiye’de her yıl 500 milyon ton verimli toprağın kaybedildiğini belirten İncefikir şöyle devam etti:"Türkiye topraklarının yüzde 90’ı su erozyonu, yüzde 1’i de rüzgar erozyonuna maruz kalmaktadır. Tarım topraklarında bu oran su erozyonu için yüzde 75 civarındadır. Türkiye’deki erozyon sonucunda yılda 500 milyon ton verimli toprak kaybedilmektedir. Doğal şartlarda gerçekleştiğinde kaybedilen verimli topraklar, doğal döngü çerçevesinde telafi edilebilmektedir. Erozyon bilinçsizlik ve insan etkisiyle telafi edilemez boyutlara ulaşabilmektedir. Erozyonun etkisi sebebiyle kaybedilen verimli topraklar tarımsal üretim kapasitesinin düşmesine sebep olmaktadır. Erozyonun oluşması doğal faktörler ile gerçekleşmekte ancak erozyonun telafi edilemez zararlara sebep olması, insanların bu faktörleri hızlandırmasıyla gerçekleşmektedir."En çok erozyon Asya Kıtası’ndaDünyada en çok erozyonun Türkiye’nin de içinde bulunduğu Asya Kıtası’nda yaşandığını belirten İncefikir, "Dünyada erozyon sebebiyle 110 ülke çölleşme tehlikesi ile karşı karşıyadır. Erozyonla ilgili veriler incelendiğinde, dünyamızın ciddi erozyon tehlikesiyle karşı karşıya bulunduğu açıkça görülmektedir. Dünyada en çok erozyon Türkiye’nin de içinde bulunduğu Asya Kıtası’nda görülmektedir. Gerekli tedbirler alınmadığı takdirde, erozyonun şiddetinin gittikçe artacağı ve buna bağlı olarak dünyamızın hızla çölleşeceği ve kırsal fakirliğin giderek artacağı sonucu çıkmaktadır. Tarımda kullanılan alanların yüzde 70’i özelliklerini kaybederek dünya genelinde toplam kara üzerinde yüzde 30 civarında çölleşmeye sebep olmuştur. Dünyada erozyon sebebiyle çölleşme tehlikesi bulunan 110 ülke bulunmaktadır. Bu çerçevede Birleşmiş Milletler (BM) Çevre Programı tarafından yapılan hesaplamalarla, dünyada çölleşme ve erozyonun önüne geçebilmek için yılda 42 milyar dolar harcanması gerektiği öngörülmüştür" diye konuştu.Erozyonun önlenebileceğini belirten İncefikir, açıklamasını şöyle sürdürdü:"Erozyonla mücadele için, toprağa örtücü bitkiler ekilmelidir. Damla sulama benzeri uygulamalara öncelik verilmesi verimli topraklarda erozyonu önler. Toprak sürümünün en aza indirilmesi, çok çeşitli ürün ekilmesi, mono-kültür tarım yapılmaması gerekmektedir. Atmosfere en büyük sera gazını salan alan olan sentetik gübre ve tarım kimyasalları yerine organik gübre kullanılması ve kompost üretilmesini öneriyoruz. Mera ve ormanların korunması ayrıca anız yakılmaması gerekmektedir. Toprak üzerindeki ölü bitkilerin toprağa dönmesine izin verilmesi, böylece, bitkilerin depoladığı karbonun toprağa dönerek hem toprağı örtmesinin sağlanması hem de karbonun atmosfere dönmesinin engellenmelidir."
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz