İnegöl'de Sirk Heyecanı

Türkiye’nin ilk sirk sanatları kuruluşu olan Avrasya Gösteri Sanatları Merkezi, Bursa'nın İnegöl ilçesinde vatandaşlarla buluştu.

İnegöl AVM’ye kurulan ısıtmalı sirk çadırında başlayan gösteriler 17 Mart Pazar gününe kadar devam edecek. Tiyatro sanatçısı Servet Yalçın’ın önderliğinde kurulan SİRKİSTANBUL, ip cambazlığı, parendebazlık, ateşbazlık, akrobatlık gibi yüzyıllarca İstanbul’dan tüm dünyaya yayılan seyirlik sanatlardan örnekler sunuyor. İki seans halinde gerçekleştirilen SİRKİSTANBUL'da görev alan ekiplerin gösterileri nefes kesti. İnegöllü ailelerin ilgi gösterdiği gösterilerde, izleyiciler arasından gönüllü olarak vatandaşlar ve çocuklar da görev aldı.

İp cambazlığı ile start alan gösterilerde nefesler tutuldu. İp cambazları ellerinde 4 metre uzunluğundaki metal çubukla ip üzerinde yürüyerek dans etmeleri ile yer çekimine meydan okudu. Cambazların gözlerini kapayıp ip üstünde yürümeleri ise yürekleri ağızlara getirdi. Parendebazların gösterileri ise 'bu kadar da olmaz' dedirtti.

Topluluğun kurucusu Servet Yalçın, “Kadim Anadolu medeniyetleri ve Orta Asya kültürlerinden Osmanlı'ya, 16. yüzyıldan itibaren de İstanbul’dan bütün dünyaya yayılan seyirlik sanatlarımız, dünya sirklerinin kurucu unsurları ve bugünkü modern sirklerin öncülleri olmuşlardır. Tüm dünya ülkeleri bu mirası koruyup geliştirirken, bizim sessiz kalmamız elbette düşünülemez. Bugün sirk sektörünün lider ülkesi olan İtalya, bugünkü sirk anlayışı ile ilk kez Venedik karnavalının açılışına katılan Osmanlı cambazları ve akrobatlarının yaptığı gösteriler ile 1548 yılında tanıştı. O gösterilerin hatırasına karnavalın açılış seremonisinin ismi bugün bile hala ‘Türk uçuşu’ olarak adlandırılmaktadır. 1600’lü yıllarda, 30 yılda bir gerçekleştirilen dünyanın ilk sirk olimpiyatlarında, tüm dünyanın usta cambazları, Ankara yakınlarındaki Zir vadisinde 75 metre yükseklikteki kayalıklara gerilen iplerde yapılan gösterilerle birbirlerini sınarlar ve mesleki üstatlarını seçerlerdi. Başta İstanbul olmak üzere, Anadolu’nun tüm bölgelerinde, belli sürelerle tekrarlanan bu gösteriler çok köklü bir kültür birikimi oluşturdu. Ancak özellikle Tanzimat sonrası bu mirasa sahip çıkılamamasıyla bu kadim sanatın ustaları Avrupa’ya ve Amerika’ya geçerek ilk sirklerin kurucu unsurları oldular. Yurt dışındaki birçok müzede Osmanlı akrobasi gruplarına ait yüzlerce resim ve fotoğraf bulunmaktadır. Bu sanatların yeniden kazandırılması, kaçırılan tarihi eserlerin yeniden yurda getirilmesi kadar önemlidir. İşte SİRKİSTANBUL projesini bu kültürel mirasımıza sahip çıkmak için başlattık. Bu projeyi Anadolu’yu karış karış gezen köklü bir geleneği ve sürdürülebilir bir şenlik kültürünü yeniden canlandırmak için oluşturduk. Türkiye’de 12 yıl önce hiç sirk yokken, yıllardır bu alanda sürdürdüğümüz istikrarlı çabalarımızın sonucu olarak, bugün neredeyse gitmediğimiz ilçe dahi kalmadı. Bu proje, modern toplumda geçmişle geleceği birbirine sanatla bağlayan kültürel bir köprü görevi görmektedir” dedi.