İnek sütü ile beslenen bebeklerde ani ölüm görülebilir

Anne sütü ve emzirmenin önemini vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Nurten Elkin, inek sütünün anne sütünün alternatifi olmadığını dile getirerek, “Süt çocukluğunda en önemli alerjik besin inek sütüdür. Ani bebek ölümleri, diş çürümeleri, orta kulak iltihabı, büyüme ve gelişme gerilikleri inek sütü ile beslenenlerde sık karşılaşılan sorunlardandır” dedi.

Bebeklerin ilk 6 ay sadece anne sütü almasını ve 24 aya kadar ek besinlerle anne sütünün devam edilmesi gerektiğini söyleyen İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ) Çocuk Gelişim Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Nurten Elkin, “Annenin ilk sütü bebeğin ilk aşısıdır. Ağız sütü ya da kolostrum adı verilen ilk süt genellikle sarı renkte ve kıvamlıdır. Besleyici ve hastalıktan koruma özelliği bulunduğu için her bebeğe mutlaka verilmelidir” diye konuştu.

“Ek besinlere erken geçmek sorun yaratıyor”

Annenin yeterince sıvı, besin alması ve dinlenmesinin çok önemli olduğunu dile getiren Elkin, “Duygusal yaklaşımlarla bebeğin doymadığına karar vererek ek besinlere erken geçmek, beraberinde birçok sorunu da getirir. İnek sütü anne sütünün seçeneği değildir” dedi.

Reklam
Reklam

Sütün bebeğe yetip yetmediğini anlamanın tek yolunun bebeğin kilo takibiyle yapılması gerektiğini ifade eden Elkin, “Süt çocukluğunda en önemli alerjik besin inek sütüdür ve yakınmalar genellikle ilk 2-3 ayda görülür. Çoğunda kusma, ishal ve karın ağrısı görülür. Genellikle inek sütü ile beslenenlerin bağırsaklarında mikro kanamalar oluşur ve bu da demir eksikliğine neden olur. Ani bebek ölümleri, diş çürümeleri, orta kulak iltihabı, büyüme ve gelişme gerilikleri inek sütü ile beslenenlerde sık karşılaşılan sorunlardandır” diye konuştu.

Annelerin bebeklerini emzirmeye başlaması ile hipofiz bezinden süt yapımını sağlayan prolaktin adlı hormonun salgılandığını belirten Elkin, “Bebek ne kadar sık emerse, bu hormonun etkisi ile bir sonraki emzirmede o kadar fazla süt yapılmış olur. Annenin beslenmesi, dinlenmesi dâhil, hiçbir şey süt yapımını bebeğin emmesi kadar artıramaz” dedi.

“Doğumdan sonra anne bebek aynı odada kalmalı”

Her bebek için en ideal besinin kendi annesinin sütü olduğunu ifade eden Nurten Elkin, doğumdan hemen sonra anne ile bebek arasında kurulan ilişkinin de önemini vurguladı. Elkin, “Doğumdan sonra bebeğin anne ile aynı odada kalması emmesini kolaylaştırır. Normal doğum yapan her annede, doğumdan hemen sonra bebeğin annenin memeleri üzerine yatırılması, anne-bebek ilişkisinin hemen başlamasına, bebeğin huzurlu olmasına, emzirmenin başlamasıyla da sütün daha erken ve bol gelmesine neden olur. Sezaryenle doğumla, anestezinin etkisinin devamı ve annenin ağrılı olması gibi nedenler, sütün gelmesini bir süre geciktirirse de bebeği en kısa süre içinde annesine verip emzirmeye başlatılmalı. Anne sütü alan bebeğe D vitamininden başka bir şey verilmez. Sağlıklı her anne bebeği için yeterli süt üretebilir” diye konuştu.

Reklam
Reklam

“Bebek her istediğinde emzirilmeli”

Emzirmeye bir zaman sınırı koymanın doğru olmadığını belirten Nurten Elkin, “Gün içinde emzirme süreleri değişken olabilir. Beslenme sıklığı bebekten bebeğe değişir. Bebek her istediğinde emzirilmelidir. Anne sütü ilk aylarda bebeğin tüm gereksinimlerini karşılayacak bileşimdedir. Sindirimi kolaydır. Anne sütü gerekli tüm besinleri ve suyu yeterli miktarda içerir” dedi.

“Anne sütünün alternatifi yoktur"

Emzirmenin bebeklerin sağlıklı büyümesi ve gelişmesi için en uygun beslenme yöntemi olduğunu dile getiren Elkin, anne sütünün alternatifi olmadığını ve annelerin emzirmeye teşvik edilmesi gerektiğini dikkat çekti.

Elkin, “Emzirme, anne ve bebeğin sağlığı üzerinde çok özel biyolojik ve duygusal bir etkiye sahiptir. Bebeğin anne sütü ile beslenmesindeki başarı, annenin emzirmeye yönelik düşünce ve inanışlarına, annenin ve bebeğin sağlık durumuna, bebeğin doğduktan sonraki ilk saatlerdeki beslenme durumuna, sağlık personelinin laktasyonu sağlamaya yönelik prenatal ve postpartum girişimlerine ve annenin laktasyon dönemindeki beslenmesine bağlıdır. Tüm sağlık profesyonellerinin anneyi emzirme konusunda teşvik etmesi, başka bir besine yönlendirmemesi, doğum yapılan tüm kurumların doğum sonrasında anne ve bebeğin buluşmasını sağlayarak anne sütünün verilmeye başlanması, medyanın anne sütü ve bebek beslenmesi konusundaki mesajlarında dikkatli olması, anne sütünün alternatifi olduğu öne sürülen hiçbir besin maddesinin anne sütünün yerini kesinlikle tutamayacağının belirtilmesi anne sütünün özendirilmesi için son derece önemlidir” ifadelerini kullandı.

Reklam
Reklam