LONDRA (İHA) - İngiltere'nin başkenti Londra'da, geçtiğimiz hafta 3 ayrı yeraltı treninde ve 1 otobüste meydana gelen bombalı saldırılardan, Pakistan asıllı 4 İngiliz vatandaşının sorumlu tutulmasının ardından her geçen gün Müslümanlara yönelik tepkiler artıyor.
7 Temmuz'daki patlamalar sonrası 100'den fazla saldırının meydana geldiği ve saldırılardan birinde Pakistan asıllı birinin dövülerek öldürüldüğü açıklandı.
İngiltere Başbakanı Tony Blair'in sağduyulu olmaya çağırması ve saldırılarla ilgili olarak, "İslam dininin yanlış ve sapkın yorumundan esinlenen kişilerin düzenlediği eylemlerden bütün Müslümanların sorumlu tutulmaması" açıklaması yapmasına rağmen Müslümanlar, milliyetçi İngiliz halkının gözünde suçlu muamelesi görüyor.
Başörtülü bayanlar ve İslami beyaz elbise ve beyaz takke takan erkekler, Müslüman oldukları belli olduğu için korku duyuyor. Bombalı saldırıların ardından Müslüman dernekleri, özellikle kıyafetleri nedeniyle Müslüman olduğu anlaşılan bayanların, zorunlu kalmadıkça dışarıya çıkmamasını önermişti.
Bugün İngiltere'deki camilerde Cuma namazı nedeniyle aşırı güvenlik önlemleri alındı. Birçok polisin koruduğu camilerin etrafında saldırılara karşı güvenlik bariyerleri konuldu. Müslüman birlikleri ve Müslüman dernekleri yöneticileri sürekli geçtiğimiz hafta meydana gelen bombalı saldırıları kınadıklarını açıklarken, polis bu kez Müslümanların saldırılara hedef olmasından endişe ediyor.
Hintli ve Pakistan asıllıların yaşadığı White Chappel bölgesinde görev yapan bir polis yetkilisi, "İşimiz, tehdit altında gördüğümüz kişileri korumak. Bugün de bu nedenle buradayız" derken, İngiliz polisinin Müslümanlara yönelik olası saldırılar beklediği ve bu nedenle hazır olduğu gözlendi.
Blair ile görüşen İşçi Partisi milletvekillerinden Şahid Melik, İngiltere'deki Müslümanların, saldırıları kınadığını ve aşırı dincilerin, Müslüman gençleri kendi saflarına katmasına karşı mücadele edilmesi gerektiğini söylemişti.