Hakemli bilimsel dergi Scientific Reports'ta yayımlanan araştırmada bilim insanları, ölümü ve sonrasını simüle etmek için rutin beyin ameliyatları sırasında alınan beyin dokularındaki gen ifadelerini birçok kez analiz etti.
Analizler, bazı hücrelerdeki gen ifadelerinin ölümden sonra arttığını gösterdi. Bu "zombi genlerin" tek bir hücre türüne özgü olduğu anlaşıldı. Glia isimli bu hücreler, sinir hücrelerini sarmak, bunlara besin ve oksijen sağlamakla görevliydi.
Araştırmacılar bu hücrelerin ölümden sonra büyüdüğünü ve kol benzeri uzantılar geliştirdiğini keşfetti.
Makalenin yazarlarından Prof. Dr. Jeffrey Loeb, "Glial hücrelerin görevi oksijen yoksunluğu veya felç gibi beyin yaralanmalarından sonra atıkları temizlemek. Bu açıdan ölümden sonra büyümeleri çok da şaşırtıcı değil” dedi.
Loeb, keşfin yaratacağı sonuçların beyinde ölümden sonra meydana gelen aktivitelerin incelendiği araştırmalarda çok işe yarayacağını ifade etti.
Zira araştırmacıya göre otizm, şizofreni ve Alzehimer tedavilerine yönelik mevcut araştırmalar, ölümden sonraki hücre aktivitesini ve gen ifadelerini hesaba katmıyor.
Loeb, "Çoğu çalışma, kalp atmayı bıraktığında beyindeki her şeyin durduğunu varsayar. Ama böyle olmuyor" dedi ve ekledi:
İnsan beynindeki dokularla ilgili araştırmaları yorumlamak için bulgularımıza ihtiyaç duyulacak. Çünkü bu değişimler daha önce hiç ölçülmedi.
Araştırma ekibi, beyin dokusunu inceleme imkanları açısından önemli bir avantaja sahipti. Zira Loeb, epilepsi gibi bozuklukların tedavisine yönelik ameliyatlar sırasında dokularının saklanmasına rıza gösteren hastaların beyin dokularının depolandığı UI NeuroRepository isimli veri bankasını yönetiyor.
Doktorlar, epilepsiyi tedavi etmek için yaptıkları bazı ameliyatlarda, nöbetleri ortadan kaldırma amacıyla epileptik beyin dokusunu çıkarıyor. Ama genellikle tanı için dokunun tamamı gerekli olmuyor. Bu sayede bazı dokular bilimsel araştırmalarda kullanılabiliyor.
Araştırma ekibi işte bu dokular sayesinde analiz ettiği genlerin yaklaşık yüzde 80'inin 24 saat boyunca nispeten stabil kaldığını tespit etti. Bunlar arasında, genellikle temel hücresel işlevleri sağlayan ve "iç düzen genleri" diye nitelenen genler vardı.
Sinir hücrelerinde bulunan ve hafıza, düşünme gibi aktivitelere dahil olduğu bilinen başka bir gen grubu ise ölümden sonra hızla bozuldu. Loeb, bu genlerin şizofreni ve Alzheimer gibi bozuklukları çalışan araştırmacılar için önemli olduğunu söyledi.
"Zombi genler" diye nitelenen üçüncü gen grubu ise sinir hücrelerindeki genlerin azaldığı sırada aktivitelerini artırdı. Ölüm sonrası değişimlerin yaklaşık 12 saatte zirve yaptığı görüldü.
Loeb, "Bulgularımız iyi haberler veriyor" ifadelerini kullandı:
Artık ölümden sonra hangi genlerin ve hücre türlerinin kararlı kaldığını, hangilerinin bozulduğunu ve hangilerinin faaliyetlerini artırdığını biliyoruz. Bu sayede ölüm sonrasıyla ilgili beyin araştırmalarından elde edilen bulgular daha iyi anlaşılabilir.