İnsan Hakları İzleme Örgütü: Türkiye’de korku iklimi hakim

Washington merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Right Watch-HRW), 2016 yılına ilişkin raporunu yayınladı.

ABD ve Avrupa’da “halk yardakçısı liderlerin” temel hakların korunması için tehlikeli ve tehditkar bir durum oluşturduğu belirtilen raporda, 8 Kasım’da ABD başkanlığına seçilen Donald Trump’ın ve Avrupa’daki siyasi liderlerin "nefret ve hoşgörüsüzlük yayan, evrensel hakları reddeden tutumlarının insan hakları sistemini tehlikeye attığı" savunuldu.

Türkiye’ye de geniş olarak yer verilen 687 sayfalık raporda, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası gündeme gelen işkence ve kötü muamele iddialarına değinildi.

Reklam
Reklam

Türkiye'ye "OHAL’in açık çek anlamına gelmediği” uyarısı yapılırken, “Türkiye’de korku ikliminin hakim olduğu” savunuldu.

Türkiye’de darbe sonrası dönemde işkenceye karşı önlemlerin askıya alındığı belirtilen raporda, “15 Temmuz darbe girişimi sonrası yürürlüğe giren OHAL ile birlikte kanun hükmünde kararnamelerin hukuki güvenceyi zayıflatarak gözaltı ve tutukluluk koşulları ile kişi haklarını olumsuz etkilediği” belirtildi.

Raporda, “Rusya, Türkiye, Filipinler ve Çin'de güçlü ‘tek adam’ liderler, refahın ve güvenliğin güvencesi olarak, hesap verebilen yönetim ve hukukun üstünlüğü gibi ilkeler yerine kendi otoritelerini yerleştirdiler. İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne göre birbirlerine yakınsayan bu eğilimler, hukuksal temelleri karalayan ve gerçekçi analizlere dudak büken propaganda operasyonlarından da cesaret alarak, insanlık onurunu, hoşgörüyü ve eşitliği özendiren yasalara ve kurumlara doğrudan meydan okuyorlar” görüşü savunuldu.

Türkiye’de OHAL kapsamındaki uygulamalarda, “uykusuz bırakma, dayak, cinsel istismar, tecavüz girişimi” iddialarını içeren 13 olayın incelendiği yazılan raporda, söz konusu kişilerin ve avukatlarının adlarının güvenlikleri gerekçesiyle gizli tutulduğu açıklandı.

Reklam
Reklam

HRW Avrupa ve Asya Direktörü Hugh Williamson, “İşkenceye karşı önlemlerin askıya alınmasıyla, Türk hükümeti kolluk kuvvetlerine işkence ve kötü muamele konusunda açık çek vermiş oldu” dedi ve ekledi:

“Belgelediğimiz olaylar, bazı görevlilerin bunu gerçekten de yaptığını gösteriyor. Türk hükümeti, yaşamsal önem taşıyan işkence karşıtı uygulamaları yeniden geri getirmek zorunda. Türk hükümeti, demokrasiyi güçlendirmek için partiler arasında oluşmuş darbe karşıtı birlikten yararlanmak yerine, eleştirel seslerin ve muhaliflerin üzerine acımasızca gitmeyi tercih etti. Yüz binlerce insanın hukuksal işlemleri ve yargı süreçleri işletilmeden görevden atılması yada tutuklanması, bağımsız medya'nın susturulması ve Kürt milletvekillerinin hapse atılmasıyla birlikte, Türkiye son kuşağın en ağır krizine girdi.”

Raporda ayrıca, BM'nin işkence konusundaki özel raportörü Juan Mendez’in 10-14 Ekim tarihlerinde Türkiye'ye yapacağı ziyaretin Ankara tarafından ertelenmesinin ciddi şüpheler doğurduğu belirtildi.

Reklam
Reklam
Anahtar Kelimeler: