İnsanları ezdi, kendini böyle savundu! 'Ben tankla araçları ezdim'

FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün işgal girişimi ile Esenler Birlik Köprüsü'ndeki olaylarda 5 kişinin şehit olmasıyla ilgili 23'ü tutuklu 67 sanığın yargılanmasına devam ediliyor. 4 kişiyi tankla ezerek şehit eden eski Uzman Çavuş Ömer Kalın, eski Yarbay Fatih Sönmez ile Yüzbaşı Serdar Değirmendere'nin kendisini tehdit ettiğini savundu. Duruşmada darbe sanıkları Kalın ile Değirmendere arasında tartışma çıktı.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Bakırköy Adliyesi Konferans Salonu'nda yapılan duruşmaya, 22'si tutuklu 23 sanık ile taraf avukatları, müştekiler ve izleyiciler katıldı. Kullandığı tankla 4 kişiyi ezerek öldürdüğü ve bazı kişileri yaraladığı gerekçesiyle yargılanan tutuklu sanık eski Uzman Çavuş Ömer Kalın, savunmasında, 66. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı'ndan terör olayı nedeniyle alarm verilmesi üzerine tankla çıktıklarını ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün bulunduğu Vatan Caddesi'ne doğru giderken yolda trafik olduğunu söyledi.

Reklam
Reklam

Tankın trafikte ilerleyemediğini anlatan Kalın, "Yarbay Fatih Sönmez, 'Ez' dedi. Yüzbaşı Serdar Değirmendere de beni tehdit etti. 'Gaza bas, hızlı' diye bağırdı. Tehditlerin ardından tankı sürmek zorunda kaldım. Ben tankla araçları ezdim ama araçların içerisinde insanlar yoktu, ben görmedim. İnsanlar, araçların dışında, kenarında duruyordu. Tanktan indiğimde şoktaydım, yere oturdum, su içtim. Beş ay sonra hapishanedeyken gelen evrakta şehit ve gazilerin olduğunu öğrendim" iddiasında bulundu.

'NEDEN TANKA ARIZA YAPTIRMADIN'

Savunmanın ardından Ömer Kalın'ın çapraz sorgusuna geçildi. Müşteki avukatı Mehmet Alagöz'ün, tank şoförü olarak neden tankı geçici arızalandırmadığını sorması üzerine sanık Kalın, "Tankın geçici olarak arızalandırılmasını bilmiyorum." dedi.

'UTANMADAN İNKAR EDİYORSUNUZ'

Tutuklu sanık eski Yüzbaşı Serdar Değirmendere'nin, "Tankı durdurman durumunda sana bir şey yapabilir miydim?" şeklindeki sorusuna sanık Kalın, "Fatih'le ikiniz iş birliği içindeydiniz. Elinizde silah var, ateş ediyorsunuz. Ben bir uzman çavuş olarak gerçeklerin ortaya çıkması için elimden geleni yapıyorum. Utanmadan bir de inkar ediyorsunuz. Hiç mi Allah'tan korkmuyorsun? Cezaevinden korkacağınıza Allah'tan korkun." ifadelerini kullandı.

Reklam
Reklam

İDDİANAMEDEN

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, 15 Temmuz'da İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün işgal edilmesine teşebbüs eden ve aralarında tankın içinden çıkan eski Emniyet Müdürü Mithat Aynacı, yine olay tarihinde Edirne Emniyet Müdürlüğü'nde görevli olup İstanbul Emniyet Müdürlüğü binası çevresinde bulunduğu tespit edilen eski Emniyet Müdürü İsmail Uğuz'un yanı sıra Yarbaylar Osman Akkaya ve Fatih Sönmez'in de bulunduğu 23 rütbeli asker ile 44 er "sanık" sıfatıyla bulunuyor.

TANKI VATANDAŞLARIN ÜZERİNE SÜRDÜ

İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan ve 73 kişinin "müşteki" ve 14 kişinin "mağdur" sıfatıyla yer aldığı iddianamede, darbe girişimi sırasında rütbeli askeri personel sanık Ömer Kalın'ın kullandığı tankı, duran araçların ve vatandaşların üzerine sürmesi sonucu Hüseyin Kısa, Muhammet Aksu, Mehmet Şefik Şefkatlioğlu ve Türkmen Tekin'in şehit oldukları anlatılıyor.

Reklam
Reklam

SANIK YARBAY SİLAHLA VURARAK ŞEHİT ETTİ

Ahmet Kocabay'ın ise sanık Yarbay Fatih Sönmez tarafından silahla vurularak şehit edildiği belirtilen iddianamede, her iki bölgede çıkan olaylarda 30 kişinin de yaralandığı ifade ediliyor.

- "Askerlerle görüştükten sonra evden çıktı"

İddianamede, yapılan araştırmalarda örgütün şifreli haberleşme programı "ByLock" kullandığı belirlenen eski 4. sınıf Emniyet Müdürü Mithat Aynacı'nın üzerinde 1 dolarlık banknot bulunduğu vurgulanıyor.

Aynacı'nın kullandığı telefon hattındaki görüşmeler incelendiğinde 15 Temmuz'da başka dosyadan tutuklu eski İstanbul Jandarma Komutanı Albay Gürcan Sercan ile bu dosyanın sanıklarından Osman Akkaya ve bazı askerlerle birçok kez telefon görüşmesi yaptığı belirtiliyor.

Sanık Aynacı'nın cep telefonu baz bilgisine göre, 15 Temmuz'da saat 20.00 sıralarında Küçükçekmece'deki ikametinde olduğu ve 20.14'te aktif görevde olan bir uzman çavuş tarafından arandıktan sonra ikametinden ayrıldığı belirtilen iddianamede, sanığın, eski Albay Gürcan Sercan'la saat 22.49'da görüşme yaptıktan sonra Küçükçekmece'den ayrılarak İl Emniyet Müdürlüğü'nün bulunduğu Vatan Caddesi'ne hareket ettiği anlatılıyor.

Reklam
Reklam

- İstenen cezalar

İddianamede, tüm sanıklar hakkında “anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme”, “TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme”, “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme” ve “silahlı terör örgütüne üye olma” suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 15'er yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.

Sanıklardan Mithat Aynacı hakkında ayrıca "kasten öldürmeye teşebbüs", "hakaret" ve "tehdit" suçlarından 30 yıldan 55 yıla kadar hapis cezası istenen iddianamede, kullandığı tankla 4 kişiyi ezerek ölümüne yol açtığı gerekçesiyle sanık Ömer Kalın'ın "kasten öldürme”, kasten yaralama”, “mala zarar verme” suçlarından 4 kez müebbet ile 529 yıldan 990 yıla kadar hapisle cezalandırılması öngörülüyor.

Maktul Ahmet Kocabay'ın silahla vurularak şehit edilmesi ve diğer maktullerin ölümünden sorumlu tutulan sanık Yarbay Fatih Sönmez hakkında ayrıca "kasten öldürmeye azmettirme" suçundan 5 kez müebbet ve "kasten öldürmeye teşebbüs", "kasten yaralama", "hakaret", "tehdit", "mala zarar verme" suçlarından 559 yıldan 1030 yıla kadar hapis cezası talep edilen iddianamede, "ana darbe davası"nın sanıklarından eski Tugay Komutanı Tuğgeneral Mehmet Nail Yiğit'in kendisine İstanbul Emniyet Müdürlüğü yerleşkesinin işgal edilmesi talimatı verdiği belirten dönemin 66. Mekanize Piyade Tugayı'nda Kurmay Başkan Vekili Yarbay Osman Akkaya hakkında da ayrıca “kasten yaralama", "kasten öldürmeye teşebbüs", "hakaret" ve "tehdit" suçlarından 113 yıldan 256 yıla kadar hapis cezası isteniyor.

Reklam
Reklam

İddianamede, diğer bazı sanıkların da yine benzer suçlardan 13,5 yıl ila 990 yıl arasında değişen oranlarda hapis cezasına çarptırılmaları talep ediliyor.