İnsanlığın Okyanus Bilgisinin Uzaydan Çok Daha Az Olduğunu Biliyor muydunuz?

Yasamış olduğumuz dünyanın %71’ini kaplayan okyanuslar hakkında ne kadar bilgimiz var deseler bir çoğumuz keşfedilmemiş yeri yoktur diyecektir.

Fakat bu çıkarım acaba doğru mudur?

Peki, okyanuslar hakkındaki bilgimiz uzay hakkındaki bilgimizle kıyaslanınca bir hayli küçük kalıyor desek... İnsanoğlu 1969'dan bu zamana kadar ay yüzeyine 12 insan gönderdi fakat okyanusun en derin bölümü Mariana Çukuru’na yalnızca 3 insan gidebildi.

Bu rakamlar bizi şaşırtmasın, çünkü bütün bir okyanus zemini haritalandı. Ancak henüz yalnızca 5 kilometre resolusyonunda. Kısaca demek oluyor ki, okyanuslarda 5 kilometreden ötesindeki sır perdesini aralayamıyoruz. *Haliyle okyanus zemininin haritalanmış olması, bütün bir zeminin keşfedildiği ya da görülebildiği anlamına da gelmiyor. Okyanus zemininin haritalanması, okyanus yüzeyinin radarla ve sonarla taranması ile mümkün oldu. Elde edilen veriler sayesinde okyanus tabanının nerelerde tepeler ve çukurlar oluşturduğu hakkında bir fikir sahibi olunabiliyor. Bu iyi bir adım fakat, okyanus zemininin haritaları hala etrafımızdaki gezegenlerin haritaları kadar detaylı değil*. Bilim insanları yüksek çözünürlüklü radar kullanarak okyanus zemininin yalnızca %0.05’ini detaylı haritalandırmayı başardı.

Reklam
Reklam

Bu durumda yeni bir soru daha akıllara geliyor: "İnsanlar neden uzayın keşfini okyanusların keşfinden daha büyük bir hedef olarak görüyorlar?" Bu sorunun cevabı, keşfin rahatlığıyla alakalı olabilir. Tabii ki bir uzay gemisine sahip olmak ya da uzayda keşifler yapmak kolay bir şey değil. Fakat, 50 büyük yolcu uçağı üzerindeymişiz gibi bir basınç altında okyanus tabanını keşfetmeye çalışmak da kolay değildir. Okyanuslar uzaya kıyasla daha karanlık ve umutsuz bir şekilde belirsizdir.

Reklam
Reklam

Bilimsel araştırmalar arttıkça okyanuslarla ve uzayla ilgili bilinmeyenler de bir bir açığa çıkacak. Henüz hangi boyutta olduğunu (hatta belki de kaç tane olduğunu) bilmediğimiz uzay ile ilgili yapılan çalışmaları ve okyanusların keşfi üzerine yapılan araştırmaları karşılaştırmak tabii ki iki çalışma alanı açısından da adil olmaz. Fakat şu da bir gerçek, derin denizlerle ilgili bilgimiz ile etrafımızdaki gezegenler hakkındaki bilgimiz kıyaslandığında, derin denizlerle ilgili çok az şey bildiğimiz kolaylıkla görülebiliyor.