Instagram'daki Gezi fotoğrafına dava açıldı!

Gezi'de çektirdiği fotoğrafı Instagram'da paylaşan Avukat Yeşinil Yeşilyurt'un fotoğrafı Akit gazetesinde yayınlanınca hakkında iki yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.

Gezi eylemleri sırasında Taksim Meydanı'nda ters çevrilmiş bir polis aracının üzerine çıkıp sol yumruğunu kaldırarak fotoğrafı Instagram'da paylaşan Avukat Yeşinil Yeşilyurt'un fotoğrafı Akit gazetesinde yayınlanınca hakkında iki yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.

İstanbul ’daki Gezi Parkı gösterileri sırasında Taksim Meydanı’nda göstericiler tarafından ters çevrilmiş bir polis aracının üzerine çıkıp sol yumruğunu kaldırarak hatıra fotoğrafı çektiren ve bunu Instagram adlı sosyal paylaşım sitesine koyan Avukat Yeşinil Yeşilyurt, fotoğrafını izinsiz şekilde yayınlayan Akit gazetesi hakkında şikayetçi oldu. Radikal'in haberine göre Yeşilyurt, ‘özel hayatının ihlal edildiğini’ savunurken; Akit’i ve Instagram’daki fotoğrafı delil kabul eden savcılık, kadın avukat hakkında ‘suçu ve suçluyu övme’ suçundan iki yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açtı.

Reklam
Reklam

İddianamede, Yeşilyurt’un “Kamu malına zarar verme suçunu ve bu suçu işleyenleri övdüğü ve bununla ilgili çektirmiş olduğu fotoğrafı Facebook, Twitter ve Instagram adlı paylaşım sitelerinde paylaşmak suretiyle isnat olunan suçu işlediği” ileri sürüldü. Akit hakkında ise, “Instagram’daki fotoğraf özeldir, fotoğrafı basmak suç değildir” denilerek, hukuk tarihine geçecek bir takipsizlik kararı verildi. Yeşilyurt, “Nazi kampı önünde fotoğraf çektirsem faşizmle mi yargılanacağım?” diye soruyor.

İstanbul Barosu Avukat Hakları Merkezi Yürütme Kurulu Üyesi olan Avukat Yeşinil Yeşilyurt geçen yıl Gezi Parkı eylemleri sırasında Taksim Meydanı’nda bulunan on binlerce kişiden biriydi. Yeşilyurt da çoğu kişi gibi, göstericiler tarafından ters çevrilen bir polis aracının üzerine çıkıp sol yumruğunu havaya kaldırarak, hatıra fotoğrafı çektirdi. Daha sonra fotoğrafı Instagram adlı sosyal paylaşım sitesinde yayınladı. Aynı günlerde İstanbul Barosu aleyhine haber hazırlayan Akit gazetesi, Yeşilyurt’un Instagram hesabına girerek bu fotoğrafı aldı ve 10 Kasım 2013’te, “Alın size delil” başlığıyla bastı. Aynı haberde, Yeşilyurt ile yapılmış görüşmeye, kendisinden izin alınmaksızın yer verildi. Gazete aynı fotoğrafı sonraki günlerde “Çapulculuğa özel hayat kılıfı”, “Savcılık bu delili işleme koyacak mı?”, “Başörtülü olsaydı baro ne yapardı?” ve “O avukat vergi fakiri” başlıklı haberlerinde defalarca yayınladı. Çıkan haberler üzerine Yeşilyurt, “özel hayatın gizliliğini ihlâl, verileri hukuka aykırı şekilde ele geçirme, iftira, suç uydurma, yargı görevini yapanı etkileme, bilişim sistemine izinsiz girme” iddiasıyla suç duyurusunda bulundu.

Reklam
Reklam

KAMU MALINA ZARAR VERENLERİ ÖVMÜŞ
Yeşilyurt hakkını ararken, kendisini sanık olarak buldu. Savcı Mehmet Ocak, Yeşilyurt hakkında ‘suçu ve suçluyu övme’ savıyla dava açtı. Delil olarak da Akit’in haberi ile Yeşilyurt’un Facebook, Twitter ve Instagram’da paylaştığı fotoğraf gösterildi. İstanbul 6. Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılan ve ilk duruşması 3 Şubat 2015’te görülecek olan davanın iddianamesinde, Yeşilyurt’a şu suçlama yöneltildi:

“Şüphelinin Gezi hadiseleri sırasında göstericiler tarafından yakılmış olan polis aracının üstüne çıkmak ve sol yumruğunu yukarı kaldırmak suretiyle kamu malına zarar verme suçunu ve bu suçu işleyenleri övdüğü ve bununla ilgili çektirmiş olduğu fotoğrafı Facebook, Twitter ve Instagram adlı paylaşım sitelerinde paylaşmak suretiyle isnat olunan suçu işlediği...”

FOTOĞRAF: ÖZEL AMA YAYINLANABİLİR!
Yeşilyurt’un ‘özel hayat’ şikayetini değerlendiren Basın Savcısı Hüseyin Parlakkılıç ise hukuk tarihine geçecek nitelikte bir takipsizlik kararı verdi. Instagram’da paylaşılan fotoğrafın hatıra amaçlı olduğunu, özel hayata girdiğini ve basıldığı için Yeşilyurt’un hedef gösterildiğini beliren Savcı Parlakkılıç, ancak bunun izinsiz şekilde yayınlamanın suç olmadığını ileri sürdü. Savcı Parlakkılıç, kararda şu ifadeleri kullandı:

Reklam
Reklam

“Gezi olaylarını destekler mahiyetli görünen bu fotoğraf ile müştekinin, Gezi olaylarını desteklemeyen grupların hedefi haline gelebilme ihtimali söz konusudur. Bu ihtimali barındıran bir fotoğrafın mahrem olduğunun kabulü gerekir. Çünkü fotoğraf ile müştekinin karşılaşabileceği ve gelen iletilerden de karşılaşmış olduğu anlaşılan tehlike veya zarar yahut korunan değer, bir kimsenin yalnız kendisinin veya partnerinin görebilmesinin mümkün olabileceği görüntülerden daha hafif değildir. Ancak internet gibi herkesin yasal-gayrı yasal yollarla girebileceği bir platformda paylaşılmış olması fotoğrafın her ne kadar özel olsa da özel hayata ilişkin bir fotoğraf olarak kabulü mümkün değildir. Bu nedenle müştekiye ait olan ve özel sayılması gereken pozlarına ilişkin fotoğrafın etik olmayan şekilde basın ve yayın yoluyla yayınlanması suretiyle ifşa edilmesi eyleminde atılı suçun oluşmayacağı sonucuna varılmıştır.”

Savcı Parlakkılıç, soruşturma sonunda, Akit muhabiri Kenan Kıran ile yayın yönetmeni Ali İhsan Karahasanoğlu hakkında iki ayrı suçlamadan dava açtı. İlk suçlama, Yeşilyurt ile görüşmeyi izinsiz yayınladıkları için ‘haberleşmenin gizliliğini ihlal’ iddiasıyla yöneltildi. Kıran ve Karahasanoğlu ayrıca, “Savcılık bu delili işleme koyacak mı?” ve “O avukat vergi fakiri” başlıklı haberlerle Yeşilyurt hakkında dava açılmasını ve vergi incelemesi yapılmasını sağlamaya dönük şekilde ‘iftira’ atmakla suçlandı. İddianamede her iki suçlama için yedişer yıla kadar hapis cezası isteniyor.

Reklam
Reklam

‘NAZİ KAMPINDA ÇEKTİRSEM NE OLACAK?’

Avukat Yeşilyurt, Akit’in aynı fotoğrafı ısrarla yayınlamaya devam ettiğini ve her haberden sonra hedef gösterildiğini kaydediyor. İfade için gittiği savcılıkta, “Bir Nazi kampına gitsem, kapısında fotoğraf çektirsem, beni faşizmi övmekten mi tutuklayacaksınız” dediğini anlatan Yeşilyurt, “Bana, ‘Avukat hanım bir suç bulmamız lazım’ denildi" diyor. Yeşilyurt, “Suçu ve suçluyu nasıl övmüşüm, anlamıyorum. Bir pazar günü herkesin üzerine çıktığı ve simge haline gelmiş bir araçtı o” diyor. Avukat Erkut Güzel de Instagram’a konulan fotoğrafa bakılması ile bunun yayınlanması arasında bir fark olması gerektiğini vurguluyor.

Anahtar Kelimeler: