TIR şoförü H.Ş. ile ev hanımı E.Ş.'nin 3 çocuğundan M.Ş. (14) ile K.Ş. (10) İzmir'de özel bir poliklinikte 2011 Ağustos ayında sünnet oldu. İddiaya göre, lazer kullanan doktor Hüseyin Yeşilkayalı (51), ilk iki denemede sünnet derisini kesemedi. Baba H.Ş.'nin sorusu üzerine de, "Ara sıra böyle tutukluluk oluyor" dedi. Üçüncü denemesinde de başarılı olamayan doktor, K.Ş. ve ağabeyini neşterle sünnet etti.
TAMAMEN KESİLDİ
Habertürk'ün haberine göre, 5 gün sonra penisin morarması üzerine hastaneye kaldırılan küçük çocuğun penisinin lazerle yandığı ve dokularının büyük kısmının kaybolduğu ortaya çıktı. Penis kangren oldu. İlaçlı tedaviden sonuç alınamayınca 12 gün sonra penis göbek hizasından kesilmek zorunda kalındı.
'3 YILA KADAR MEN'
Cumhuriyet Savcılığı tarafından hazırlanan iddianamede doktorun gerekli dikkat ve özeni göstermediği, Adli Tıp Raporları'na göre de uygun olmayan cihazla sünnet yaptığı vurgulandı. Adli Tıp Raporu'na göre bipoler koter yerine monopolar koter kullandığının anlaşıldığı belirtildi. Çocuğun organ kaybına uğradığı ve hayati tehlike atlattığı belirtilerek, 3 aydan az 3 yıldan fazla olmamak koşuluyla doktorluktan men talep edildi.
'2 YILDA 8 AMELİYATLA 1 SANTİM PENİS'
8 yaşında cinsel organının tamamı kesilen K.Ş.'nin olayı 3 gün sonra öğrendiğini belirten baba H.Ş. yaşadıklarını şöyle anlattı: "Pipisini göremeyince günlerce ağladı. 'Anne baba ne olacakbenim halim' diye feryat etti. Küçük olduğu için organ nakli uygun değilmiş. Bacağından aldıkları dokularla 2 yılda 8 zorlu ameliyat geçirerek 1 santim penis yapabildiler. Gelişim 16 yaşına kadar sürdüğü için oğlum bu işkenceyi 6 yıl daha çekecek. Doktorlar sonrası için de net konuşamıyor."
İNTİHARA KALKIŞTI, ANNE KURTARDI
Çok zor günler geçirdiklerini belirten baba oğlunun çektiği acıları anlatırken gözleri doldu: "Parça dokuları birleştirirken idrar yollarında daralma oluyormuş. Bu daralmayı genişletmek için de, 2 yıldır 2 günde bir oğlumun idrar yoluna sonda (hortum) sokuyorlar. Büyük acılar çekiyor. Anestezi de yapılamadığı için her sondada 'Baba kurtar beni. Allah'ım ölmek istiyorum' diye bağırıyor. Bir yandan da psikologdan destek alıyor. Bir gün evde, 2 katlı ranzaya tülbentle kendini asmış. Eşim son anda görmüş. Başka bir sefer de mutfakta aldığı bıçakla kendini kesmeye çalışırken yakaladık"
'İLAÇLARI DEVLET KARŞILAMIYOR'
Baba H.Ş. oğlunun ilaçlarının devletin karşılamadığı kısmının ayda bin lira olduğunu, maddi ve manevi olarak tükendiklerini söyledi.
OKULA GİDEMİYOR
Ameliyatlar nedeniyle hareket kabiliyeti zayıflayan K.Ş. her gün annesine "Ben hep böyle mi kalacağım? Ben oyun oynayamayacak mıyım? Bisikletime ne zaman bineceğim?" diye soruyor. K.Ş. dördüncü sınıfıta ama 2 yıldır neredeyse her gün hastanede olduğu için okula da gidemiyor.
'SUÇUNU İTİRAF ETTİ, 500 LİRA SUS PAYI VERMEK İSTEDİ'
Doktorun hiçbir şey olmamış gibi davrandığını anlatan baba, "Bir defa hastaneye geldi. Asistanı bana zarf ile 500 lira verdi. Sus payı niyetine. Geri verdim. Oğlumuzun geleceği tehlikede, o bizi susturmaya çalışıyor. Mahkemede de suçunu itiraf etti. 'Lazer kullanırken yaktım, ama daha sonra üniversite hastanesinde doktorlar ne yaptı onu bilemiyorum' diye beyanda bulundu. Şu anda doktora ulaşamıyoruz. Daha önce de bir çocuğu sünnet ederken yine lazerle yakmış. İzmir İl Sağlık Müdürlüğü yetkililerinin kendisini arayıp yardımcı olacağını söylediklerini belirten baba H.Ş. "Olayı basına yansıtmayın diye telkinde bulundular. Ancak, doktorun özel poliklinikte çalıştığını öğrenince, ilgilerini de kestiler" diye konuştu.