"İpler atılmıyor"

BRÜKSEL (İHA) - TÜSİAD'ın AB Temsilcisi Bahadır Kaleağası, AB'nin ilerleme raporun Türkiye ile birliğin ilişkilerini kesip atacak karamsar bir tablo sunmadığını söyledi. Kaleağası, Ankara'nın uyum süreci çalışmalarını devam ettirmesi gerektiğine dikkat çekerek, AB'nin 3 Kasım'da sandıktan çıkacak hükümeti beklediğini vurguladı.

Türkiye Sanayiiciler ve İşadamları Derneği'nin (TÜSİAD) Avrupa Birliği (AB) Temsilcisi Bahadır Kaleağası, raporu olumsuz bulmadığını belirterek, Kopenhag Zirvesi'ne kadar Türkiye'nin önande Kıbrıs'tan Irak'a kadar belirsizliklerle dolu bir sürecin bulunduğuna dikkat çekti.

Reklam
Reklam

TÜSİAD Temsilcisi'ne göre ilerleme raporu, Türkiye AB macerasının sona erdiği anlamına gelmiyor. Kaleağası, raporun sadece son bir yıl içerisinde Türkiye'nin AB'ye hazırlık yolundaki faaliyetlerinin bir değerlendirmesi olduğuna dikkat çekerek, "Komisyon raporunda Türkiye'ye müzakere tarihi verilmeyecek demiyor ve demeyecek de. Böyle birşey yok. Komisyonun raporunda, Türkiye'nin son bir yıldaki Kopenhag kriterlerine uyma yönünde, siyasi ve ekonomik açıdan kattettiği mesafe, Katılım Ortaklığı Belgesi'ndeki unsurlar bağlamında incelenmekte. Yapılan reformlar ve eksikler sıralanıyor" diye konuştu.

"RAPOR İLİŞKİLERİ KESİP ATMIYOR" Raporun AB-Türkiye ilişkilerine zarar verici bir niteliği olmadığını da belirten Kaleağası, "Raporda, Türkiye ile ilişkilerin bundan sonraki dönemde de birlik hedefleri doğrultusunda daha da derinleştirilmesi öneriliyor. Yani bu ilişkileri kesip atan, Türkiye'yi AB yolundan kopartan bir rapor değil. Bilakis olağan bir ilerleme raporu" dedi.

İlerleme raporunda Komisyon'un müzakere tarihi ile ilgili herhangi bir ifadeye yer vermediğini hatırlatan Kaleağası, müzakere talebinin Türkiye'nin beklentisi olduğuna dikkat çekti. Kaleağası, "Türkiye Kopenhag Zirvesi'nde müzakere kararının alınmasını istiyor. Komisyon o konuya girmemiş. Kopenhag Zirvesi'yle ilgili olarak hiçbir telkinde bulunmuyor. Çıtayı daha düşük tutan, yani mevcut ilişkilerin adaylık ve tam üyelik yönünde derinleştirilmesi yönünde tutan bir yaklaşım var" diye konuştu.

Reklam
Reklam

Komisyon'un bu konuya hiç değinmemesinin de Türkiye açısından endişe meydana getirdiğini belirten Kaleağası, "Çünkü bu biraz yolundan saptırıcı veya Türkiye'ye zaman kaybettirici, Avrupa Birliği'ne de zaman kazandırıcı bir dürtüyle hazırlandığı malum olan bir rapor" yorumunu yaptı.

Kaleağası, "Peki şimdi top kimde?" sorusuna yanıt olarak da, "Top ortada. Brüksel söyleyeceğini söyledi. Kaleağası, "Türkiye henüz Kopenhag Kriterleri'ne tam anlamıyla uymuyor. Komusyon'un raporunun özeti budur. Anlaşılıyor ki bu nedenle de müzakere tarihi konusuna hiç girilmedi" ifadesini kullandı.

ANKARA'NIN İŞİ ÇOK Bu aşamadan sonra Ankara'ya çok iş düştüğünün altını çizen Kaleağası, Türkiye'nin özellikle işkence ve insan hakları gibi sorunların çözümü için başlattığı çalışmaları devam ettirmesinin önemli olduğunu söyledi. Kaleağası, AB'nin kendi içinde Türkiye'ye karşı ortak bir tavır geliştirebilmesinin önemine de dikkat çekti.

15 üye ülkenin Türkiye konusunda fikir birliğine varmasının AB için zor olduğunu belirten Kaleağası, "Almanya'da seçimler bekleniyordu. Seçimler oldu ama yeni Alman hükümetinin Türkiye politikası henüz belli değil. Hatta ve hatta Brüksel'de Schröder ve Yeşiller koalisyonunun Türkiye'yi kesinlikle müzakerelere geçilecek bir ülke olarak istemediği söyleniyor. Ama bunun doğruluğunu teyid etmemiz çok zor. Büyük sorunun Almanya olduğu söyleniyor çünkü Danimarka 'Türkiye müzakerelere başlayabilir' tavrında. Geriye de başka büyük bir direnç noktası kalmıyor" diye konuştu.

Reklam
Reklam

Kaleağası ayrıca sadece birliğe üye ülkelerin değil, Hristiyan Demokrat çevrelerin de "Avrupa ülkülerinde Türkiye'ye yer veremediğine" dikkat çekti.

"AB, TÜRKİYE'NİN SİYASİ İRADESİNİ BİLMEK İSTİYOR" Türkiye'de 3 Kasım'da gerçekleşecek seçimlerin de AB tarafından yakından takip edildiğini belirten Kaleağası, "Seçimlerden sonra çıkacak hükümet çok önemli. Çünkü AB geçmişte de aday ülkelerdeki siyasi iradeye çok önem verdi. Yani bir müzakere süreci işleyebilmesi için o ülkenin hükümetinin, hatta ana muhalefetinin, AB konusunda kuşkulara yer bırakmayacak bir tavırda olması gerekiyor. Bu hem söylemde, hem tavırda, hem de değerlerde, Avrupa değerlerine inandığı konusunda kuşkular olan bir hükümetin AB'yle müzakerelere girmesi çok zor olacaktır" dedi.

Kaleağası, Kopanhag Zirvesine'ne kadar geçecek süre içinde Türkiye'nin önünde belirsizlikler dolu bir yolun olduğunu hatırlatarak, "Kıbrıs konusu var. O da bir belirsizlik. Irak'da savaş olacak mı? Kopenhag'a kadar önümüzde bir dizi belirsizlik etkeni maalesef mevcut" diye konuştu.

Reklam
Reklam